SORU 206: Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun neler getiriyor?
Kamuoyunda Elektronik Ticaret Kanunu olarak bilinen kanun tasarısı 21.10.2011 tarihinde TBMM’ye gelmiştir. Uzun bir süre TBMM’de bekleyen yasa tasarısı yaklaşık 3 sene sonra 23.10.2014 tarihinde TBMM 24.Dönem 5.Yasama Yılı 8.Birleşiminde Genel Kurulında kabul edilerek yasalaştı.
Bu yasa hazırlanırken TBMM’deki komisyon toplantılarına katılma imkanım olmuştu.
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı –
1.Toplantı: 09 Şubat 2012 Perşembe -TBMM – KİT Komisyon Toplantı Salonu- Ankara
2.Toplantı:  01 Mart 2012 Perşembe – TBMM – KİT Komisyon Toplantı Salonu-Ankara
3.Toplantı: 22 Mart 2012 Perşembe – TBMM – KİT Komisyon Toplantı Salonu-Ankara
 
ELEKTRONİK TİCARETİN DÜZENLENMESİ
HAKKINDA KANUN

Kanun No. 6563           Kabul Tarihi: 23/10/2014      

Amaç ve kapsam
MADDE 1- (1) Bu Kanunun amacı, elektronik ticarete ilişkin esas ve usulleri düzenlemektir.
(2) Bu Kanun, ticari iletişimi, hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcıların sorumluluklarını, elektronik iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmeler ile elektronik ticarete ilişkin bilgi verme yükümlülüklerini ve uygulanacak yaptırımları kapsar.
Tanımlar
MADDE 2- (1) Bu Kanunun uygulanmasında;

  1. a) Elektronik ticaret: Fiziki olarak karşı karşıya gelmeksizin, elektronik ortamda gerçekleştirilen çevrim içi iktisadi ve ticari her türlü faaliyeti,
  2. b) Ticari iletişim: Alan adları ve elektronik posta adresi dışında, mesleki veya ticari faaliyet kapsamında kazanç sağlamaya yönelik olarak elektronik ticarete ilişkin her türlü iletişimi,
  3. c) Ticari elektronik ileti: Telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak elektronik ortamda gerçekleştirilen ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri,

ç) Hizmet sağlayıcı: Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişileri,

  1. d) Aracı hizmet sağlayıcı: Başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına elektronik ticaret ortamını sağlayan gerçek ve tüzel kişileri,
  2. e) Bakanlık: Gümrük ve Ticaret Bakanlığını,

ifade eder.
Bilgi verme yükümlülüğü
MADDE 3- (1) Hizmet sağlayıcı, elektronik iletişim araçlarıyla bir sözleşmenin yapılmasından önce;

  1. a) Alıcıların kolayca ulaşabileceği şekilde ve güncel olarak tanıtıcı bilgilerini,
  2. b) Sözleşmenin kurulabilmesi için izlenecek teknik adımlara ilişkin bilgileri,
  3. c) Sözleşme metninin sözleşmenin kurulmasından sonra, hizmet sağlayıcı tarafından saklanıp saklanmayacağı ile bu sözleşmeye alıcının daha sonra erişiminin mümkün olup olmayacağı ve bu erişimin ne kadar süreyle sağlanacağına ilişkin bilgileri,

ç) Veri girişindeki hataların açık ve anlaşılır bir şekilde belirlenmesine ve düzeltilmesine ilişkin teknik araçlara ilişkin bilgileri,

  1. d) Uygulanan gizlilik kuralları ve varsa alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarına ilişkin bilgileri,

sunar.
(2) Hizmet sağlayıcı, varsa mensubu olduğu meslek odası ile meslekle ilgili davranış kurallarını ve bunlara elektronik olarak ne şekilde ulaşılabileceğini belirtir.
(3) Tarafların tüketici olmadığı hâllerde taraflar, birinci ve ikinci fıkralardaki düzenlemelerin aksini kararlaştırabilirler.
(4) Hizmet sağlayıcı, sözleşme hükümlerinin ve genel işlem şartlarının alıcı tarafından saklanmasına imkan sağlar.
(5) Birinci ve ikinci fıkralar, münhasıran elektronik posta yoluyla veya benzeri bireysel iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelere uygulanmaz.
Sipariş
MADDE 4- (1) Elektronik iletişim araçlarıyla verilen siparişlerde aşağıdaki esaslar geçerlidir:

  1. a) Hizmet sağlayıcı, siparişin onaylanması aşamasında ve ödeme bilgilerinin girilmesinden önce, ödeyeceği toplam bedel de dâhil olmak üzere, sözleşmenin şartlarının alıcı tarafından açıkça görülmesini sağlar.
  2. b) Hizmet sağlayıcı, alıcının siparişini aldığını gecikmeksizin elektronik iletişim araçlarıyla teyit eder.
  3. c) Sipariş ve siparişin alındığının teyidi, tarafların söz konusu beyanlara erişiminin mümkün olduğu anda gerçekleşmiş sayılır.

(2) Hizmet sağlayıcı, sipariş verilmeden önce alıcıya, veri giriş hatalarını belirleyebilmesi ve düzeltebilmesi için uygun, etkili ve erişilebilir teknik araçları sunar.
(3) Tarafların tüketici olmadığı hâllerde taraflar, birinci ve ikinci fıkralardaki düzenlemelerin aksini kararlaştırabilirler.
(4) Birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri ile ikinci fıkra, münhasıran elektronik posta yoluyla veya benzeri bireysel iletişim araçlarıyla yapılan sözleşmelere uygulanmaz.
Ticari iletişime ilişkin esaslar
MADDE 5- (1) Ticari iletişimde:

  1. a) Ticari iletişimin ve bu iletişimin adına yapıldığı gerçek ya da tüzel kişinin açıkça belirlenebilir olmasını sağlayan bilgiler sunulmalıdır.
  2. b) İndirim ve hediye gibi promosyonlar ile promosyon amaçlı yarışma veya oyunların bu niteliği açıkça belirlenebilmeli, bunlara katılımın ve bunlardan faydalanmanın şartlarına kolayca ulaşılabilmeli ve bu şartlar açık ve şüpheye yer bırakmayacak şekilde anlaşılır olmalıdır.

Ticari elektronik ileti gönderme şartı
MADDE 6- (1) Ticari elektronik iletiler, alıcılara ancak önceden onayları alınmak kaydıyla gönderilebilir. Bu onay, yazılı olarak veya her türlü elektronik iletişim araçlarıyla alınabilir. Kendisiyle iletişime geçilmesi amacıyla alıcının iletişim bilgilerini vermesi hâlinde, temin edilen mal veya hizmetlere ilişkin değişiklik, kullanım ve bakıma yönelik ticari elektronik iletiler için ayrıca onay alınmaz.
(2) Esnaf ve tacirlere önceden onay alınmaksızın ticari elektronik iletiler gönderilebilir.
Ticari elektronik iletinin içeriği
MADDE 7- (1) Ticari elektronik iletinin içeriği, alıcıdan alınan onaya uygun olmalıdır.
(2) İletide, hizmet sağlayıcının tanınmasını sağlayan bilgiler ile haberleşmenin türüne bağlı olarak telefon numarası, faks numarası, kısa mesaj numarası ve elektronik posta adresi gibi erişilebilir durumdaki iletişim bilgileri yer alır.
(3) İletide, haberleşmenin türüne bağlı olarak, iletinin konusu, amacı ve başkası adına yapılması hâlinde kimin adına yapıldığına ilişkin bilgilere de yer verilir.
Alıcının ticari elektronik iletiyi reddetme hakkı
MADDE 8- (1) Alıcılar diledikleri zaman, hiçbir gerekçe belirtmeksizin ticari elektronik iletileri almayı reddedebilir.
(2) Hizmet sağlayıcı ret bildiriminin, elektronik iletişim araçlarıyla kolay ve ücretsiz olarak  iletilmesini sağlamakla ve gönderdiği iletide buna ilişkin gerekli bilgileri sunmakla yükümlüdür.
(3) Talebin ulaşmasını müteakip hizmet sağlayıcı üç iş günü içinde alıcıya elektronik ileti göndermeyi durdurur.
Aracı hizmet sağlayıcıların yükümlülükleri
MADDE 9- (1) Aracı hizmet sağlayıcılar, hizmet sundukları elektronik ortamı kullanan gerçek ve tüzel kişiler tarafından sağlanan içerikleri kontrol etmek, bu içerik ve içeriğe konu mal veya hizmetle ilgili hukuka aykırı bir faaliyetin ya da durumun söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü değildir.
(2) Bu Kanunun 3, 4, 5, 6, 7 ve 8 inci maddelerinde düzenlenen yükümlülüklerin aracı hizmet sağlayıcılarına uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.
Kişisel verilerin korunması
MADDE 10- (1) Hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet sağlayıcı:

  1. a) Bu Kanun çerçevesinde yapmış olduğu işlemler nedeniyle elde ettiği kişisel verilerin saklanmasından ve güvenliğinden sorumludur.
  2. b) Kişisel verileri ilgili kişinin onayı olmaksızın üçüncü kişilere iletemez ve başka amaçlarla kullanamaz.

Bakanlık yetkisi
MADDE 11- (1) Bakanlık, bu Kanunun uygulanması ve elektronik ticaretin gelişimiyle ilgili her türlü tedbiri almaya ve denetimi yapmaya yetkilidir.
(2) Bakanlıkça görevlendirilen denetim elemanları, bu Kanun kapsamında Bakanlık yetkisine giren hususlarla ilgili olarak her türlü bilgi, belge ve defterleri istemeye, bunları incelemeye ve örneklerini almaya, ilgililerden yazılı ve sözlü bilgi almaya yetkili olup ilgililer istenilen bilgi, belge ve defterler ile elektronik kayıtlarını, bunların örneklerini noksansız ve gerçeğe uygun olarak vermek, yazılı ve sözlü bilgi taleplerini karşılamak ve her türlü yardım ve kolaylığı göstermekle yükümlüdür.
Cezai hükümler
MADDE 12- (1) Bu Kanunun;

  1. a) 3 üncü maddesindeki yükümlülüklere, 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki yükümlülüklere, 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına veya 7 nci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket eden hizmet sağlayıcılara ve aracı hizmet sağlayıcılara bin Türk lirasından beş bin Türk lirasına kadar,
  2. b) 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki veya aynı maddenin ikinci fıkrasındaki, 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendindeki veya 7 nci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki yükümlülüklere aykırı hareket eden hizmet sağlayıcılara ve aracı hizmet sağlayıcılara bin Türk lirasından on bin Türk lirasına kadar,
  3. c) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendindeki, 8 inci maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarındaki yükümlülüklere aykırı hareket eden hizmet sağlayıcılara ve aracı hizmet sağlayıcılara iki bin Türk lirasından on beş bin Türk lirasına kadar,

ç) 11 inci maddesinin ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere iki bin Türk lirasından beş bin Türk lirasına kadar,
idari para cezası verilir.
(2) Bir defada birden fazla kimseye 6 ncı maddenin birinci fıkrasına aykırı olarak ileti gönderilmesi hâlinde, birinci fıkranın (a) bendinde öngörülen idari para cezası on katına kadar artırılarak uygulanır.
(3) Bu maddede öngörülen idari para cezalarını verme yetkisi Bakanlığa aittir. Bu yetki, merkezde Bakanlığın ilgili genel müdürlüğüne, taşrada ise Bakanlığın il müdürlüklerine devredilebilir.
Yönetmelikler
MADDE 13- (1) Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler; Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ve Ekonomi Bakanlığı ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun görüşleri alınarak Bakanlık tarafından hazırlanır.
Değiştirilen mevzuat
MADDE 14- (1) 5/11/2008 tarihli ve 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanununun 50 nci maddesinin beşinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, maddeye aşağıdaki fıkralar eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
“(5) İşletmeciler tarafından, sundukları hizmetlere ilişkin olarak abone ve kullanıcılarla, önceden izinleri alınmaksızın otomatik arama makineleri, fakslar, elektronik posta, kısa mesaj gibi elektronik haberleşme vasıtalarının kullanılması suretiyle pazarlama veya cinsel içerik iletimi gibi maksatlarla haberleşme yapılamaz. İşletmeciler, sundukları hizmetlere ilişkin olarak abone ve kullanıcılarıyla siyasi propaganda içerikli haberleşme yapamazlar.”
“(6) İşletmeciler tarafından, abone ve kullanıcıların iletişim bilgilerinin bir mal ya da hizmetin sağlanması sırasında, bu tür haberleşmenin yapılacağına dair bilgilendirilerek ve reddetme imkânı sağlanarak edinilmiş olması hâlinde, abone ve kullanıcılarla önceden izin alınmaksızın aynı veya benzer mal ya da hizmetlerle ilgili pazarlama, tanıtım, değişiklik ve bakım hizmetleri için haberleşme yapılabilir.
(7) Abone ve kullanıcılara, bu tür haberleşme yapılmasını reddetme ve verdikleri izni geri alma hakkı kolay ve ücretsiz bir şekilde sağlanır.”
Onay alınarak oluşturulan veri tabanları
GEÇİCİ MADDE 1- (1) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, ticari elektronik ileti gönderilmesi amacıyla onay alınarak oluşturulmuş olan veri tabanları hakkında 6 ncı maddenin birinci fıkrası uygulanmaz.
MADDE 15- (1) Bu Kanun 1/5/2015 tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 16- (1) Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
 
 
 
 

 
 

1/488 ESAS SAYILI ELEKTRONİK TİCARETİN DÜZENLENMESİ

HAKKINDA KANUN TASARISI HAKKINDAKİ GÖRÜŞLERİM(17.04.2012 TARİHİNDE HAZIRLANMIŞTI)

  1. Bilgi Teknolojileri ve İletişim alanlarındaki gelişmeler nedeniyle ticari hayatta da ciddi değişiklikler olmuştur. Ticari hayatı düzenleyen mevzuatın da bu yönde geliştirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle de elektronik ticaret olarak adlandırılan bu yeni alanın kanunla düzenlenmesi yerinde bir uygulamadır.

  2. Yapılacak yasal düzenlemelerin ayrı bir yasa altında mı yoksa ayrı yasalar altında yer alacak maddeler aracılığıyla mı yapılması gerektiği hususu tartışmalıdır. Nitekim bu tartışmalara 1/488 Esas sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın gerekçe bölümünde de yer verilmiştir. Türk hukukunda genel itibariyle bilgi teknolojileri ve iletişim alanlarındaki düzenlemelerin ana kanunlar altına eklenen maddelerle çözülmeye çalışıldığı gözlemlenmektedir. Kanun koyucu bu yasayla getirmek istediği değişiklikleri henüz yürürlüğe girmemiş Türk Ticaret Kanunu altına eklenecek bir bölüm ile de çözebilirdi. Bu şekilde ayrı bir kanun yapılacak ise o zaman mevzuatta dağınık halde bulunan ve elektronik ticaretle ilgili tüm hükümler bu kanun içerisinde toplanmalıdır. Aksi takdirde ikili bir uygulama söz konusu olur.

  3. 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu, 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu, 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve bu yayınlar yoluyla işlenen suçlarla mücadele edilmesi hakkında Kanun ve Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmelik, Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Yönetmeliği, Tüketici Sözleşmelerindeki Haksız Şartlara İlişkin Yönetmelik, Elektronik Haberleşme Sektöründe Tüketici Hakları Yönetmeliği gibi düzenlemelerde yer alan hükümler dikkate alınmalı uygulamada bu düzenlemeler arasında ortaya çıkabilecek uyumsuzluklar giderilmelidir.

  4. Türk Hukukunda tüketici lehine yorum ilkesi desteklendiğinden tüketici aleyhine oluşabilecek uygulamalara yer verilmemelidir.

  5. Bu kanun tasarısıyla büyük ölçüde istenmeyen e-posta (spam) konusunda düzenlemeler yapılmış ve ancak elektronik ticaretle ilgili olarak uygulamada çıkan sorunların çözümleyecek maddeler eksik bırakılmıştır. Örneğin Elektronik ticaretin önündeki en önemi engellerden olan sanal dolandırıcılık, charge back (kredi kartlarında ters ibraz sorunu) gibi hususlarda düzenlemeler yapılması gerekmektedir.

  6. İspat hukuku açısından Türk Hukukuna giren elektronik imza ve kayıtlı elektronik posta ve elektronik tebligat hükümlerinin bu kanunda ne şekilde uygulanabileceği hususu tartışmalıdır.

  7. Sahte veya dolandırıcılığı tespit edilmiş internet siteleriyle ilgili olarak ne gibi bir yaptırım uygulanacağı belirtilmemiştir. 5651 sayılı kanundaki gibi bir yöntemle mi yoksa başka bir yöntemle mi bu tür internet sitelerine erişimin engellenip engellenemeyeceği hususu tartışılmalıdır.

  8. Elektronik ticaret yapabilecek internet sitesinin ve ödeme sisteminin ne şekilde olması gerektiği yönünde teknik standartlar belirlenmemiştir.

  9. Özellikle ikinci el mal satan veya hizmet satan sitelerin revaçta olduğu düşünülürse elektronik ticarette vergilendirme hususunun da tartışılması gerekmektedir.

  10. Uluslar arası alışveriş internet üzerinden çok kolay yapılabiliyor olması nedeniyle ortaya çıkacak uyuşmazlıklarda hangi hukuk sisteminin uygulanacağının belirlenebilir olması gerekmektedir.

  11. Yurtdışından yapılan alışverişlerdeki gümrük işlemlerinin, kotalandırma vb. yetkilerin de bu yasayla birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.

  12. Kanun tasarısının 2.maddesinde ve 14.maddesindeki otomatik arama makineleri terimi tartışmalıdır. Günümüzde çağrı merkezleri tarafından sistemli bir şekilde tüketiciler telefonla aranarak pazarlama ve tanıtım yapılmaktadır. Bu kanun maddesiyle bu tür telefon arama işlemlerinin engellenebilmesi mümkün gözükmemektedir.

  13. Kanun tasarısının 3.maddesinde belirtilen alternatif uyuşmazlık çözüm mekanizmalarından neyin kastedildiği tam anlaşılamamaktadır. Türk hukukundan henüz bu tür bir mekanizma bulunmamaktadır. Bu hususun da açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.

  14. Kanun tasarısının 3. ve 4. Maddelerindeki düzenlemelerin benzerleri Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmelikte yer almaktadır. Bu durum Uygulamada karışıklıklara yol açabilecektir.

  15. Kanun tasarısının 6.maddesinde tüketicilerin gerçek iradelerinin dışında gerçekleşen onay durumlarının nasıl değerlendirileceği yönünde bir usul düzenlenmemiştir. Genel ispat kuralları çerçevesinde uygulamada karışıklıklara yol açabilecektir.

  16. Kanun tasarısın 7.maddesinde belirtilen bilgilendirmenin özellikle 160 karakterle sınırlı smslerde nasıl yapılacağı hususu tartışmalıdır.

  17. Kanun tasarısın 10.maddesinde kişisel verilerin korunmasının hangi usule ve standartlara göre yapılacağı belirtilmemiş ve çerçevesi çizilmemiştir.

  18. Geçici 1.madde ile kanundan önceki veritabanlarının onayı aldığı kabul edildiğinden bu konuda büyük ölçekteki şirketler ellerindeki veritabanını kullanarak kanunun 6.maddesini işlevsiz hale getirme ihtimali bulunmaktadır.

Dönemi ve Yasama Yılı 24/2
Esas Numarası 1/488
Başkanlığa Geliş Tarihi 21/10/2011
Tasarının Başlığı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
Tasarının Özeti Tasarı ile elektronik ticarete ve bilgi toplumu hizmetlerine ilişkin esas ve usuller ile istenmeyen elektronik postalara ilişkin hükümler düzenlenmekte ve Avrupa Birliğinin konuyla ilgili mevzuatı ile Türk mevzuatı arasında uyum sağlanması amaçlanmaktadır.
Tasarının Son Durumu KANUNLAŞTI

Kanun Tasarısı Komisyon Bilgileri

Komisyon Tipi Adı Giriş Tarihi Çıkış Tarihi Yapılan İşlem Karar Tarihi
Tali Komisyon Adalet Komisyonu 25/10/2011 10/05/2012 Raporunu Vermedi
Tali Komisyon Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu 25/10/2011 15/11/2011 Raporunu Verdi
Esas Komisyon Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu 25/10/2011 10/05/2012 Raporunu Verdi 02/05/2012
Tali Komisyon Avrupa Birliği Uyum Komisyonu 25/10/2011 10/01/2012 Raporunu Verdi

 

Esas Komisyon Raporu(Sırasayısı) 240
Kanun Numarası: 6563

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi
Genel Kurul Tutanağı
24. Dönem 5. Yasama Yılı
8. Birleşim 23/Ekim /2014 Perşembe
Tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Maddelerine geçilmesini oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Kabul edilmiştir.
Şimdi birinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz.
Birinci bölüm, 1 ila 9’uncu maddeleri kapsamaktadır.
Birinci bölüm üzerinde söz isteyen, Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına Adana Milletvekili Sayın Ümit Özgümüş.
Buyurunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
CHP GRUBU ADINA ÜMİT ÖZGÜMÜŞ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Kanun Tasarısı hakkında söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Dünyada özellikle 20’inci yüzyılın ortalarında başlayan iletişim, teknoloji, bilişim sektörü veya teknolojileri baş döndürücü bir hızla gelişiyor, takip etmek imkânsız hâle geldi ve hayatın her alanında bizi kapsamaktadır. Sağlık alanında, eğitim alanında, ticaret alanında, tarım alanında veya her alanda hızla gelişmektedir. Bugün bizim konumuz olan elektronik ticarette de gelişmeler yine aynı şeklide baş döndürücü hızla gelişmekte ve geleneksel, bildiğimiz ticaret hızla elektronik ticarete kaymaktadır.
2013 yılında devletin resmî rakamlarına göre bilişim sektörü yüzde 11,3 geliştiği hâlde elektronik ticaretin gelişme hızı yüzde 30 civarındadır. Yine yapılan tahminlere göre de 2050 yılında dünyadaki ticaretin yaklaşık olarak yüzde 80’i veya yüzde 80’i aşan kısmının da elektronik ticaretle yapılacağı öngörülmektedir.
Değerli arkadaşlar, benim de dünyayı anlamak için rehberim olan diyalektik felsefe evrenin değişim dinamiğini açıklarken altyapı kurumlarından ve üstyapı kurumlarından bahseder. Teknolojinin gelişmesi, üretim araçları altyapıyı karşılar ve ticaret, yasalar, kültür, sosyolojik davranışlar da üst yapıyı. Diyalektik felsefe der ki: “Altyapı geliştikçe yani üretim araçları ve teknoloji geliştikçe bu üstyapıyı etkiler ve değişime zorlar.” Bugün dünyada teknolojinin ve elektronik ticaretin gelişmesi bizde yasaları da değişime zorlamakta, yeni kavramları, İnternet gibi, erişim gibi, erişim sağlayıcı, hizmet sağlayıcı gibi yeni kavramları hayata soktuğu için bunların yasalarda yer alması gerekiyor. O anlamda, bu elektronik ticaret kanununun gelmesi zorunluydu.
Ama yine aynı şekilde diyalektik felsefe diyor ki: “Yasalar çıktığı andan itibaren eskimeye başlar.” Eğer bugün bu yasayı kabul edersek yarın sabahtan itibaren teknolojinin gelişimi, üretim araçlarının gelişimi durmayacağı için bu yasa yarından itibaren eskimeye başlayacak ve yetersiz kalacaktır.
Değerli arkadaşlar, Amerika Birleşik Devletleri’nde başlayan yeni bir süreç var, o da şu: Dünyadaki ticaretin elektronik ticarete kaymasıyla bildiğimiz klasik, yerleşik ticaret yapan firmalar, mağazada ticaret yapan firmalar, elektronik ticaretin bu rekabetine karşı yeni önlemler almakta, yeni enstrümanlar geliştirmekte. Örneğin, yine Amerika Birleşik Devletleri’nde çok uluslu bazı mağazaların şimdi elektronik ticaretin rekabetinden korunmak için geliştirdiği bazı teknolojiler var. Onlardan bir tanesi şu: Mağazaya gittiğiniz zaman elektronik ticarette o satılan malların içeriğiyle ilgili bilgi avantajını o mağazalara kaydırmak için, vitrinlerin camına dokunmatik olarak içerde satılan mallarla ilgili bilgiler, o malın evsafı, içeriği, yapılışı ve belki onun kadar önemli, daha önce bu malı kullanan insanların düşüncelerini de dışarıdan görebiliyor ya da şimdi bazı mağazalar içeride interaktif aynalar vasıtasıyla soyunma kabinlerine girmeden aynanın karşısına geçerek üzerinde kazak , elbise, gömlek deneyebiliyor.
Şimdi, biraz önce söylediğim, bu yasa yarından itibaren eskiyecek dediğim konulardan bir tanesi bu çünkü önümüzdeki süreçte yeni anlaşmazlıklar, yeni kavramlar ortaya çıkacak. Mağazaya girdiniz, interaktif aynaya geçtiniz ve gömleğinizi seçtiniz ancak uymadı. Bu, yerleşik ticarete mi girer, yoksa elektronik ticarete mi girer bu da ihtilaflı hâle gelecek ve öyle

51


sanıyorum ki bu yasama yılında olmaz ama önümüzdeki dönemde elektronik ticarette yeni bir yasa gelmek zorunda kalacak, bu süreç böyle devam edecek.
Şimdi, değerli arkadaşlar, Türkiye hızla gelişen bilişim teknolojisinin, bilişim sektörünün bir ucundan yakalamak zorunda. Türkiye sanayi devrimini ıskaladı, sanayi devrimini yakalayamadı. Şimdi, dünya, bilişim sektörüne, sanayi ötesi toplum modeline geçerken Türkiye hâlâ bir sanayi toplum modelini bile yakalayamadı. Onun için, elektronik ticareti düzenlerken kantarın topuzunu kaçırmadan bir yandan elektronik ticaretten zarar görecek tüketicileri korurken öte yandan da elektronik ticaret yapan ve bunun yazılım sektöründe çalışan firmaları da korumak zorundayız ki bir ucundan yakalayabilelim ve bu sektörü de kaçırmayalım sanayi sektörünü kaçırdığımız gibi.
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Yasası’nda en çok tartıştığımız, alt komisyonda, komisyonda tartıştığımız konu aslında yasanın 6’ncı maddesi. Sayın Bakan biraz önce konuşurken 6’ncı maddede getirilen düzenlemenin tüketici yararına olduğunu anlatmaya çalıştı ama bana göre en sakıncalı olduğu yer de burası. Dünyada istenmeyen ticari elektronik postaların engellenmesi için 2 tane yol var: Bir tanesinde firmalar ilk defa bir elektronik postayı gönderir ve tüketicinin, kullanıcının onu reddetme hakkı var, ona ecnebiler “opt-out” diyor. İkincisi de biraz önce Sayın Bakanın da söylediği gibi, bir elektronik posta, daha doğrusu ticari elektronik posta göndermek için daha önceden izin alma hakkı, ona da “opt-in” diyorlar. Şimdi, biz burada “opt-out” sisteminin uygulanmasını istedik alt komisyonda ve komisyonlarda. Yani bir firma uğraşmış, bir ürün geliştirmişse tüketiciye, kullanıcıya ilk kez göndersin ve bunun ne olduğunu tüketici görsün ama aynı elektronik postada onu reddetme ve bir daha da almama hakkı olsun. Aslında ona da gerek yok çünkü 8’inci madde diyor ki: Tüketici, kullanıcı hiçbir gerekçe göstermeden ticari elektronik postaları almayı reddedebilir. Öyle olunca bu kadar üreten, bu kadar çalışan firmaların bir tek kez olsun yaptıkları ürünlerini tanıtma hakkı var Türkiye’de elektronik ticaretin gelişmesi için ve gelişmesi de gerekiyor. Biraz önce Sayın Susam da bahsetti Alibaba firmasından, 1999 yılında kuruldu on beş sene önce. Bugün, Alibaba firmasında 25 bin kişi çalışıyor ve 2014 yılıyla değeri 168 milyar dolar. Kuruluş amacı Çin’de üretilen malların dünyaya pazarlanması. Çok başarılı oldular, şu anda New York Borsası’na kote, 168 milyar dolar şirket değeri var. Şimdi, bizde de bizim ürünlerimizi dünyaya pazarlayacak yeni şirketlerin ortaya çıkması lazım gerek elektronik ticaret yapan şirketlerin gerek bu konuda yazılım geliştirecek şirketlerin. Yani burada bizim çıkardığımız yasa aslında Tüketici Yasası değil, Tüketiciyi Koruma Yasası değil, elektronik ticaret yasası. Yasanın en zayıf, en yanlış olan yeri burası. Bazı konularda tek tük, birkaç cümle, bazı ayrıntılarda itirazlarımız oldu ama asıl temel noktası burası ve bu şekilde geçerse, 6’ncı madde değiştirilmezse Türkiye’den yeni bir dünya markası olacak elektronik ticaret firmasının çıkması mümkün değil. Burada elektronik ticaret ve yazılım yapacak olan firmalar sosyal kuruluşlar değil yani bu sektörü geliştirmek için veya kendini tanıtmak için yapacak firmalar değil, mutlaka devletin yönlendirmesi ve bu konuda teşvik etmesi gereken firmalar. Onun için eğer uygun görürseniz 6’ncı madde geldiğinde bir önergeyle orayı değiştirelim deriz.
Bilişim sektörü, elektronik ilişkiler, insanın yaşamını kolaylaştırdığı gibi çok önemli bazı sakıncaları da içeriyor. Tamamı bu kanun içerisinde düzeltilmesi mümkün değil ama başka kanunlarda hızla değişiklikler yapmak gerekiyor. O da şu: İnternet ortamındaki verilerin derlenmesi ve o verilerin de ticari meta hâline gelmesi. Şu anda siz İnternet’te İtalya’da bir otele 3 defa girdiğiniz zaman 4’üncü açtığınızda İtalya’daki otellerin reklamı ya da çok lüks otomobillere baktığınızda 3’üncü açışınızda o firmaların reklamı gelir. Bu aynı zamanda insanın hak ve özgürlüklerini kısıtlayacak önlemler de içerebilir, diğer yasalarda buna uygun düzenlemeler de yapmak gerekir.
Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Özgümüş.
Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Kütahya Milletvekili Sayın Alim Işık.
Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 240 sıra sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkındaki Kanun Tasarısı’nın birinci bölümü üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım, bu vesileyle grubum ve şahsım adına hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle sözlerimin başında, Sayın Bakanın hipermarketler yasası olarak bilinen yasayla ilgili en kısa sürede, bunun çıkarılması yönünde vermiş olduğu sözü en azından yüce Meclise ve aziz milletimize verilmiş önemli bir söz olarak görüyorum. Çünkü, kendisinden önce bu konuda söz veren 2 sayın Bakan, Sayın Zafer Çağlayan ve Sayın Nihat Ergün beyefendiler Komisyonda kendilerine yönelttiğimiz soru üzerine bunun kısa sürede çıkarılacağı sözünü vermişlerdi ancak onların döneminde bir talihsizlik vardı, mahalle bakkallarının kapatılmasını isteyen bir Başbakan dönemiydi, belki ondan dolayı, Meclisin gündemine bu yasa gelememişti ama şimdi en azından böyle bir Başbakanın olmadığı bir dönemdeyiz. İnanıyorum ki Sayın Bakanının bu verdiği sözün gereği olarak bu yasa tasarısı bu yüce Meclise en kısa zamanda

52


gelir. Nitekim, 13 Ağustos 2014 tarihinden tasarının Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına iletilmiş olması gerçekten sevindiricidir ve bu anlamda atılmış iyi adımdır, inşallah bir an önce bu yüce Meclis bunu yasalaştıracaktır diyorum.
Diğer taraftan, öncelikle üzerinde konuştuğumuz bu tasarı maalesef 2010 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulmuş olmasına rağmen dört yıl sonra görüşülüyor. Her şeye rağmen bu dört yılda tasarının Meclise sunulduğu tarihle bugün arasında gerek dünyada gerekse Türkiye’de bilişim sektöründe çok ciddi gelişmeler oldu; mevcut kanun tasarının güncellenmesini gerektiren ciddi düzenlemelere de ihtiyaç duyulduğu açık bir gerçek. Ancak, Komisyon üyelerinin çok yoğun bir çalışması sonunda, oy birliğiyle ve hiçbir partinin muhalefet şerhi yazmadığı bir tasarı olması ve Genel Kurul aşamasında da tüm grupların üzerinde anlaştığı bir tasarı olması nedeniyle bu düzenlemelere yönelik önerge hakkımızı başka bir tarihe ertelemek zorunda kaldığımızı ifade etmek istiyorum çünkü bu mutabakatın da bozulmaması önemli bir konudur. Bu vesileyle elektronik ticaretin hem işlem sayılarının hem de bu işlemle birlikte işlem gören para hacminin her geçen gün hızla arttığı bir dünyada ve ülkemizde bu düzenlemelerin bir an önce uygulamaya geçirilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyoruz.
Yine, Türkiye’nin son bir, iki yılda önemli konularından birisi olan böyle bir konuda Türk Telekom’a ait TTNET şirketinin “gezinti.com” isimli bir İnternet sayfasında biriken verileri, kişisel verileri Avrupa’nın birçok ülkesinde işlem yapması yasaklanmış olan bir şirket aracılığıyla pazarlandığı iddialarını ve yargıya yansıyan bu konunun bugüne kadar çözümlenmemiş olmasını da bir talihsizlik olarak tekrar yüce Meclisle paylaşmak istiyorum.
Sayın Bakanım, bu Phorm Solutions şirketi aracılığıyla “gezinti.com” sitesinde kişilerin özel bilgilerinin pazarlandığı yönündeki iddiaların yargıya taşınmış ama bugüne kadar sonuçlanmamış olmasının en azından sizin tarafınızdan da takip edilmesi gereken önemli bir konu olduğunu ifade ediyorum. O nedenle bu tasarının bir an önce yasalaşması, ve uygulamaya geçilmesinin elzem olduğu ve birçok kişinin de birçok konuda duyduğu rahatsızları giderecek bir tasarı olduğunu ifade etmek istiyorum. Çünkü özel bilgilerin izinsiz bir şekilde başkalarının eline geçmesi, başka tehlikeleri de beraberinde getirmektedir. Sadece ticari sırlar açısından konuya bakmamak lazım, biyolojik veriler açısından da bunun çok önemli olduğunu yani kişilerin kan grubundan anne-baba bağlantısına kadar, TC kimlik numarasına kadar birçok konuyla başka bilgilerin de başkalarının eline geçebileceği endişesi tüm vatandaşlarımızda vardır. Hiç olmazsa bu tasarı en azından bunlara kısmen de olsa engel olabilecek bazı düzenlemelere sahiptir.
Diğer bir konu: Tasarıda birçok yeni düzenleme ikincil mevzuatla yani yönetmeliklerle düzenlenecek şekilde atıfta bulunulmuştur. Bu yönetmeliklerin çıkartılması aşamasında hiç olmazsa güncel veriler ve gelinen konum dikkate alınarak hassas bir çalışma yapılırsa tasarıda eksik görülen birçok konuyu o şekilde çözme imkânımızın da olduğunu ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, tabii ki bilişim sektörü konusu hepimizin yakından ilgilendiği, en azından cep telefonlarımızdan tutunuz kullandığımız bilgisayarlara kadar hepimizin yakından muhatap olduğu bir konu. Böyle bir tasarıyla bazı konularda, özellikle istenmeyen bazı veriler ya da mesaj veya e-postaların kişilerin tercihine bırakılacak olması önemli bir düzenlemedir. Aksi takdirde milyonlarca şirketin her gün yüzlerce diyebileceğimiz, belki binlerce diyebileceğimiz mesajının herhangi bir kişiye ya da kişilere ulaşması ve bununla ilgili işlem yapması gerçekten hem zaman açısından sıkıntı yaratırken hem de bazı hukuki sıkıntılara yol açabilecek açıklara sahiptir. Bu tasarı en azından bu anlamda bizim için son derece önemlidir.
Diğer bir konu: Tabii ki tasarının yürürlük tarihi 2013 yılını referans gösteriyordu çünkü 2012 yılında tüm komisyonlarda, gerek tali gerekse esas komisyonda görüşmeler tamamlanmış, artık Genel Kurul gündemine getirileceği varsayılarak düzenlenmiş olan bu tasarının tabii ki 2013 yılı tarihi itibarıyla yürürlüğe girmesi öngörülüyordu. Onun da 2015 yılı 1 Ocak tarihi itibarıyla yürürlüğe konulmasının daha doğru olacağı görüşümüzü biz de sayın iktidar partisi yetkililerine ilettik. Sanırım o konuda gelecek bir önergeyle bu eksiklik de giderilmiş olacaktır.
Ben tasarının bu hâle gelmesinde emeği geçen alt komisyon üyeleri başta olmak üzere tüm parti gruplarından görevli olan tüm arkadaşlarımıza, milletvekillerimize teşekkür ediyorum. Gerçekten çok ciddi katkılar kondu. Çok yoğun bir çalışma döneminin sonunda bu hâle gelmişti. Ayrıca ilgili bakanlıkların bürokratları da bu konuda hem komisyon üyelerini bilgilendirme açısından hem de birçok konuda verdikleri değerli katkılarla, görüşlerle tasarının bu hâle gelmesine sebep oldular. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Tekrar tasarının e-ticaretle uğraşan herkese, her şirkete ve tüm kesinlere hayırlı olması temennilerimi ileterek saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Işık.
Birleşime on beş dakika ara veriyorum.
Kapanma Saati: 19.58
ALTINCI OTURUM
Açılma Saati: 20.20
BAŞKAN: Başkan Vekili Meral AKŞENER

53


KÂTİP ÜYELER: Bayram ÖZÇELİK (Burdur),İsmail KAŞDEMİR (Çanakkale)
—-0—-
BAŞKAN – Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 8’inci Birleşiminin Altıncı Oturumunu açıyorum.
Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nın görüşmelerine devam edeceğiz.
Komisyon ve Hükûmet burada.
Şimdi, tasarının birinci bölümünde söz sırası şahıslar adına Kayseri Milletvekili Sayın Yusuf Halaçoğlu’nda.
Buyurunuz Hocam. (MHP sıralarından alkışlar)
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) – Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, saygıyla selamlıyorum.
Tabii ki e-ticaret son derece önemli. Neredeyse, bugün, ciro olarak normal ticaret alanından çok daha fazla bir alan kazanmış durumda. Dolayısıyla, buna bu derece önem verilmesi çok önemli. Biz buna zaten parti olarak karşı çıkmıyoruz, hatta bunu destekliyoruz, onu özellikle belirtmek istiyorum.
Ancak, tabii, elektronik ortamın bu derece geliştiği bir durumda “hacker”lara çok dikkat etmek lazım ve bunların kontrolünü de yapmak lazım. Diğer taraftan da, elektronik olarak haberleşmeyi de çok iyi bir biçimde organize etmek gerektiğini düşünüyorum.
Şimdi, mesela, Sayın Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasındaki konuşmaların da bir sürü tutarsızlıklar içerisinde olduğunu görüyoruz. Bunlar arasında da iyi bir elektronik sistem kurulmasında fayda var diye düşünüyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanı şöyle söylüyor, “PYD’ye verilmiş her destek PKK’ya verilmiş demektir.” diyor. Doğrudur, PKK’da, PYD’de de aynı örgütün uzantılarıdır ve terör örgütleridir. Ama bunu söylerken bir taraftan Obama’yla yaptığı görüşmede diyor ki: “Peşmergenin Kobani’ye gitmesini ben teklif ettim.” diyor ama Obama da hemen arkasından yalanlıyor, “Ben.” diyor. “Kim doğru söylüyor?” diye baktığınızda şöyle düşünebilirsiniz: Şimdi, eğer PYD’ye destek vermek PKK’ya destek vermekse -ki bunu söyleyen Sayın Cumhurbaşkanı- o takdirde, peşmergenin oraya gönderilmesi de PYD’ye destek vermek demektir, yani PKK’ya destek vermek demektir. Dolayısıyla, Obama’nın doğru söylediğini düşünüyorum. Dolayısıyla, bu gibi konuların da gündeme gelmesinde ben bir yarar görüyorum.
Değerli milletvekilleri, Kobani meselesinin ABD için neden bu kadar stratejik önem taşıdığını bir türlü bilmediğini söylüyor Sayın Cumhurbaşkanı. Ama bunu bilmiyorsanız ne PKK’yla masaya oturabilirsiniz ne de strateji belirleyebilirsiniz ne de bu bölgelerle ilgili dış politika yürütebilirsiniz. O takdirde orada oturmamanız gerekir. Dolayısıyla, PKK’nın ne yapmak istediği, PYD’nin ne yapmak istediği aslında bugün ortaya çıktı, bir devlet kurma kararı aldılar. Hâliyle, Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’de meydana gelecek -aynı Kuzey Irak’taki gibi- bir otonom devlet veya yönetim Türkiye için son derece büyük bir tehlike teşkil edecektir. Dolayısıyla, her iki bölgede kurulmuş olan bu şekildeki bölgeler muhakkak Türkiye’yi etkileyecektir. Nitekim bunun yolları açılmıştır ve teröristbaşına sekretarya sağlanmaktadır. Sağlanacak sekretaryaya Kandil’den de bir üyenin verilmesi söz konusu edilmektedir. Yani bir de kırmızı telefon bağlarsanız çok daha rahat konuşma imkânı bulabilirsiniz ve müzakere imkânı bulabilirsiniz.
Diğer taraftan, Sayın Başbakan Davutoğlu “Bu güneydoğu politikasında ince bir satranç oyunu oynuyoruz.” diyor. Şimdi, kalesi düşmüş, atı oyundan çıkmış, veziri ortadan kalkmış bir satranç oyunu oynuyorsunuz piyonlarla. Hâliyle, böyle bir ortamda satranç oyununu kaybetmemeniz mümkün değil, kaybedeceğiniz sonucu ortaya çıkıyor.
Ben tekrar Hükûmeti uyarıyorum: Anayasa’nın 92’nci maddesi çok açık ve nettir ve “Türkiye Cumhuriyeti’nin silahlı kuvvetlerinin veya başka silahlı kuvvetlerin Türkiye’ye gelmesi, bulunması” diyor, “Türkiye üzerinden başka ülkeye gönderilmesi” demiyor. Bu, anayasal suçtur. Buna dikkat etmenizi tekrar öneriyorum ve bir anayasal suç işlediğinizi söylüyorum ve Türkiye’nin gelecekteki en büyük tehlikelerinden birisinin de bu vesileyle meydana geleceğini ifade ediyorum.
Gerçekten, şimdi, efendim, “Peşmergeyi PYD istemiyor.” denmesine rağmen aslında Türkiye’de açık ve seçik bir şantajla Hükûmeti kontrol altına almaya çalışan bir PKK vardır ve çözüm sürecinin de bununla birlikte işe yaramayacağını özellikle belirtiyorum ve Şırnak’ta daha bugün bir binbaşı “Trafik kazası geçirdi.” adı altında PKK tarafından kurşunlanmış olduğu hâlde birtakım yanlış ifadelerle bunların üstü örtülmeye çalışılıyor. Buna da dikkat edilmesini diliyorum.
Saygılar sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Halaçoğlu.
Şahısları adına son söz Adana Milletvekili Sayın Turgay Develi’ye aittir.
Buyurunuz Sayın Develi.
TURGAY DEVELİ (Adana) – Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; elektronik ticaretin düzenlenmesiyle ilgili yasa üzerinde şahsım adına konuşurken başka bir ticaretin kamu kurum ve kuruluşlarında almış başını gittiğine KİT Komisyonunda tanıklığımı anlatmak, ifade etmek

54


için kürsüye geldim. Adalet ve Kalkınma Partili sayın milletvekillerinin yüce milletimizin huzurunda bu yaşanan gerçekleri dikkatle dinlemelerini salık veririm.
Geçtiğimiz günlerde İller Bankasının denetimi yapılırken, değerli milletvekilleri, yaklaşık on yıldan bu yana devam eden bir soygun düzeninin Sayıştay tarafından tespit edilmesine tanıklık ettik. Öylesine yolsuzluk, öylesine usulsüzlükler yaşanmış ki Komisyondaki AK PARTİ’li milletvekili arkadaşlarımızın bile vicdanları kurumu savunmaya elvermedi. Bir örnek vereyim size: Yaklaşık on yıldan bu yana ihalelerde müteahhitlerden, yüklenicilerden araç isteniyor. Hiçbir işle bağlantısı olmadığı hâlde sözleşme ve şartnamelere ihaleyi alan firmanın idareye bir araç vermesi maddesi konuluyor. Sayıştayın 2011 için tespit ettiği rakam 31, 2012’yle beraber bu 79’a çıkmış.
Bu araçları idare ne yapıyormuş biliyor musunuz arkadaşlar? İkinci kişilere hatta tutanakla üçüncü kişilere teslim ederek, onların araç bedellerini, yakıt bedellerini hatta trafik cezalarını dahi yüklenici müteahhitlere ödetiyorlarmış. Bunlardan 2-3 tanesinin AK PARTİ’li yöneticilere verildiği yani İller Bankasının müteahhitlerinden alınan araçların AK PARTİ’li yöneticilerin altlarına verilerek kullanımına sunulduğu Sayıştay belgeleriyle tespit edilmiş arkadaşlar. Bunun Türkçesi şu oluyor: Rüşvetle âdeta araç filosu kurmuş İller Bankası ve bunu da AK PARTİ’lilere kullandırıyor. Bunun ne demek olduğunu yüce milletimizin takdirine sunuyorum.
İkinci olay yine İller Bankasında, Ankara’nın merkezinde yaşanıyor arkadaşlar. Yine on yıldan bu yana bir firma İller Bankasının taşıma ihalesini alıyor. Her iki yılda bir buna devam ediliyor, ihale yapılıyor, her ihaleyi de aynı firma kazanıyor. Bu firmanın şartnamede 3.800 kilometre Ankara’nın içerisinde ulaşım sağlayacağı yazılmasına rağmen Sayıştayın tespitlerine göre bunun 2.200 kilometre olduğu belgeleniyor ve 1.600 kilometrelik araç bedeli, yakıt bedeli fazladan ödeniyor bu müteahhide. Sadece iki ihaleden bahsediyorum arkadaşlar, sadece iki ihaleden. Sorduk İller Bankası Yönetim Kurulu Başkanına ve Genel Müdürüne, “Ne yaptınız bu işlemlerle ilgili?” dedik. “Paralarını geri aldık yakaladıklarımızın.” dediler, Sayıştayın uyarısı üzerine. “Peki, bu suistimale göz yuman, şartnameye, sözleşmeye âdeta rüşvet maddesini koyarak onlardan araç temin eden ve bunu AK PARTİ’li yöneticilerin hizmetine sunan idareciler hakkında ne yaptınız?” dedik. “Hiçbir şey yapmadık.” dedi. Sistemin…
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Kamu yararı…
TURGAY DEVELİ (Devamla) – O kamu yararını inşallah başka bir maddede konuşuruz. Sistemin nasıl çürüdüğünün, nasıl denetlenemediğinin çok basit bir ispatı arkadaşlar.
Bugün de Enerji Bakanlığının bakanlıklara, KİT’lere “Sayıştayın teftişlerini teftiş kurullarınıza incelettirmeyin.” diyerek Sayıştayı âdeta sansür ettiği belgesiyle karşılaştık.
Bu konularda ilerleyen maddelerde teker teker konuşacağız.
Saygılarımı sunuyorum.
BAŞKAN – Teşekkür ederim.
Birinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, birinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
1’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
2’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
3’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
4’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
5’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
6’ncı maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
7’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
8’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
9’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir. Şükür Allah’a (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Birinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümün görüşmelerine başlıyoruz. İkinci bölüm geçici madde 1 dâhil 10 ila 16’ncı maddeleri kapsamaktadır. İyi, 6 maddemiz varmış burada.
Bölüm üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına Antalya Milletvekili Sayın Mehmet Günal.
Buyurunuz. (MHP sıralarından alkışlar)
MHP GRUBU ADINA MEHMET GÜNAL (Antalya) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.

55


Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum. Değerli arkadaşlar, çok uzun süredir bekleyen bir kanunu görüşüyoruz. Hatta üç dört yıldır bekliyor ama geçmişine bakarsanız 90’lı yıllardan itibaren kararlaştırılan ama bir türlü, birtakım pansuman tedbirler dışında, köklü bir şekilde düzenlenemeyen bir alan. Bildiğiniz gibi 1997 yılında Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu karar almış ama koordinatörler, onlar, bunlar derken üç dört yıldır da Mecliste gündemde bekleyen bir tasarıydı.
Türkiye’nin en önemli sorunu olan cari açığın, yani buna bağlı olarak dış ticaret açığının kapatılması açısından önemli bir düzenleme yapıyoruz. Yani elektronik ticaret bugün çağında çok geç kalmış bir uygulama ve bununda alt yapısının, yasal alt yapısının, ikincil mevzuatlarının ivedilikle güncelleştirilmesi, gerekli düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bununla tabii ki olay bitmiyor, sadece e-ticaretin mevzuatını çıkarmakla bitmiyor. Bir taraftan bunu destekleyecek kanun çıkarıyoruz ama öbür taraftan teşebbüs hürriyetini yok edecek yabancı yatırımcıyı ürkütecek bazı düzenlemeler yapıyoruz Sayın Bakanım. Siz, şimdi, yeni Bakansınız, hayırlı olsun ama ekonomideki en önemli şey, mülkiyetle ilgili haklardır, teşebbüs hürriyetidir. Eğer onu koruyamazsanız… E, biz bir taraftan ne getiriyoruz? Hukuki düzenlemelerle, makul şüpheyle vatandaşın malına mülküne el koymayı getiriyoruz. Öbür taraftaki somut deliller ne oldu? Bunlar gitti. Açıkçası, şimdi, bu şartlarda bizim yaptığımız düzenleme amacına nasıl hizmet edecek? Gelip buraya yatırım yapacağız. “Dış ticaret açığını azaltmak için yabancı yatırımcı çekelim.” diyoruz ama bir taraftan da geliyoruz, bu yasal düzenlemeleri tersine çevirecek, üç ayda, altı ayda yeniden bazı düzenlemeler yapıyoruz. Maalesef, bu işte o yatırımcının ürkmesine neden oluyor, siyasi belirsizliğin yanında ekonomik belirsizliğe neden oluyor. Sonra da hep beraber çıkıp “Neden bu “rating” şirketleri siyasi belirsizliği dikkate alıyor, neden bu hukuki düzenlemeleri dikkate alıyor?” diye kızıyoruz.
Bakın, buradaki temel şey hukuk güvencesidir. Bunu sağlayamadığımız zaman bu elektronik ticaretin düzenlenmesinden sağlayacağımız 1-2 milyar dolarlık artışla bu sorunu çözme şansımız yok. O nedenle, önce hukuk güvencesini, hukuk devletinin vermiş olduğu imkânlarla o yurt içinden gelenlere de yurt dışından gelenlere de yabancı uyruklu olanlara da yerli olana da bu yatırım güvencesini sağlamak lazım. Vatandaş şimdi yapacak, herhangi bir gerekçeyle “Biz makul şüphe gördük, buna el koyalım.” O zaman bir anlamı kalmıyor. Dolayısıyla, bunun topyekûn bir şekilde ele alınması gerekiyor. Hakikaten, düzenlemelerde gerekli olan kısım var ama bu yeterli bir şey değil. Arkadaşlarımız alt komisyonda düzeltmişler, çıkardık, tamam, sorun çözüldü mü, dış ticaret açığımız kapanacak mı? Bir taraftan başka politikaları uygularken öbür taraftan bunları getirmeyi, hakikaten ben garip gördüm yani çok garip bir hukuk uygulaması. Somut delillerin olduğu birtakım şeylerde bir anda 50 küsur kişi birden tahliye ediliyor. E, peki, öbür tarafta ne geliyor? Hiç alakasız bir kitap yazmış birisi, bir makale yazmış birisi burada makul şüphe var diye içeri alınıyorsa… Eğer o kanunlar tasarlandığı şekliyle çıkarsa yani vatandaşın mal varlığına el koyma, müsadere etme, birtakım şeyleri sorgulama tam tersine vatandaş burada çalışırken bir anda içeriye düşerse herhangi bir somut delil olmadan, maalesef bunları sürdürme şansımız yok.
Ben, anlamıyorum, yani hakikaten hukuka olan güvenimiz yavaş yavaş kaybolmaya başladı. Nasıl oluyor, burada soruşturma komisyonu devam ederken bir anda… Yani, somut ve soyut kavramlarını karıştırır oldum arkadaşlar, hukukçular bana yardımcı olsun. Somut şüphe ne demek, makul şüphe ne demek veya nasıl oldu da mart ayının başında çıkan bir kanun değişti? Yani, gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Bu paketin içerisinde, yukarıda, torbada iptal ettirmiş olduğumuz CMK 153 de var biliyorsunuz, o da yine bu konularla ilgili daha önce değiştirilen bir husus, yine mart ayında çıkmıştı, bir anda ne oluyorsa, işimize gelmediği zaman, altı ay geçmeden tersine dönüyor. Yani, nasıl oluyor da, altı ay içerisinde hangi uygulama oldu da bu değişiklikleri yapma ihtiyacı hissettik, anlamıyorum. Yani, bizim gözümüzle gördüğümüz ayakkabı kutuları, para makinaları, kasalar, yani somut değil mi? Yani soyut… Yani rüya mı gördük biz? Ya, tamam, bunlar yine kapatılabilir ama en azından şuradaki komisyonun sonucu bir çıksın. Normal şartlarda, yine yandaş yargı da olsa onlar usulen bir yargılasın, hâkim en azından karar versin, yani savcının gelip böyle vermesi hakikaten bizim vicdanlarımızı kamuoyu olarak yaralıyor. Değerli arkadaşlar, yani mart ayında çıkan şeyin tekrar temmuzda getirilmesi… Şimdi de bekliyor, özellikle bekletiyorlar ki diğer maddeyle beraber işletecekler bir anda. Soruşturmanın gizliliğiyle ilgili madde gelmemişti, ben de şaşırdım önce: Ya, bunu hemen çıkaracaktılar? Yukarıda biz bir gece sabaha kadar kavga ettik, sonra arkadaşlarımız çekti, tek madde gelir… Sonra jetonum düştü, bu arada soruşturmanın gizliliği gelmeden Değerli Komisyon Başkanımız -artık şüphelilerin de diyemeyeceğiz çünkü tahliye kararı gibi artık takipsizlik verdiği için- avukatlarına götürüp bunları vermiş. Eğer, kanunu erken çıkarmış olsaydık onların avukatlarına da soruşturmanın gizliliği geldiği için, sözde paralel operasyona paralel olarak, böylece o bakanların avukatlarına da çocuklarının avukatlarına da veremeyecekti. Sonra anladım ki onun için geciktirmişler o bir maddeyi de, şimdi paketle beraber gelecek. Dolayısıyla…
HAYDAR AKAR (Kocaeli) – Senin jeton dikdörtgenmiş.

56


MEHMET GÜNAL (Antalya) – Tabii. Yani, hakikaten, hemen getireceğiz diye o gece çıkarmayı düşünüyorlardı. Tek madde olarak getirmelerini de ben söyledim. Bu bizim ihtisas alanımız değil Plan ve Bütçe Komisyonu olarak. Dedim ki: “Götürün, oradan çıkarın.”
Yani, ben anlamakta zorlanıyorum Sayın Bakanım. Siz de biliyorsunuz ki burada sizinle telefonda görüştüğümüz, komisyonda reddettiğimiz bir kamu ihale kanuna ilişkin düzenleme burada adrese teslim gidiyor. Şimdi, nasıl güvenecek öbür adam. Yani, yapılmış bir ihalenin devamında birtakım düzenlemeleri sonradan yaptığımız zaman, özelleştirmelerde olduğu gibi… Eğer hukuk şeyini kaybedersek yabancı yatırımcı nasıl gelsin? Yani, geldiği zaman bir güvencesi yoksa, aldığı şartlarda farklı bir şey olmayacaksa, o zaman insanlar çekiniyor. Dolayısıyla, burada yapmış olduğumuz uygulamayı siz de gayet iyi hatırlıyorsunuz, ayrıntısını söylemiyorum. Yukarıda konuştuk “Tamam, gelmeyecek.” alt komisyonda “Tamam.” dedik, üst komisyonda burada hemen maddenin içine ilave edildi. Yani, anlamakta zorlanıyorum nasıl oluyor. İki tane, üç tane firmaya doğrudan bir teslimat. Efendim burada bir mağduriyet varmış. Peki, yapıldığında yok muydu? İşte hukuk dediğimiz bu. Koyduğunuz kuralları sonradan değiştirirseniz… Hatırlarsanız “Ben böyle olduğunu bilseydim ben de girerdim.” dedi büyük patronlardan bir tanesi. Bir ihale yapılmıştı, sonrasında şartlar değişti. “Efendim.” diye vatandaş gelmiş, komisyonda arkadaşlar da aracı olmuş “Biz şu kadar zarar ettik.” Ne yapalım yani, bu işte kâr da var zarar da var. Eğer başlarken düşünmüyorsanız… Böyle bir şey olabilir mi? Gerekçe şu: Efendim, akaryakıtta ÖTV, KDV öngörülmeyen şekilde artmış, bunu fazla kullananlara verilim. Nedir? Yüzde 50’den fazla. Peki, yüzde 49 kullanan ne olacak, onun zararı ne olacak?
Bu kadar spesifik, kanunların genelliği ilkesine aykırı bir şey olabilir mi? Biz bunu yaptığımız zaman e-ticareti düzenlesek ne olur, düzenlemesek ne olur? Çünkü, asıl, bizim cari işlemler açığımızı, dış ticaret açığımızı kapatacak olan, imalat sanayinde yüksek teknolojili, yüksek katma değerli üretimlere doğru kaymamız lazım. Bunun için de yabancı sermayeyi fiziki yatırımlara çekmemiz lazım. Portföy yatırımlarıyla gelip sıcak para olarak girip çıkması bizim işimizi çözmüyor. O nedenle, mülkiyet hakkıyla ilgili, teşebbüs hakkıyla ilgili, hürriyetiyle ilgili hukuk güvencesini sağlamamız lazım. Aksi takdirde, bunlar gerekli olmakla birlikte, bizim sorunlarımızı çözmez. Gelin, yol yakınken bu somut şüphelerden vazgeçerek daha yeni getirdiğiniz şeyleri koyup makul şüpheler arayıp birilerini yaftalamaya çalışmayalım çünkü hukuk herkese lazım. Yarın, bu değiştirdiğiniz düzenlemeler sizi de vurabilir, başka şekilde sizin aleyhinize çalışabilir. Hukukun genelliği ilkesini bozmayalım. Ülkemizin temel ekonomik, sosyal sorunlarını hep birlikte burada uzlaşarak… Ki şimdi Komisyonda başka bir şeyi görüştük akademisyenlerle ilgili uzlaşarak -yetmedi ama- “evet” dedik. Bu gibi konularda gelin, bunlarla vakit geçirelim. Lüzumsuz hukuksal düzenlemelerle Meclisin ve milletin vaktini çalmayalım diyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Günal.
Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına İzmir Milletvekili Sayın Mehmet Ali Susam…
Buyurunuz.
CHP GRUBU ADINA MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. E-ticaret yasasının ikinci bölümü üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım.
Bu kanunu, birçok arkadaşımızın da belirttiği gibi, oy birliğiyle komisyonlarda çalışarak bu noktaya getirdik. Aslında, Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonunda birçok kanunda ortak kararlar alabilme, piyasanın gerektirdiği ve ihtiyaçların dayattığı koşullarda yasal düzenlemeler yapma konusunda Komisyonumuzun uyumlu bir çalışması olduğunun da altını çizmek istiyorum. Her 4 parti grubundan arkadaşlarımız da uyumlu bir çalışma göstermeye çalışıyorlar. Bu kanun da bunlardan bir tanesidir. Ama, gönül neyi arzu ediyor? Bu Parlamentonun tümüyle ülkenin ihtiyaçları ve ülkenin geleceğine ilişkin konularda objektif bir tartışma ortamının yaratılarak bu Parlamentodan işlevine uygun kararlar çıkabilmesini sağlaması gerekiyor. Sekiz yıldır bu Parlamentodayım, maalesef, gördüğüm temel eksikliğin altını çizmek istiyorum. Eğer bu Parlamentonun kendi inisiyatifine, milletvekillerinin özgür iradesine ve bu Parlamentoda ülke ihtiyaçlarından kaynaklanan taleplerin değerlendirilerek yasal düzenlemeler yapılmasına fırsat verilirse bu Parlamentodan bu ülkenin menfaatlerine, çok yasal düzenlemeler çıkabilir. Ama bu Parlamentonun iradesinin üstüne çıkarak, dışarıdan dayatılan ve Parlamentoda tartışılmasına imkân sağlamak yerine grup kararlarının uygulanmasına, baskı yapılarak imkân sağlanan yasal düzenlemeler gerçekten bu ülkede yarar getirmeyen yasal düzenlemeler oluyor.
Bunun sonuçlarıdır ki birçok olumsuzlukları yaşıyoruz. Şu an, Türkiye ciddi sorunlarla karşı karşıya. Şurada bulunan 550 milletvekilinin yüzde 100’ü belki bunlardan rahatsız yani ülkenin komşularıyla girdiği ilişkiler, sınırlarımızın kevgire dönmesi, ülke içerisinde yaşanan karmaşa, bu karmaşanın yarattığı huzursuzluklar, ülkede bayrağımızdan Atatürk heykellerine kadar yakılma noktasına gelen huzursuzluk tüm bu Parlamentoyu rahatsız ettiği gibi halkımızı, vatandaşlarımızı da rahatsız ediyor. Bu rahatsızlığın bu noktalara ulaşmasında birinci sorumlu iktidardır. İktidar, ülkeyi yönetirken öncelikli olarak “istişare” dediğimiz, “danışma” dediğimiz ve

57


ülkenin yönetim şekli olan yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrımına dikkat ederek onların koordinasyonunu sağlayıp bu ülkeyi doğru şekilde yönetmekten geçer. Ama ülkemizde, sekiz yıldır yaşadığım bu Parlamentoda bir eksikliği söyleyeyim: İktidar muhalefeti görmezden geliyor, muhalefete hiçbir şekilde söz hakkı tanımamaya özen gösteriyor, “Ben halkın oyunu aldım, Parlamentoda çoğunluğunu elde ettim, ben istediğimi yaparım.” diyor. Bu çoğulcu yaklaşım, Parlamento aritmetiğine dayanan yönetim şekli doğru bir şey değildir. Bunun getirdiği çok ciddi sorunlar bu ülkede az önce saydığım karmaşaları getiriyor. Bundan dolayıdır ki, yasamanın özgür iradesini kullanamaması, yürütmenin yasamayı da kendi etkisi altına alması ve son dönemde de yargı üzerinde hâkimiyet kurma istekleri bu ülkedeki temel kargaşalardan birisidir.
Değerli arkadaşlar, “Adalet mülkün temelidir.” diye büyük önder Mustafa Kemal Atatürk söylerken mülkten kastı mal, mülk, kasa, şirket, tarla tapan değildi; mülkten kastı, devletti. Devletin temeli adalettir; adaletli olacaksınız, adaletli davranacaksınız. Bugün ülkede -bakın, samimiyetle söylüyorum- hangi parti olursa olsun adaletli bir iktidar olsun canımla başımla beraber olsun. Ama adaletli olacak; yasama, yargı, yürütmenin birbiriyle eş değer yaşamasına imkân sağlayacak. Siz, adalet duygularını zedeleyen bir noktada idare ediyorsunuz.
Ticarette de bu böyle. Ticarette iktidara yakın olmadığı hissi olan insan korkuyor. Bu korkuyla yaşayan, ticaret yapan bir ortamı yaratmamalısınız, bundan üretkenlik, bundan doğru bir ticaret çıkmaz. İş yerlerine filan gazeteyi koyarsam beni Maliye memurları, Sosyal Sigortalar müfettişleri denetlemez diyebilen bir anlayışı burada egemen kılarsanız bu ülkede ticaret doğru olmaz.
Değerli arkadaşlarım, geçmişte ve bugün birçok gittiğimiz sivil toplum örgütü, meslek örgütü, iktidara haklı olarak kendi meslek grubunun eleştirilerini getirmekten korkuyor. Bu korkuyla özgürce kendi meslek sorunlarını söyleyip çözümü için ortam yaratmada Hükûmetle ortak platformu noktasına gelemiyor. Bütün bunlar bu ülkeye katkı sağlamıyor, bu ülkeyi daha içe kapanan, daha üretkenlikten uzak ve dünyayla rekabet konusunda içe kapalı bir ülke hâline getiriyor.
Bakınız, giderek, Türkiye, orta gelir tuzağı dediğimiz olayın tam göbeğine takıldı. Neden? Çünkü değişen çağdaki bilgi, teknoloji ve yenilikçilik dediğimiz, inovasyon dediğimiz olayda geri kaldık. Bu geri kalmayla bizim ihracatımızda da üretimimizde de gelebileceğimiz nokta orta geliri aşmaz noktada ama Türkiye, bunu aşabilmesi için bilgiyi, aklı, fenni kullanan ve eğitim sistemini buna göre dizayn eden bir ülke olmalı.
Elektronik ticareti konuşuyoruz. Elektronik ticarette çok önemli firmaları yaratmak bilgi teknolojilerini kullanan genç beyinlerin işi. Biz bilgi teknolojilerini kullanan genç beyinler yetiştirebiliyor muyuz? Siz eğitim sisteminde dinî eğitim ile matematik, fen bilimlerini birbiriyle kıyaslayan noktaya getirerek doğru yapamazsınız. Din hepimizin dini, hepimizin dinî eğitim almaya ihtiyacı var, hepimiz din için gerekli zamanı, zemini, eğitim ortamlarını hem çocuklarımıza hem kendimize yaratmak zorundayız ama bilim, fen, tabiat bilgileri, tıp, bunlar okulda ve tarafsız bir eğitimle alınabilen, kazanılabilen olaylardır. Bu konuları ihmal edip eğitimi bir ideolojik insan yetiştirme noktasına dönüştürürseniz Türkiye’nin geleceğinde genç, dinamik kuşaklar yetiştiremezsiniz, maalesef bu noktada da ciddi eksiklikleri bu iktidar döneminde yaşıyoruz.
Sizlere tavsiyem bir dostunuz, bir arkadaşınız, sekiz yıldır aynı havayı teneffüs etmiş arkadaşınız olarak şunu söylüyorum: “Yeni bir dönem başlıyor, yeni bir dönem.” dediniz. Sayın Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı oldu, Sayın Davutoğlu Başbakan oldu. Bu ülkede bu gerginlikleri durdurun, bu gerginlik ortamına son verin. İktidarı muhalefetiyle sınırlarımızdaki gerginlik, savaş ortamı, tezkereler… Bütün bu ortamı ortadan kaldırabilmek sağduyuyla oturup bunu konuşabilmekten geçer, önce diyalogdan, önce istişareden geçer. Bunun için de ben büyüğüm, ben her şeyi yaparım değil, biz birlikte, hep beraber bu ülkeyi daha iyi yönetebiliriz diyebilen bir anlayışa sahip olmanız lazım. Bu anlayışa sahip olduğunuz zaman bu ülkede adalet de o zaman iyi işler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MEHMET ALİ SUSAM (Devamla) – Bu ülkede ticaret de o zaman iyi olur, bu ülkede sanayi daha rekabetçi olur. Onun için bu duygularımı sizlerle paylaşmak istedim.
Hepinize saygılar sunuyorum, Genel Kurulu selamlıyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Susam.
İkinci bölüm üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır.
Şimdi, ikinci bölümde yer alan maddeleri, varsa o madde üzerindeki önerge işlemlerini yaptıktan sonra ayrı ayrı oylarınıza sunacağım.
10’uncu maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
11’inci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.

58


12’nci maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
13’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
14’üncü maddeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Geçici madde 1’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 15’te bir adet önerge vardır, okutup işleme alıyorum:
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına
Görüşülmekte olan 240 sıra sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısının 15 inci maddesinin birinci fıkrasının aşağıdaki şekilde değiştirilmesini arz ve teklif ederiz.
Mahir Ünal Mehmet Doğan Kubat Hacı Bayram Türkoğlu
Kahramanmaraş İstanbul Hatay
Zülfü Demirbağ Şirin Ünal
Elâzığ İstanbul
“Bu kanun 1/5/2015 tarihinde yürürlüğe girer.”
BAŞKAN – Komisyon katılıyor mu?
SANAYİ, TİCARET, ENERJİ, TABİİ KAYNAKLAR, BİLGİ VE TEKNOLOJİ KOMİSYONU BAŞKANI HALİL MAZICIOĞLU (Gaziantep) – Takdire bırakıyoruz.
BAŞKAN – Hükûmet?
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Katılıyoruz Sayın Başkan.
BAŞKAN – Gerekçeyi okutuyorum:
Gerekçe:
Tasarının Meclis Genel Kurul gündemine girmesi ile görüşülmesi arasındaki sürenin uzaması nedeniyle yürürlük maddesi yeniden düzenlenmiştir.
BAŞKAN – Önergeyi oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Kabul edilen önerge çerçevesinde madde 15’i oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
Madde 16’yı oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler… Kabul edilmiştir.
İkinci bölümde yer alan maddelerin oylamaları tamamlanmıştır.
İç Tüzük 86’ya göre, tasarının lehinde İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam.
Buyurunuz.
MEHMET ALİ SUSAM (İzmir) – Bu kanunun oluşumunda, bu noktaya gelişinde emeği geçen Bakanlık bürokratları dâhil, Komisyondaki tüm arkadaşlarımıza ben de şahsım adına teşekkür etmek istiyorum.
Şahsım adına yaptığım konuşmadaki sakıncalar konusunda Bakanlığı göreve davet ediyorum. Elektronik ticaretle ilgili, haksız rekabeti ortadan kaldıracak yasal düzenlemeler konusunda hazırlık yapmasını ve bu konuda adım atmasını Bakanlığa bu yasada görev olarak verdik. Bu görevi en kısa sürede hem yönetmeliklerle, hem düzenlemelerle yapmasını bekliyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, huzurlarınızı saygıyla selamlıyorum. (Alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim Sayın Susam.
Tasarının tümünü oylarınıza sunuyorum: Kabul edenler… Kabul etmeyenler…Kabul edilmiştir.
Tasarı kabul edilmiş ve kanunlaşmıştır.
Sayın Bakan Canikli bir teşekkür konuşması yapacak, buyurunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
GÜMRÜK VE TİCARET BAKANI NURETTİN CANİKLİ (Giresun) – Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben de bu tasarının hazırlanmasında, görüşülmesinde, müzakerelerinde ve kabul edilmesinde emeği geçen herkese, başta siyasi parti gruplarımız olmak üzere, tüm milletvekillerimiz olmak üzere teşekkür ediyorum. Ayrıca, bu tasarının hazırlanmasında, mutfağında görev yapan Adalet Bakanlığı çalışanlarını ve Bilim Komisyonu üyelerini burada zikretmedik, onlara da çok teşekkür ediyorum.
Tasarının ülkemize, milletimize hayırlı uğurlu olmasına temenni ediyorum, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN – Teşekkür ederim.