seçim yasakları

seçim yasakları

seçim yasakları

BİLİŞİM ORTAMLARINDA SEÇİM YASAKLARI UYGULAMASI

 
 

1       SEÇİM YASAKLARI – GİRİŞ

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 03/05/2007 tarihli ve 891 sayılı kararı ile XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçiminin 22 Temmuz 2007 Pazar günü yapılmasına karar verdi. Milletvekili Genel Seçiminin başlangıç tarihi 04 Mayıs 2007 Cuma ve bu seçimlerde seçim propagandasının başlangıç tarihi ise 12 Temmuz 2007 Perşembe günleri olarak belirlendi.
 
Seçim propaganda çalışmalarının hızlandığı bugünlerde bilişim araçlarının kullanımının yaygınlaşıyor olması siyasi parti yöneticilerinin ve adaylarının da dikkatinden kaçmadı. Uzun bir süredir elektronik postalar, elektronik posta grupları (yahoogroups, googlegroups…) ve internet siteleri üzerinden yapılan siyasi propagandalar günümüzde yerini cep telefonlarından atılan smslere, mmslere, youtube.com, secimvideo.com ve benzeri görüntü paylaşım sitelerine ve msn messenger gibi sohbet programlarındaki reklam alanlarına bıraktı. Öyle ki youtube.com’da genel seçimlere yönelik olarak onbine yakın görüntü oluşmuş durumda. Bu sayıya bağımsız milletvekili adaylarının ve siyasi partiler aleyhine geliştirilen kişisel görüş ve eleştirilere ilişkin görüntüler de dahil değil.
 
Durum böyle olunca bu alanlarda dileyen herkes istediği her şeyi söyleyebilir mi sorusu akıllara geliyor. Acaba radyolarda, televizyonlarda, reklam panolarındaki seçim yasaklarından tutun da adayların ve partilerin broşür vb. materyaller dışında eşantiyon dahi dağıtamayacağını belirten Yüksek Seçim Kurulu bu yönde bir kısıtlamada bulunabilir mi?
 
İşte bu yazıda 2007 Temmuz Türkiyesi’nde kullanılan bilişim araçları ile yapılan siyasi propagandaları ve seçim yasakları uygulamalarını işlemeye çalışacağım.
 
 

2       SEÇİMLERİN GENEL YÖNETİMİ VE DENETİMİNE İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER

 

2.1      Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

 
Konuya ilişkin olarak  Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79 uncu maddesi şu şekildedir;
 
 
E.  Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
             Madde 79 – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. 
             Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
             Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.
             Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler.
 Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.
 
Görüldüğü üzere Anayasanın 79 uncu maddesiyle; seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetilmesi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma seçim süresince ve seçimden sonra seçim konuları ile ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görev ve yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna verilmiş, anılan madde diğer seçim kurullarının görev ve yetkilerinin de kanunla düzenleneceğini hüküm altına almıştır.
 
 

2.2      298 Sayılı Yasa

        
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 20 nci maddesi ise şu şekildedir;
 
İlçe Seçim Kurullarının Görev ve Yetkileri:
 
MADDE 20- İlçe seçim kurullarının, başlıca görev ve yetkileri şunlardır:
 
1. İlçe çevresinde seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için gereken bütün tedbirleri almak ve seçim işlerini denetlemek,
 
2. Sandık kurullarını kurmak,
 
3. İlçedeki sandık kurullarına, oy sandıklarını ve bu kanunda yazılı diğer seçim araç ve gereçlerini göndermek,
 
4. Sandık kurullarının teşekküllerine, işlemlerine ve kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlamak,
 
5. Sandık kurulları başkanlıklarınca seçim işlerinin yürütülmesi hakkında sorulacak hususları derhal cevaplandırmak,
 
6. İlçe çevresindeki sandık kurullarından gelen tutanakları birleştirerek, ilçe seçim tutanağını düzenlemek ve bu tutanağı seçim işlerine ait diğer evrak ile birlikte il seçim kuruluna derhal teslim etmek,
 
7. Kanunla kendisine verilen başkaca görevleri yapmak.
 
Görüldüğü üzere bu maddeyle de, ilçe çevresinde seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için gereken bütün tedbirleri alma yetki ve görevi ilçe seçim kurullarına verilmiştir.
 
Yüksek Seçim Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre, seçim işlemlerinin ve seçim sürecinin işlemeye başladığı tarih, aynı zamanda seçimin başlangıç tarihi olarak kabul edilmekte, seçim sürecinin başlaması ile oy verme gününe kadar bütün ilgililerce uyulması gereken seçim yasaklarının belirlenmesi gerekmektedir.
 
298 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinde; propaganda serbestliği ve süresinin, oy verme gününden önceki onuncu gün olduğu belirtilmiş, bu serbestlik ve süreye getirilen sınırlamalar da yine 49 ila 66. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anılan düzenlemede oy verme gününden önceki on gün içinde açık ve kapalı yerler ile hoparlörle propagandalara ilişkin ilçe seçim kurullarının görevleri gösterilmiştir.
 
 
 
 

3       SEÇİM PROPAGANDASI

 

3.1      Propaganda Serbestliği ve Süresi:

 
298 sayılı yasanın 49.maddesi gereğince Seçimlerde propaganda, bu Kanun hükümleri dairesinde serbesttir. Propaganda, oy verme gününden önceki onuncu günün sabahında başlar ve oy verme gününden önceki günün saat 18.00’inde sona erer.
 

3.2      AÇIK YERLERDE PROPAGANDA

298 sayılı yasanın 50.maddesi gereğince Seçim zamanında, genel yollar üzerinde, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesislerde ve ilçe seçim kurullarınca gösterileceklerden başka meydanlarda toplu olarak sözlü propaganda yapılması yasaktır. İlçe seçim kurulları, gidiş-gelişi bozmayacak ve pazarların kurulmasına engel olmayacak surette toplantıların genel olarak yapıldığı ve varsa elektrik tesisatı olan yerleri seçmek suretiyle hangi meydanlarda toplu olarak sözlü propaganda yapılabileceğini tespit ederler. Siyasi partilerin toplu olarak sözlü propaganda yapmak için müracaatları üzerine, toplantı, meydan, gün, sıra ve saatlerini ilçe seçim kurulu ad çekme ile belirtir ve ilgililere tebliğ eder. Bağımsız adaylar için de aynı suretle haftada bir gün ayrılır. Açık yerlerde, güneş battıktan doğuncaya kadar toplu olarak, sözlü propaganda yapılamaz.
 

3.3      KAPALI YERLERDE PROPAGANDA

 
298 Sayılı yasanın 51.maddesi gereğince seçimlere katılan siyasi partiler veya bağımsız adaylar adına kapalı yer toplantısı yapılabilir.
 
Kapalı yer toplantısı yapmak isteyenler, üç kişilik bir heyet kurar ve en yakın zabıta amir veya memuruna haber verirler. Köylerde, muhtara veya vekiline haber vermek kafidir.
 
Heyetin görevleri, toplantının düzenini sağlamak, kanunlara karşı hareketleri, edep törelerine aykırı veya suç işlemeye kışkırtıcı mahiyet taşıyan söz veya fiilleri önlemektir.
 
Heyet yukarıdaki fıkraya aykırı bir durum baş gösterdiğinde, bunu önlemeye çalışır, gerekirse zabıtayı çağırır.
 
Heyet, toplantıda hazır bulunanlardan söz alacak olanları tayin ve tahdit edebilir.
 
Bu toplantılarda yapılacak konuşmalar, 56 ncı madde hükmü saklı kalmak üzere, hoparlörle yayınlanabilir.
 
         Kapalı yer toplantılarına, toplantıyı idare eden heyetin isteği veya yetkili seçim kurullarının kararı dışında, zabıta amir ve memurları, muhtar veya ihtiyar meclisleri, hiçbir suretle müdahale edemezler.
 
Mabetlerde, okullarda, kışla, karargah, ordugah gibi askeri bina ve tesislerle askeri mahfillerde ve kamu hizmeti görülen diğer yerlerde, kapalı yer toplantısı yapılamaz.

3.4      Genel nitelikteki seçim yasakları düzenlemeleri

298 Sayılı yasanın  60 ıncı maddesiyle, duvar ilanı, afiş, flama, bayrak ve sabit reklam panoları (Bilboardlar) siyasi partilerin ve varsa bağımsız adayların yararlanma sırasını belirleme ve 61 inci madde ile de; oy verme gününden önceki yirminci günden önce asılan, yapıştırılan bayrak, afiş ve flamalarla ilanların kaldırılma görevi yine ilçe seçim kuruluna verilmiştir.
 
 
298 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde; Seçim süresince yapılamayacak işler, 64 üncü maddesinde; Törenlere ait yasaklar, 65 inci maddesinde; Başbakan ve bakanlara ilişkin yasaklar ve 66 ncı maddesinde ise; Memurların gezilere katılma yasağı getirilmiştir.
 
Bu yasal dayanaklar ışığından Yüksek Seçim Kurulu her seçim öncesinde konuya ilişkin olarak kararlar almakta ve bu kararlar Resmi Gazetede yayınlanmaktadır. 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimi için YSK bugüne kadar konumuzla yakından ilgisi bulunan üç karar yayınlamıştır. Bu kararlar 04.05.2007 tarihli 224 karar sayılı, 08.05.2007 tarihli 246 karar sayılı ve 26.06.2006 tarihli 600 karar sayılı kararlardır.
 
 
 

4       PROPAGANDA ÇEŞİTLERİ

4.1.1   Duvar İlanı ve Afişle Propaganda

 
298 Sayılı yasanın 60.maddesi gereğince propaganda için afiş ve duvar ilanları ile her boyda parti flamaları, propaganda bayrakları ve benzerleri şehir, kasaba ve beldelerde ilçe seçim kurullarınca gösterilecek yerlere asılır.
 
Parti genel merkezlerinde, il, ilçe, belde merkez binaları ile kapalı yerlerde ve parti taşıtlarında, adayların özel taşıtlarında, konvoylarda, mitinglerde, miting alanlarında, kapalı salon toplantılarında, miting ve toplantı günü kullanılan afiş, bayrak, flama ve benzerleri bu hüküm dışındadır.
 
 
O sahadaki yerlerin sırası şehir ve kasabalarda ilçe seçim kurulunca, o çevrede seçime katılan siyasi partilere, birleşik oy pusulasındaki sıralamaya göre, bağımsız adaylarda ise ad çekme sonucuna göre tespit edilir. Bağımsız adaylar için yapılacak ad çekme, başvuran adayların veya temsilcilerinin önünde, oy verme gününden önceki yirminci gün akşamına kadar yapılır. Hiçbir siyasi parti veya bağımsız adayca bu tarihten önce duvar ilanı, flama veya bayrak asılamaz.
 
 

4.1.2      Başka Yerlere Asma, Kamuoyu Yoklamaları

 
298 Sayılı yasanın 61.maddesi gereğince 60.madde gereğince gösterilen yerlerden başka herhangi bir yerde parti bayrağı, afiş ve propaganda flamaları ile ilan asılması, yapıştırılması veya teşhiri yasaktır.
 
         Bu suretle asılan, yapıştırılan veya teşhir edilen bayrak, afiş ve flamalarla ilanlar, ilçe seçim kurulu kararı ile kaldırılır, kaldırma için yapılan masraflar, bu bayrak ve flamalarla ilanların ait olduğu partiler veya bağımsız adaylarca ödenir.
 
Milletvekili genel seçimlerinde, seçimin başlangıç tarihinden itibaren yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı, partilerin ve adayların kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtmaları, dağıttırmaları veya bunların üçüncü şahıslar ya da kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağıtılması yasaktır. Başka kanunların bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanamaz.
 
 

4.1.3   HOPORLÖRLE PROPAGANDA

 
 
298 Sayılı yasanın 56.maddesi gereğince Hoparlörle propaganda, halkın huzur ve rahatını bozmamak ve 50 nci maddenin son fıkrası hükümlerine uymak şartıyla serbesttir. Şu kadar ki, başka bir parti veya bağımsız aday adına açık veya kapalı yer toplantısı yapılan saatlerde, bu toplantıların yapıldığı yer veya binalardan işitilecek ve bu toplantıları rahatsız edecek biçimde hoparlörlerle propaganda yapılamaz.
 
İlçe seçim kurulları, kendiliğinden veya siyasi partilerin istekleri üzerinde mahallin özelliklerini göz önünde tutarak hoparlörle yayının yerini, zamanını, süresini ve diğer şartlarını tespite yetkilidir.
 
Siyasi partiler isterlerse ilçe seçim kurulunun düzenleyeceği programa göre varsa belediye hoparlörlerinden bedeli karşılığında eşit surette faydalanabilirler.
 
 
 
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulunun 08.05.2007 tarihli 246 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 2. maddesinde SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİNDEN İTİBAREN (04/05/2007) ; Hoparlörle propagandanın 12 Temmuz 2007 Perşembe gününe kadar halkın huzur ve rahatını bozmamak ve 298 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinde belirlenen koşullara uymak suretiyle serbest olduğuna karar verilmiştir.
 
 
 

4.1.4   ELEKTRONİK POSTA ve ELEKTRONİK POSTA GRUPLARI

298 sayılı yasanın 57 maddesi uyarınca seçimlere katılan siyasi partiler, bağımsız adaylar, el ilanı ve her türlü matbua dağıtmakta serbesttir. Ancak, oy verme gününden önceki günün saat 18.00’den sonra ilan, beyanname, genelge, açık mektup ve her çeşit propaganda mahiyeti taşıyan matbuanın dağıtılması, yapıştırılması, asılması ve satılması yasaktır. Oy pusulası her zaman dağıtılabilir.
 
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulunun 08.05.2007 tarihli 246 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 4. ve 5.maddelerinde SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİNDEN İTİBAREN (04/05/2007) ; Partilerin ve adayların kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtmaları, dağıttırmaları veya bunların üçüncü şahıslar ya da kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağıtılmasının yasak olduğuna, El ilanı mahiyetindeki matbuaları dağıtacak kimselerin seçme yeterliğini haiz olmaları gerektiğine, genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olarak çalışanların ilan dağıtamayacaklarına, karar verilmiştir.
 
 
Her ne kadar bu kararlar el ilanları ve her tülü matbua için geçerli olsa da kanımca  elektronik postalar açısından da uygulanabilirliği vardır. Ancak bu hususun Yüksek Seçim Kurulu kararlarında yer almaması düşündürücüdür. Günün gelişen teknolojileri doğrultusunda elektronik posta ve elektronik posta gruplarından da Yüksek Seçim Kurulu kararlarında bahsedilmesi gerekmektedir.

4.1.5   İNTERNET SİTELERİ

İnternet siteleri ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa internet yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Neredeyse tüm milletvekili adaylarının internet sitesi vardır. Sorun bu internet sitelerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu internet siteleri yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini bulan ne açık yerlerde propaganda ne de kapalı yerlerde propaganda kapsamına girmemektedir. Radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili hükümlerin de internet siteleri ile ilgili olarak genişletilemeyeceğini düşünüyorum. Ancak internet üzerinden yayın yapan bazı tv ve  radyolar var ki onları da ilgili başlık altında işlemeye çalışacağım.
 

4.1.6   SOHBET PROGRAMLARI – MSN REKLAM ALANLARI

Günümüzde internet kullanıcılarının neredeyse tamamına yakını birbirleriyle sohbet programları aracılığıyla görüşmektedirler. İnternetin yeni yeni kullnılmaya başlandığı dönemlerde ülkemizde kullanılan sohbet programlarından en popüleri ICQ sohbet programıydı.
 
İnternette anında mesajlaşmaya yaran bu ICQ programı günümüzde popülerliğini yitirmiş olup  yerini günümüzde MSN sohbet programı almıştır. MSN Messenger, arkadaşlarınıza ifade simgeleri içeren anlık iletiler, resimler ve dosyalar göndermenizi, bilgisayarınızdan dünyanın herhangi bir yerini telefonla aramanızı, birisinin size ileti yazmakta olduğunu görmenizi, kişilerin cep telefonlarına ileti gönderebilmenizi ve daha pek çok kolaylık sağlayan bir anlık ileti programıdır. MSN Messenger, arkadaşlarınızın ne zaman çevrimiçi olduğunu görebilmenize, onlara ileti gönderip alabilmenize olanak sağlar. Bu ücretsiz program telefon görüşmeleri yapmak, çağrı cihazına ileti göndermek, arkadaşlarınızla resim ve müzik alışverişi yapmak ve diğer pek çok amaç için kullanabilmektedir.[1]
 
Sohbet programları genellikle ücretsiz olup program üreticileri gelirlerinin büyük bir kısmını sohbet programı ekranlarındaki reklam alanlarından sağlamaktadırlar. 2007 Genel Seçimleri öncesinde de özellikle msn sohbet programının bu alanları bazı adaylar tarafından sıklıkla kullanılmıştır.
 
Sohbet programları ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa sohbet programlarının reklam bölümlerine konulan bannerlar aracılığıyla siyasi propaganda yapma yöntemi siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından keşfedilmeye başlanmış yeni bilişim yöntemlerinden biridir. Sorun bu sohbet programlarının örneğin msn Messenger programındaki reklamların Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu husus yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini bulan  sabit yerlerde (billboard, pano) ile propaganda kapsamına sokulabilir. Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında sms teknolojisinden ayrıca bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür.
 

4.1.7   Canlı söyleşi – chat yapmak

Sohbet programları aracılığıyla canlı söyleşi-chat yapmak ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Bu yöntem özellikle bağımsız adaylar tarafından tercih edilmektedir. Ancak ileride toplu sohbet odalarında adeta bir miting havasına dönüştürülebileceği unutulmamalıdır. Mitingler için gereken yasal prosedürler sohbet odaları için de gerekecek midir? Hukuki anlamda bir denetleme ve ön izin müessesi kurulsa dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olacağı açıktır.
 

4.1.8   İLAN VE REKLAM YERLERİ (BİLBOARD-PANO VS)

 
Bu konu Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararında çok açık bir şekilde düzenlenmeye çalışılmıştır.
 
Zira halkın bir konuda bilgilendirilmesi, bir ürün ve bir hizmetin halka duyurulması, bir etkinliğe kamuoyunun ilgi ve dikkatinin çekilmesi amacıyla kullanılan ilan ve reklam yerleri (Bilboard, Pano v.s.) kamuoyunun yaşantısında önemli bir yer tutmaktadır.
 
Söz konusu yerlerin (Bilboard, Pano v.s.) seçim dönemlerinde siyasi propaganda amacına yönelik olarak kullanılmaları durumunda, kamuoyunun dikkat ve ilgisini daha fazla çekmesi ve bir takım eleştirilere konu olması da kaçınılmazdır.
 
Bu nedenle, Belediye Başkanlıklarının izni ile özel kişi ve kuruluşlarca kurulan; Belediye Başkanlıklarına ait olup da özel kişi ve kuruluşlara kiraya verilen veya belediyelerce doğrudan kullanılan ilan ve reklam yerlerinin (Bilboard, Pano v.s.), seçimlerin eşitlik, tarafsızlık ve dürüstlük ilkelerine uygun biçimde yapılıp sonuçlandırılabilmesi için, seçim dönemi içerisinde seçim propagandalarında kullanımı özel önem arz etmekte ve yasalarda seçim dönemlerinde buralardan siyasi partilerin yararlanamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu yerlerin seçim propagandalarında kullanılabilmesi için uyulması gereken ilkelerin belirlenmesi gerekmektedir.
Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylara eşit sayı ve eşit ücret karşılığında olmak kaydıyla, ilan ve reklam yerlerinin (Bilboard, Pano v.s.) tahsisine yasal bir engel bulunmadığından seçimlerde propaganda aracı olarak kullanılması da yasaklanamaz.
 
Belediye başkanlıklarına ait ilan ve reklam yerlerinin (bilboard, pano v.s.) kullanımının kira akdiyle özel kişi ve kuruluşlara verilmiş olması halinde bu yerlerin özel amaçla kullanımı esastır. Ancak, söz konusu yerlerden seçim dönemlerinde siyasi partilerin ve bağımsız adayların da yararlanmak istemeleri ve bu yerlerin siyasi propaganda amacıyla kullanılmasına izin verilmesi halinde, bu isteklerin ilçe seçim kurulu başkanlığına yapılması ve ilçe seçim kurulunca da tüm siyasi partilere ve bağımsız adaylara duyuru yapılarak söz konusu yerlerden yararlanmak isteyip istemediklerinin sorulması ve yararlanmak isteyenlere eşit yer ve zaman ayrılarak eşit ücretle kullandırılması yoluna gidilmesi gerekmektedir.
 
Yapılan bildirim üzerine seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adayların tümünün istekte bulunmaması halinde, istekli sayısına göre tahsisin yapılması yoluna gidilmelidir.
 
Yukarıda belirlenen usul ve esaslara aykırı davranış, seçimlerin tarafsızlık ve eşitlik içerisinde yapılması ilkesine aykırılık oluşturur. İlçe seçim kurullarınca, bu tür tahsis işlemleri derhal durdurulmalı ve ilan ve reklam yerlerindeki afişlerin kaldırılarak yukarıda belirlenen usul ve esaslara uygun duyuru yapılarak kullanımının sağlanması gerekir.
 
Belediye Meclis ve Encümen kararları ile sabit reklam panolarının (bilboard) uzun bir süre ile (örneğin 10 yıl) kullanım hakkına sahip olan özel ve tüzel kişiler de seçim dönemlerinde yukarıda belirlenen kurallara uymak zorundadırlar.[2]

4.1.9   REKLAM MONİTÖRLERİ

 
Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararında belirtildiği üzere belediyelerin gözetim ve denetiminde kullanılmakta olan raylı araçların ve bu araçların bulunduğu yer altı ve üstü merkezlerinin ve raylı araçların içerisinde bulunan reklam monitörleri gibi yer ve araçların kamu malı olması nedeniyle siyasi propaganda aracı olarak kullanılamaz.
 

4.1.10                    TOPLU ULAŞIM ARAÇLARINDAKİ MONİTÖRLER

 
Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararında belirtildiği üzere 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’un kamu araçları için uygulanan yasaklayıcı hükümlerinin, seçim dönemlerine özgü olarak, kamu hizmeti yapan özel halk otobüsleri ve benzeri toplu ulaşım araçları hakkında da uygulanması kaçınılmazdır. Bu nedenle, seçim dönemlerinde söz konusu araçlarda siyasi propaganda içeren afiş, flama ve posterlerin asılması ve taşınması yasaktır.
 

4.1.11                    SMS – CEP TELEFONLARI

 
Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 12.maddesinde – SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİNDEN İTİBAREN (04/05/2007) Cep telefonları ile belli bir merkezden yönlendirilmek suretiyle seçim propagandası yapılamayacağına, yapıldığı takdirde hukuki ve cezai açıdan ilgili imtiyaz şirketlerinin sorumlu olacaklarına karar verilmiştir.
 
Benzer bir karar Yüksek Seçim Kurulu’nun 03.01.2004 tarihli ve 17 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 11.maddesinde de yer alıyordu. Ancak o dönemde de çeşitli siyasi partiler tarafından toplu olarak sms atılmış, Yüksek Seçim Kuruluna ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurulmasına rağmen kesin bir sonuç alınamamıştır. Seçimlerinde sona ermesi nedeniyle konunun üzerine fazlasıyla gidilememişti.

4.1.12                             CEP TELEFONLARI, PDALAR İLE BLUETOOTH UYGULAMALARI

Bilindiği üzere BLUETOOTH İngilizce kökenli bir kelime olup kısaca endüstri standardı kablosuz WPAN olarak tanımlanmaktadır. (Wireless Personal Area Network).
 
Bluetooth ismi eski Danimarka kralı Harald Blatand’ın adından esinlenerek konulmuş bir isimdir ve mavi diş anlamına gelir.
 
Bluetooth cep telefonu, bilgisayar , PDA ve Dijital Kamera gibi birçok elektronik cihazı kısa dalga radyo sinyalleri kullanarak birbirine bağlar. Kablo bağlantısını ortada kaldıran kısa mesafe radyo frekansı(RF) teknolojisinin adıdır. Bluetooth bilgisayar, çevre birimleri, ve diğer cihazların birbirleri ile kablo bağlantısı olmadan görüş doğrultusu dışında bile olsalar haberleşmelerine olanak sağlar.
 
Bluetooth teknolojisi 2.4 ghz ISM frekans bandında çalışmakta olup, ses ve veri iletimi yapabilmektedir. 721 kbps’a kadar veri aktarabilen bluetooth destekli cihazların etkin olduğu mesafe yaklaşık 10 ile 100 metredir. Araba kullanırken rahat konusmanın yanında güvenli sürüş imkanıda sağlayan araç kitleri ile yolculuk yaparken konforlu bir şekilde iletişim kurulabilmektedir. Örneğin Bluetooth Araç kiti ile telefona hiç dokunmadan konuşma imkanı sağlanmaktadır.
 
PDA, açılımı ‘Personal Digital Assistant’ olan bir kısaltmadır. Avuç içi bilgisayar olarak özetlenebilir. Günümüzde cep telefonları yavaş yavaş küçük bilgisayar özelliğine kavuşmaktadır. Bluetooth ve kızılötesi ile kablosuz aktarımın yanı sıra kablosuz ağ desteği de sunan avuç içi bilgisayarlar (PDA), aynı zamanda cep telefonu olarak da kullanılabiliyor. Eğer çalıştığınız bölgede kablosuz bir ağ varsa, PDA ile bu ağa girebilir ve bu ağdaki interneti paylaşabilirsiniz.[3]
 
Somut bir örnek verilirse büyük bir alışveriş merkezinde yemek reyonunda o anda yemek yiyen yaklaşık 1000 kişi bulunmaktadır. 1000 kişinin neredeyse tamamına yakınında cep telefonu ve/veya pda bulunmaktadır. Tüm kullanıcılar bluetooth özelliklerini açarlarsa kendilerine kısa mesaj, fotoğraf gönderilebilir hatta sohbet ortamına da geçilebilir.
 
Bu tür tanıtım çalışmaları ve girişimler  ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa bluetooth aracılığıyla büyük alışveriş merkezi ve benzeri yerlerde siyasi propaganda yapma yöntemi siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından keşfedilmeye açık yeni ve sıra dışı bilişim yöntemlerinden biridir. Günümüzde daha çok bağımsız adayın katıldığı bir seçimde belli bir yörede birebir temas stratejisi ile şekillenen bir seçim stratejisi için en etkili olabilecek yöntemlerden biridir. Sorun bu tip girişimlerin örneğin bluetooth aracılığıyla bir alışveriş merkezinde bulunanların cep telefonlarına gönderilen görüntülü bir mesajın Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu husus yasal dayanak açısından Yüksek Seçim Kurulu kararlarında yerini bulan  sms ile propaganda kapsamına sokulabilir. Görüntülü mesaj gönderilmesi durumunda bu elektronik posta, afiş, broşür olarak da değerlendirilebilir. Sesli mesaj gönderilmesi durumunda hoparlörlerle ilgili yasaklar akla gelebilir. Her somut olayda çok dikkatli ve titiz bir inceleme yapılarak somut eylemin niteliği belirlenmelidir. Bu yöntem şu an için çok bilinip kullanılmasa da bundan sonraki seçimlerden önce alınacak Yüksek Seçim Kurulu kararlarında özel bir madde olarak bahsedilebilecek türden etkili olabilecek bir uygulamadır.

4.1.13                    GÖRÜNTÜ PAYLAŞIM SİTELERİ – YOUTUBE.COM

Görüntü paylaşım siteleri ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa görüntü paylaşım siteleri (Ör.youtube.com secimvideo.com) yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Neredeyse tüm siyasi partilerin bu sitelerde yüzlerce görüntü kaydı bulunmaktadır. Sorun bu tarzdaki internet sitelerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Uygulamada bu hususun yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini radyo ve televizyon yasakları kapsamına sokulması gerektiği yönünde bir eğilim vardır. Ancak kanımca bu husus çok tartışmalıdır. Youtube.com daki yayınların hukuki anlamda TV yayını olduğunu kabul etmek zor gözükse de teknik anlamda elbette ki bir çok benzerlik bulunmaktadır. Hatta youtube.com ve benzeri siteleri için geleceğin televizyonları bile diyebiliriz. Bu tür sitelerin; IPTV diye de tabir edilen internet televizyon kanalları ile internet siteleri üzerinden yayın yapan televizyon kanallarından en önemli farkı şüphesiz kullanıcılar tarafından oluşturulan görüntülerin belli bir yayın alkışına bağlı kalınmadan yayın yapması gösterilebilir.   Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında radyo ve televizyon yoluyla yapılan yayınlardan ayrıca bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür. Zira bu yöntemler günümüzde neredeyse ulusal yayın yapan TV kanallarından bile daha etkili olabilmektedir.
 
 
 

4.1.14                    IPTV uygulamaları

Bilindiği üzere IPTV (Internet Protocol Television) Televizyon/ve veya görüntü sinyallerinin geniş bant (kablo internet/DSL) kullanıcısı aboneler veya izleyicilere internet protokolü üzerinden dağıtıldığı sistemlere denmektedir. Bu sistem genel olarak geniş bant işletmecisi tarafından sağlanan internet bağlantısına paralel olarak aynı altyapı üzerinde tahsis edilen bir bant genişliğiyle sağlanır. IPTV kendi başına bir protokol değildir. Halen tüm dünyada 100 milyondan fazla evde geniş bant internet bağlantısının kurulu olduğu bilindiğinden IPTV’nin önümüzdeki yıllarda çok büyük bir hızla gelişme göstermesi beklenmektedir.

Görüntü yayınının bant genişliği gereksinimlerinden dolayı IPTV bağlantılarının dağıtılması gereklidir. IPTV hem canlı tv yayınını (multicasting) hem de banttan yayını (VOD, Video on Demand) içerir. Bu yayınları izleyebilmek için televizyona bağlı bir set üstü alıcı cihaz ya da bilgisayar gerekmektedir. IPTV için genellikle canlı TV yayınları için IGMP version 2 (kanal değiştirme işaretleşmesi) ve kayıttan izlemeler (VOD- iste ve izle) için ise RTSP protokolleri kullanılmaktadır. Canlı TV yayınlarının dağıtılmasında peer-to-peer (P2P, kullanıcıdan kullanıcıya) teknolojisinin kullanıldığı protokoller de yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bunun geleneksel dağıtım modellerine göre esas avantajı veri dağıtım yükünün kullanıcılar arasında paylaştırılabilmesi suretiyle dağıtıcının işletim giderlerini büyük ölçüde indirebilmesinde yatmaktadır. IPTV için kullanılan görüntü sıkıştırma formatları arasında MPEG-2, H.264, WMV (Windows Media Video 9 ve VC1), XviD, DivX, ve Ogg bulunmaktadır.
IPTV’nin geleneksel TV sistemlerine göre en önemli avantajları her kullanıcının ayrı bir yayını izleyebilmesi ve iki yönlü iletişim yeteneğinin olmasıdır. Bu sayede kullanıcının dizi üzerinde denetim (durdurma, ileri, geri sarma v.b.) ve dar bantlı kuzeni web uygulamalarında olduğu gibi izleyeceği şeyi özgürce seçebilme olanakları bulunmaktadır. Servis işletmecileri tüketicinin görüntü, data ve telefon iletişimini ayni paket içinden alabildiği bu uygulamaya “Tripleplay” demektedirler. Bir genişbant (KabloTV/KabloNet veya ADSL) hattından tüketiciye “tripleplay” sunabilmek için işletmecinin hem IPTV hem de IP Telephony (VoIP, Voice over IP) teknolojisini kullanması gerekmektedir.
Halen IPTV ‘nin alternatifi geleneksel uydu, kablo ve yersel yayın dağıtım teknolojileridir. Ancak, kablo şebekesi kolayca geliştirilerek uyumlu hale getirilebilmektedir. Diğerleri de geri dönüş yolunu geniş bant, telefon veya cep şebekeleri üzerinden tamamlayarak iki yönlü etkileşimli TV(iTV) haline getirilebilmektedirler.
ABD’de iste ve izle (VOD) yayınları genellikle kablo TV şebekesinden DVB protokolü kullanılarak veriliyor ve adına IPTV denilmemektedir. Ancak, İtalya’da Fastweb, İspanya’da Telefonica’nın işlettiği Imagenio bulunmaktadır. Japonya’da Yahoo BB /Softbank, Hong Kong’da NOW Broadband TV, yeni açılan SuperSun halen IPTV alanında faaliyet gösteren önemli işletmeci kuruluşlardır.
Şu anda IPTV tüm dünyadaki yayıncıların, telekomcuların ve kablocuların en gözde konusudur. Bu sistem ucuz ve son derece elverişlidir. Kullanıcısı da gün geçtikçe çok büyük bir oranda artmaktadır. Yakın gelecekte gerçek yayın kalitesinde ses ve görüntüler indirilebilen IPTV halinde ise endüstriyel olarak eski dengelerin tümünün değişeceği kesindir. Zira TV endüstrisi artık içeriği yayıncının müşteriye ittiği modelden, tüketicinin istediği içeriği kendine çektiği modele doğru geçmekte, eski düzen tersine dönmektedir. Bu bir devrim olarak tanımlanabilir.[4]
 
IPTV uygulamaları ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa IPTV uygulamaları yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Sorun bu tarzdaki internet sitelerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Uygulamada bu hususun yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini radyo ve televizyon yasakları kapsamına sokulması gerektiği yönünde bir eğilim vardır. Ancak kanımca bu husus çok tartışmalıdır. IPTVlerde hem yasalara göre kurulmuş televizyon kanallarının yayınları yapılabilmekte hem de bu yasalara göre kurulmamış televizyon kanallarının yayınları yapılabilmektedir. Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında radyo ve televizyon yoluyla yapılan yayınlardan ayrıca bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür.

4.1.15                    İNTERNET SİTELERİNDEKİ BANNERLAR – REKLAM ALANLARI

Banner ingilizce kökenli bir kelime olup web sitelerinin içine yerleştirilen reklam panoları olarak özetlenebilir. İnternet sitesine giren bir ziyaretçi ilgili reklamın üzerine tıkladığından reklamı yapılan internet sitesine yönlendirilir. Aynı zamanda bu reklama tıklayan kişilerin sayısı da ölçülebilir. Böylelikle hem reklam yapılmış olur hem de bu internet sitesi aracılığıyla kaç ziyaretçinin reklam veren internet sitesine yönlendirildiği tespit eidleiblir.
 
Artık standart haline gelmiş denilebilecek türden banner  ölçüleri ;
Jenerik banner hazırlama: 468×60 400×50 400×40 125×125 120×240 120×60 88×31; Billboard banner hazırlama: 416×128..şeklindedir.
 
Cover Banner, Leaderboard Banner, Tower Banner, Micro Banner 5) 120 x 240 Banner (GIF, JPG max. 25 KB), 120 x 240 Banner (GIF, JPG max. 25 KB), 300 x 200 Pop Up / Pop Under (Pop Up Örnek), Fullscreen Pop Up / Pop Under (Pop under Örnek), Sticky-Ad (max. 200 x 200 Pixel) Interstitial / RichMediaAD / FlothingAD gibi çeşitleri vardır.[5]
 
İnternet sitelerindeki bannerlar-reklam alanları ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa lnternet sitelerindeki bannerlar-reklam alanları internet yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Neredeyse tüm milletvekili adaylarının internet sitesi vardır. Bu internet sitelerine yönlendirmenin yapılabileceği en etkili yol ise şüphesiz banner yöntemidir. Sorun bu bannerların Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu husus yasal dayanak açısından kanun maddelerinde ve Yüksek Seçim Kurulu kararlarında yerini bulan  sabit yerlerde (billboard, pano) ile propaganda kapsamına sokulabilir. Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında billboard, pano vb. yöntemlerden ayrıca ve açıkça bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür.
 
 

4.1.16                    RADYO – TELEVİZYON YAYINLARI

 
 

4.2      Yasal düzenlemeler

Kamuyu etkileyip, yönlendirebilmeleri nedeniyle radyo ve televizyon yayınları, seçim döneminde daha ayrıntılı ve özenle uygulanması gereken usul ve esaslara tabi tutulmuştur. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyon Yayınlarının Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, seçim dönemindeki radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili düzenlemeler içermektedir.
 

4.2.1   298 Sayılı Kanundaki düzenlemeler

 
Radyo ve Televizyonla Propaganda:
 
 
         MADDE 52- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) (Değişik: 10.6.1983 – 2839/46 Md.) Özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak üzere, seçime katılan siyasi partiler, oy verme gününden önceki 7 nci günden itibaren oy verme gününden önceki gün saat 18.00’e kadar radyo ve televizyonda propaganda yapabilirler.
 
(Değişik: 23.5.1987 – 3367/3 Md.) Seçime katılan;
 
a) Siyasi partilere ilk gün 10, son gün 10 dakikayı geçmemek üzere, programlarını ve yapacakları işleri anlatan iki konuşma,
 
b) Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin her birine ilaveten 10’ar dakikalık propaganda,
 
c) (Değişik: 27.10.1995 – 4125/4 Md.) İktidar partisine veya iktidar partilerinden büyük olanına 20 dakikalık, iktidar partilerinden diğerlerine 15’er dakikalık ilave propaganda,
 
d) Ana muhalefet partisine ilaveten 10 dakikalık propaganda,
 
Hakkı verilir. Bu propaganda sürelerinin yarısını aşmamak üzere siyasi partiler bu propagandalarını görüntülü olarak da verebilirler. Görüntülü propagandalar TRT dışında hazırlatılır. Görüntülü propagandalarda siyasi partiler yaptıkları ve yapacakları icraatı anlatırlar. Bu propagandalarda suç teşkil edecek görüntülere yer verilemez. Siyasi partilerin bu propagandaları bir defada iki dakikadan az olmayacağı gibi bir günde toplam süresi on dakikayı geçemez. Siyasi partiler propaganda haklarını TRT’nin birden fazla kanalına dağıtabilirler. Yüksek Seçim Kurulu, TRT imkanlarına göre bu görüntülerin hangi süre içinde TRT’ye teslim edileceğini ve TRT’deki gösterilme zamanlarını tanzim eder. Bu görüntülerde suç teşkil eden bir husus bulunduğu takdirde Yüksek Seçim Kurulu bunların yayımına izin vermez.
 
Siyasi partiler radyo ve televizyonla ilk konuşmalarında seçim beyannamelerini izah ederler.
 
Radyo ve televizyon konuşmaları Türkiye’deki bütün radyo ve televizyon postaları ile aynı zamanda yayınlanır.
 
Radyo ve televizyonda, yayınlanacak propaganda konuşmalarının her gün hangi saatte, hangi parti adına yapılacağı, Türkiye Radyo ve Televizyonları tarafından haber yayınları sırasında önceden duyurulur.
 
(Değişik: 10.6.1983 – 2839/46 Md.) Radyo ve televizyonda yapılacak propaganda yayınlarının, tam bir tarafsızlık ve eşitlik içinde yapılması, Yüksek Seçim Kurulu ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından sağlanır.
 
(Değişik: 28.3.1986 – 3270/22 Md.) Televizyonda seçime katılan siyasi partiler adına…[6] Yukarıdaki fıkralar gereğince yayınlanacak propaganda konuşmalarında Türk Bayrağı ile Yüksek Seçim Kurulunun tespit edeceği yere asılacak olan bu Kurulun belirlediği büyüklükteki parti bayrağı ve konuşmayı yapan kişi dışında hiçbir görüntüye yer verilmez. Konuşmacılar, ceket giyme ve kravat takmak zorundadırlar; bayanlar tayyör giyerler.
 
(Mülga: 10.9.1987 – 3403/2 Md.)
 
         (Ek: 27.10.1995 – 4125/4 Md.) Özel radyo ve televizyonlarda siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT’de uygulanan usul ve esaslara göre yapılır. Bu yayınlar ulusal nitelikte olanlarda Yüksek Seçim Kurulunca, yerel nitelikte olanlarda İl Seçim Kurullarınca tanzim ve denetlenir. Bu hüküm dışında propagandaya ilişkin yayın yapılamaz. Bu hükme aykırı davrananlar hakkında 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 151/2 hükmü uygulanır.
 
Müracaat:
 
         MADDE 53- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) Seçimlere katılan siyasi partilerin genel merkezleri radyo ve televizyonda propaganda yapmak istediklerini oy verme gününden önceki yirmi birinci gün akşamına kadar Yüksek Seçim Kuruluna yazılı olarak bildirirler.
 
Yayın Zamanının Tespiti:
 
         MADDE 54- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) Yüksek Seçim Kurulu, radyo ve televizyonda yayın için başvuran partiler arasında, bunların birer temsilcisiyle Türkiye Radyo Televizyon Kurumu temsilcilerinin önünde ad çekerek yayın zaman ve sıralarını tayin eder. Bu ad çekme, oy verme gününden en az yirmi gün önce yapılır. Radyo ve televizyon yayınlarının başlangıç saati, partilerin sayısı ve en uygun dinleme imkanları göz önüne alınarak Yüksek Seçim Kurulu’nca kararlaştırılır. Radyo ve Televizyon yayınları en geç saat 22.00’ye kadar devam eder.
 
Radyo ve Televizyon Konuşmalarının Tespiti:
 
         MADDE 55- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) Siyasi partiler adına radyo ve televizyon ile yapılacak konuşmalar, Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlendireceği bir kurul üyesi huzurunda adına konuşma yapılacak siyasi partinin isteğine uygun olarak yayından önce veya yayın sırasında ses ve görüntü alma cihazı ile tespit edilir. Konuşmanın hangi parti adına ve kimin tarafından yapıldığına dair görevli kurul üyesiyle radyo ve televizyon idaresinde görevli en az iki kişi tarafından tutanak düzenlenir. Konuşmaları tespit eden bant ve sair tespit araçları Yüksek Seçim Kurulu tarafından saklanır.
 
Konuşmalar bir dava konusu yapıldığı ve istenildiği takdirde merciine verilir.
 
Suç teşkil eden konuşmaları yapanlar hakkında kanunen belli olan cezalar bir mislinden iki misline kadar artırılarak hükmolunur.
 
Özel Radyo ve Televizyonlarla Yayın:
 
         MADDE 55/A- (Ek: 28.12.1993 – 3959/2 Md.) (Değişik: 15.7.2003 – 4928/3 Md.) Seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününün bitimine kadar özel radyo ve televizyon kuruluşları,  yapacakları yayınlarda 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5, 20, 22 ve 23 üncü maddeleri ile 31 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine tabidir.
 
Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre özel radyo ve televizyonların yayın ilkelerinin belirlenmesinde, Yüksek Seçim Kurulu görevli ve yetkilidir. Yapılacak yayınların yukarıdaki esaslara uygunluğunun gözetim, denetim ve değerlendirilmesinde ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için Yüksek Seçim Kurulu; bunun dışında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulları görevli ve yetkilidir.
 
İlçe seçim kurullarının verdiği kararlara karşı, yirmidört saat içinde il seçim kurullarına itiraz edilebilir. İl seçim kurulu kararları kesindir.
 
Ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonların hangileri olduğunu belirlemeye Yüksek Seçim Kurulu yetkilidir. Yüksek Seçim Kurulunun buna ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayımlanır.
 
 

4.2.2   3984 sayılı yasadaki düzenlemeler;

 
 
Seçimlerde Siyasi Partilerin Yayınları
Yayın İlkeleri
Madde 4 – (Değişik: 15/5/2002-4756/2 md.)
Radyo, televizyon ve veri yayınları, hukukun üstünlüğüne, Anayasanın genel ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere, millî güvenliğe ve genel ahlâka uygun olarak kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılır. Yayınların Türkçe yapılması esastır. Ancak, evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasına katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya  bu dillerde  müzik   veya  haber  iletilmesi  amacıyla  da yayın yapılabilir. (Değişik dördüncü cümle: 15/7/2003-4928/14 md.) Ayrıca, kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. (Ek hükümler: 3/8/2002-4771/8 md.) Bu yayınlar, Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel niteliklerine, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz. Bu yayınların yapılmasına ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, Üst Kurulca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Radyo, televizyon ve veri yayınlarında uyulması gereken yayın ilkeleri şunlardır:
a) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılmaması.
b) Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi.
c) Yayıncılığın, gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dahil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları veya bir başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaması.
d) İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması.
e) Yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması.
f) (Değişik: 3/8/2002-4771/8 md.) Özel hayatın gizliliğine saygılı olunması.
g) Türk millî eğitiminin genel amaçlarının, temel ilkelerinin ve millî kültürün geliştirilmesi.
h) Türkçenin; özellikleri ve kuralları bozulmadan konuşma dili olarak kullanılması; millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak çağdaş kültür, eğitim ve bilim dili halinde gelişmesinin sağlanması.
ı) Kişilerin manevî şahsiyetlerine eleştiri sınırları ötesinde saldırıda bulunulmaması, cevap ve düzeltme haklarına saygılı olunması, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanmaması, saklı kalması kaydıyla verilen bilgilerin kamu yararı ciddî bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanmaması.
j) Yayıncılığın haksız bir amaç ve çıkara alet edilmemesi ve haksız rekabete yol açılmaması, ilân ve reklam niteliğindeki yayınların bu niteliklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanması, bir basın organının özel çabalarla yarattığı ürünün kendi ürünüymüş gibi sunulmaması, ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilmesi.
k) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilân edilmemesi veya suçluymuş gibi gösterilmemesi; kişileri suç işlemeye yönlendirecek veya korku salacak yayın yapılmaması.
l) Haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması; özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi; haber kaynaklarının kamuoyunun yanıltılmasının amaçlandığı haller dışında gizliliğinin korunması.
m) Halkı aldatacak, yanıltacak veya haksız rekabete yol açacak reklam yayınlarına yer verilmemesi.
n) Siyasî partiler ve demokratik gruplar arasında fırsat eşitliği sağlanması; tek yönlü, taraf tutan yayın yapılmaması; seçim dönemlerinde belirlenen seçim yasaklarıyla ilgili ilkelere aykırı davranılmaması.
o) (Değişik:3/3/2004 – 5101/5 md.)  Yayınlarda, eser ve bağlantılı hak sahiplerine 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile tanınan hakların ihlâl edilmemesi.
p) Bilgi iletişim telefonları yoluyla yarışma ve benzeri yöntemlere başvurulmaması ve bunların sonucunda dinleyici ve seyircilere ikramiye verilmemesi veya ikramiye verilmesine aracılık edilmemesi, lotarya yapılmaması, bilgi iletişim telefonları yoluyla yapılacak anket ve kamuoyu yoklamalarının, hazırlık aşamasından sonuçlarının ilânına kadar noter nezaretinde gerçekleştirilmesi.
             r) Televizyonda bölünür ekran yoluyla ana program ile ilgili veya ilgisiz bilgiler veren konuları işleyen yayınların yapılmaması, çerçeveler veya alt yazı tekniği kullanılarak sürekli yayın yapılmaması, haberde konu ile ilgili olmayan görüntülerin verilmemesi, haberle benzerlik arz eden görüntülerin arşiv niteliğinin belirtilmesi.[7]
s) Program hizmetlerinin bütün unsurlarının insan onuruna ve temel insan haklarına saygılı olması.
t) Yayınların müstehcen olmaması.
u) (Değişik: 1/7/2005-5378/37 md.) Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi.
v) (Değişik: 3/8/2002-4771/8 md.) Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.
y) Suç örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin yansıtılmaması.
z) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması.
 
Madde 27 – Seçim dönemlerindeki yayınlar, kanunla Yüksek Seçim Kuruluna verilen yetkiler çerçevesinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.
Üst Kurul, seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda denetler.
Seçim dönemlerinde yayınlar
Madde 32 – (Değişik: 15/5/2002-4756/15 md.)
             Seçim dönemlerindeki yayınlara ilişkin usul ve esaslar kanunla Yüksek Seçim Kuruluna verilen yetkiler çerçevesinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.
Üst Kurul, radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda izler, denetler ve değerlendirir.
             Seçimlerde oy verme gününden önceki yirmi dört saat içinde her türlü haber, röportaj gibi programlar veya reklamlar yoluyla kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla siyasî bir partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek yayınlarda bulunulmasına izin verilemez. Bu yasaklara uymayanlar yayın ilkelerini ihlâl etmiş sayılırlar.[8]
             298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını müteakip Üst Kurulca yerine getirilir.
Görüldüğü üzere,  anılan yasa hükümleriyle radyo ve televizyon yayınlarının tabi tutulduğu usul ve esaslar, seçim döneminin son yirmi dört saatlik bölümü ve diğer bölümü için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
 
2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5 nci maddesi ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi, radyo ve televizyon kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları yayın ilkelerini ayrıntılı biçimde saptamıştır. Söz konusu yayın ilkeleri, seçim hukukunun temel ilkeleri olan eşitlik, serbestlik, dürüstlük ilkelerini de kapsamakta; titizlikle uygulanmaları halinde, radyo ve televizyon yayınlarının demokratik seçim ortamını olumsuz biçimde etkilemesini engelleyecek nitelikte bulunmaktadır.
 
3984 sayılı Yasayla radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili girişim özgürlüğünün sınırlandırılması karşısında, siyasi parti reklamlarının yayınlanması konusunun radyo ve televizyon kuruluşlarının kamu hizmeti anlayışıyla yerine getirmeleri gereken işlevleri, tarafsızlık, fırsat eşitliğini sağlama yükümlülükleri göz ardı edilerek, salt girişim özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceği; böyle bir değerlendirmenin demokratik toplum düzenini zedeleyeceği ortadadır. Dolayısıyla siyasi parti reklamlarının yayınlanması konusunun yasayla düzenlenmesi; siyasi parti reklam yayınlarında radyo ve televizyon kuruluşlarının işlevlerini ve yükümlülüklerini yerine getirmelerini güvence altına alan, ayrıntılı bir yasal düzenleme yapılması gerekmektedir.[9]
 
298 sayılı Yasanın siyasi partilerin radyo ve televizyonla doğrudan propaganda yapması konusunu düzenleyen 52. maddesi ise, getirdiği düzenleme dışında bir propaganda türü olduğunda kuşku bulunmayan siyasi parti reklamlarının yayınına olanak tanımamaktadır.
 
Yüksek Seçim Kurulunun 04.05.2007 tarihli 224 karar sayılı kararı gereğince;
 
1- Radyo ve Televizyon Kuruluşları, tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamazlar. Bu kuruluşlar yayınlarında demokratik kurallar çerçevesinde, kamunun siyasal beklentilerine cevap verecek şekilde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorundadırlar.
 
2- Yayınlarında adalet ve tarafsızlığa, yasalara uygun davranmakla yükümlü olan kuruluşlar, ırk, cinsiyet, sosyal sınıf veya dini inançları esas alarak yayın yapamazlar.
 
3– Sözü edilen kuruluşlar, 298 sayılı Yasanın 52 nci maddesi hükmü çerçevesinde siyasi parti propaganda konuşmaları dışında, propagandaya ilişkin yayın yapamazlar.
 
4- Radyo ve Televizyon Kuruluşları, seçim döneminde siyasi parti ve adayların reklamlarını yayınlayamazlar.
 
Radyo ve televizyon yayınları yönünden oy verme gününden önceki yirmi dört saat içinde ise;
3984 sayılı Yasanın 32. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Seçimlerde oy verme gününden önceki yirmi dört saat içinde her türlü haber, röportaj gibi programlar veya reklamlar yoluyla kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla siyasî bir partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek yayınlarda bulunulmasına izin verilemez. Bu yasaklara uymayanlar yayın ilkelerini ihlâl etmiş sayılırlar.” kuralı uygulanacaktır.
298 sayılı Kanunun 54 üncü maddesine göre radyo ve televizyonda propaganda için başvuran partilerin yayın zaman ve sıraları, bunların birer temsilcisi ile TRT temsilcilerinin önünde Yüksek Seçim Kurulunca ad çekme suretiyle saptanacaktır.
 
Seçim Takvimine göre, seçime katılan siyasi partilerden radyo ve televizyonda propaganda yapmak isteyenlerin bu hususu en geç 08 Temmuz 2007 Pazar günü saat: 17.00’da kadar Yüksek Seçim Kuruluna bildirmeleri ve ad çekme işleminin de 10 Temmuz 2007 Salı günü saat: 15.00’da yapılması gerekmektedir.
 
298 sayılı Kanunun 52. maddesinde görüntülerde suç teşkil eden bir husus bulunduğu takdirde Yüksek Seçim Kurulunca bunların yayınına izin verilmeyeceği hükme bağlanmış, 55. maddesinde; “Siyasi partiler adına radyo ve televizyon ile yapılacak konuşmalar, Yüksek Seçim Kurulunun görevlendireceği bir kurul üyesi huzurunda adına konuşma yapılacak siyasi partinin isteğine uygun olarak yayından önce ses ve görüntü alma cihazı ile tespit edilir.  Konuşmanın hangi parti adına ve kimin tarafından yapıldığına dair görevli kurul üyesiyle radyo ve televizyon idaresinde görevli en az iki kişi tarafından tutanak düzenlenir. Konuşmaları tespit eden bant ve sair tespit araçları Yüksek Seçim Kurulu tarafından saklanır.
 
Konuşmalar bir dava konusu yapıldığı ve istenildiği takdirde merciine verilir.
 
Suç teşkil eden konuşmaları yapanlar hakkında kanunen belli olan cezalar bir mislinden iki misline kadar artırılarak hükmolunur.” hükmüne yer verilmiştir.
 
Ayrıca, radyo ve televizyonla yapılacak konuşma ve görüntülü propaganda ile ilgili uygulamaya ilişkin diğer esasların ise ad çekmeden sonra belirlenmesi kararlaştırılmıştır.
 
 
 

5          seçim yasakları SONUÇ

 
Sonuç olarak değerlendirmek gerekirse ülkemizde seçimlerin önemi tartışılmazdır. Ülke yönetimine ortak olabilmek için de siyasi partilerin seçim çalışmalarına verdiği önem ortadadır. Bu çalışmalar için devlet tarafından özel ödenekler dahi aktarılmaktadır. Bu ödeneklerin gelişen teknolojiyle birlikte daha verimli ve etkin olarak bilişim araçlarıyla kullanılabileceği ortadadır. Bilişim araçlarını kullanmak bir nevi seçim ekonomisi olarak da değerlendirilebilir.
 
Günümüzde artık elektronik postayla gönderilen bir ekran sunumu; bir televizyon konuşmasından daha etkili olabilmektedir. Miting alanına o siyasi partinin taraftarlarının geleceği o siyasi partiye uzak olan vatandaşların ise ilgi göstermeyeceği açıktır. Oysa sms ile tüm seçmen kitlelerine bir anda ulaşılıp mesaj verilebilmektedir.
 
Ülkemizde seçim yasakları var gibi gözükse de kanımca bu yasaklar çok sıkı olarak uygulanmamaktadır. Bu seçim yasakları çoğu zaman delinmekte ve faili meçhul olarak kalabilmektedir. Örneğin smsle propaganda yasağı çeşitli yöntemlerle delinmektedir. Bazı adaylar akşam televizyon programına çıkacağını bildirmekte bazı adaylar ise kendi meslek gruplarındaki üyelere mesaj gönderebilmektedirler. Bayram ve benzeri tüm kutlamaların artık smsle yapılmaya başlandığı gözetildiğinde smsle propagandanın yasaklanmasının pek etkili olamayacağı ortadadır. BU tür eylemler faili meçhul olarak da kalabilmekte, siyasi parti adına atılan bir sms aslında partiyi temsile yetkili bir kişi tarafından değil bir siyasi parti taraftarı vatandaş tarafından da atılabilmektedir.
 
Seçim yasakları kanımca iki boyutta değerlendirilmelidir. Birincisi siyasi partiler ve adaylar tarafından yapılan seçim çalışmaları. İkincisi siyasi parti taraftarı vatandaşlar tarafından yapılan seçim çalışmaları. Youtube.com internet sitesindeki görüntülerin, çoğu mail gruplardaki yönlendirici, yorumlayıcı, etkilemeye çalışır nitelikteki mesajların neredeyse tamamına yakını siyasi parti taraftarı vatandaşlar tarafından yapılmaktadır. Seçim yasakları birinci grup için devam etse de demokratikleşme ve daha sağlıklı bir kamuoyu oluşturulabilmesi adına ikinci gruptaki kişilerin daha esnek seçim yasaklarına tabi olması gerektiğini düşünüyorum. Zira artık insanlar tüm görüşlerini, hayata bakış açılarını, yorumlarını elektronik posta, blog, forum alanları, internet siteleri gibi bilişim ortamları üzerinde diğer kullanıcılarla paylaşmaktadırlar. Elbette ki bu görüşler genel hukuk kuralları sınırları içerisinde yer almalıdır ve başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahale ettiği ölçüde denetlenebilmeli ve engellenebilmelidir.
 
Av.Özgür Eralp
www.ozgureralp.av.tr
Temmuz 2007 – Ankara
 


 


[2] Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararı
[6] (Bu fıkradaki “2 nci fıkranın (d) bendi dışında” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 22/5/1987 tarih ve E. 1987/3, K. 1987/13 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
[7] Anayasa Mahkemesinin 21/9/2004 tarihli ve E.:2002/100, K.:2004/109 sayılı Kararı ile; bu bentte yer alan “… ana   program   ile …”   ibaresinden sonra gelen “ …  ilgili …” ve bundan sonra gelen “…veya…”  sözcükleri  iptal edilmiş olup, iptal hükmünün Resmi Gazete’de yayım tarihi olan 4/8/2006 ‘dan başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.
[8] (1)15/7/2003 tarihli ve 4928 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle bu fıkrada geçen “yedinci günden itibaren” ibaresi, “yirmidört saat içinde” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
[9] Yüksek Seçim Kurulunun 04.05.2007 tarihli 224 karar sayılı kararı

seçim yasakları

seçim yasakları

seçim yasakları

BİLİŞİM ORTAMLARINDA SEÇİM YASAKLARI UYGULAMASI

 
 

1       SEÇİM YASAKLARI – GİRİŞ

 
Türkiye Büyük Millet Meclisi 03/05/2007 tarihli ve 891 sayılı kararı ile XXIII. Dönem Milletvekili Genel Seçiminin 22 Temmuz 2007 Pazar günü yapılmasına karar verdi. Milletvekili Genel Seçiminin başlangıç tarihi 04 Mayıs 2007 Cuma ve bu seçimlerde seçim propagandasının başlangıç tarihi ise 12 Temmuz 2007 Perşembe günleri olarak belirlendi.
 
Seçim propaganda çalışmalarının hızlandığı bugünlerde bilişim araçlarının kullanımının yaygınlaşıyor olması siyasi parti yöneticilerinin ve adaylarının da dikkatinden kaçmadı. Uzun bir süredir elektronik postalar, elektronik posta grupları (yahoogroups, googlegroups…) ve internet siteleri üzerinden yapılan siyasi propagandalar günümüzde yerini cep telefonlarından atılan smslere, mmslere, youtube.com, secimvideo.com ve benzeri görüntü paylaşım sitelerine ve msn messenger gibi sohbet programlarındaki reklam alanlarına bıraktı. Öyle ki youtube.com’da genel seçimlere yönelik olarak onbine yakın görüntü oluşmuş durumda. Bu sayıya bağımsız milletvekili adaylarının ve siyasi partiler aleyhine geliştirilen kişisel görüş ve eleştirilere ilişkin görüntüler de dahil değil.
 
Durum böyle olunca bu alanlarda dileyen herkes istediği her şeyi söyleyebilir mi sorusu akıllara geliyor. Acaba radyolarda, televizyonlarda, reklam panolarındaki seçim yasaklarından tutun da adayların ve partilerin broşür vb. materyaller dışında eşantiyon dahi dağıtamayacağını belirten Yüksek Seçim Kurulu bu yönde bir kısıtlamada bulunabilir mi?
 
İşte bu yazıda 2007 Temmuz Türkiyesi’nde kullanılan bilişim araçları ile yapılan siyasi propagandaları ve seçim yasakları uygulamalarını işlemeye çalışacağım.
 
 

2       SEÇİMLERİN GENEL YÖNETİMİ VE DENETİMİNE İLİŞKİN YASAL DÜZENLEMELER

 

2.1      Türkiye Cumhuriyeti Anayasası

 
Konuya ilişkin olarak  Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 79 uncu maddesi şu şekildedir;
 
 
E.  Seçimlerin genel yönetim ve denetimi
             Madde 79 – Seçimler, yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır. 
             Seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma, seçim süresince ve seçimden sonra seçim konularıyla ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Yüksek Seçim Kurulunun kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz.
             Yüksek Seçim Kurulunun ve diğer seçim kurullarının görev ve yetkileri kanunla düzenlenir.
             Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir. Bu üyeler, salt çoğunluk ve gizli oyla aralarından bir başkan ve bir başkanvekili seçerler.
Yüksek Seçim Kuruluna Yargıtay ve Danıştaydan seçilmiş üyeler arasından ad çekme ile ikişer yedek üye ayrılır. Yüksek Seçim Kurulu Başkanı ve Başkanvekili ad çekmeye girmezler.
 Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların halkoyuna sunulması, işlemlerinin genel yönetim ve denetimi de milletvekili seçimlerinde uygulanan hükümlere göre olur.
 
Görüldüğü üzere Anayasanın 79 uncu maddesiyle; seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetilmesi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma seçim süresince ve seçimden sonra seçim konuları ile ilgili bütün yolsuzlukları, şikayet ve itirazları inceleme ve kesin karara bağlama görev ve yetkisi Yüksek Seçim Kuruluna verilmiş, anılan madde diğer seçim kurullarının görev ve yetkilerinin de kanunla düzenleneceğini hüküm altına almıştır.
 
 

2.2      298 Sayılı Yasa

        
298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 20 nci maddesi ise şu şekildedir;
 
İlçe Seçim Kurullarının Görev ve Yetkileri:
 
MADDE 20- İlçe seçim kurullarının, başlıca görev ve yetkileri şunlardır:
 
1. İlçe çevresinde seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için gereken bütün tedbirleri almak ve seçim işlerini denetlemek,
 
2. Sandık kurullarını kurmak,
 
3. İlçedeki sandık kurullarına, oy sandıklarını ve bu kanunda yazılı diğer seçim araç ve gereçlerini göndermek,
 
4. Sandık kurullarının teşekküllerine, işlemlerine ve kararlarına karşı yapılan itirazları inceleyerek karara bağlamak,
 
5. Sandık kurulları başkanlıklarınca seçim işlerinin yürütülmesi hakkında sorulacak hususları derhal cevaplandırmak,
 
6. İlçe çevresindeki sandık kurullarından gelen tutanakları birleştirerek, ilçe seçim tutanağını düzenlemek ve bu tutanağı seçim işlerine ait diğer evrak ile birlikte il seçim kuruluna derhal teslim etmek,
 
7. Kanunla kendisine verilen başkaca görevleri yapmak.
 
Görüldüğü üzere bu maddeyle de, ilçe çevresinde seçimin düzenle yürütülmesini sağlamak için gereken bütün tedbirleri alma yetki ve görevi ilçe seçim kurullarına verilmiştir.
 
Yüksek Seçim Kurulunun yerleşmiş uygulamalarına göre, seçim işlemlerinin ve seçim sürecinin işlemeye başladığı tarih, aynı zamanda seçimin başlangıç tarihi olarak kabul edilmekte, seçim sürecinin başlaması ile oy verme gününe kadar bütün ilgililerce uyulması gereken seçim yasaklarının belirlenmesi gerekmektedir.
 
298 sayılı Kanunun 49 uncu maddesinde; propaganda serbestliği ve süresinin, oy verme gününden önceki onuncu gün olduğu belirtilmiş, bu serbestlik ve süreye getirilen sınırlamalar da yine 49 ila 66. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Anılan düzenlemede oy verme gününden önceki on gün içinde açık ve kapalı yerler ile hoparlörle propagandalara ilişkin ilçe seçim kurullarının görevleri gösterilmiştir.
 
 
 
 

3       SEÇİM PROPAGANDASI

 

3.1      Propaganda Serbestliği ve Süresi:

 
298 sayılı yasanın 49.maddesi gereğince Seçimlerde propaganda, bu Kanun hükümleri dairesinde serbesttir. Propaganda, oy verme gününden önceki onuncu günün sabahında başlar ve oy verme gününden önceki günün saat 18.00’inde sona erer.
 

3.2      AÇIK YERLERDE PROPAGANDA

298 sayılı yasanın 50.maddesi gereğince Seçim zamanında, genel yollar üzerinde, mabetlerde, kamu hizmeti görülen bina ve tesislerde ve ilçe seçim kurullarınca gösterileceklerden başka meydanlarda toplu olarak sözlü propaganda yapılması yasaktır. İlçe seçim kurulları, gidiş-gelişi bozmayacak ve pazarların kurulmasına engel olmayacak surette toplantıların genel olarak yapıldığı ve varsa elektrik tesisatı olan yerleri seçmek suretiyle hangi meydanlarda toplu olarak sözlü propaganda yapılabileceğini tespit ederler. Siyasi partilerin toplu olarak sözlü propaganda yapmak için müracaatları üzerine, toplantı, meydan, gün, sıra ve saatlerini ilçe seçim kurulu ad çekme ile belirtir ve ilgililere tebliğ eder. Bağımsız adaylar için de aynı suretle haftada bir gün ayrılır. Açık yerlerde, güneş battıktan doğuncaya kadar toplu olarak, sözlü propaganda yapılamaz.
 

3.3      KAPALI YERLERDE PROPAGANDA

 
298 Sayılı yasanın 51.maddesi gereğince seçimlere katılan siyasi partiler veya bağımsız adaylar adına kapalı yer toplantısı yapılabilir.
 
Kapalı yer toplantısı yapmak isteyenler, üç kişilik bir heyet kurar ve en yakın zabıta amir veya memuruna haber verirler. Köylerde, muhtara veya vekiline haber vermek kafidir.
 
Heyetin görevleri, toplantının düzenini sağlamak, kanunlara karşı hareketleri, edep törelerine aykırı veya suç işlemeye kışkırtıcı mahiyet taşıyan söz veya fiilleri önlemektir.
 
Heyet yukarıdaki fıkraya aykırı bir durum baş gösterdiğinde, bunu önlemeye çalışır, gerekirse zabıtayı çağırır.
 
Heyet, toplantıda hazır bulunanlardan söz alacak olanları tayin ve tahdit edebilir.
 
Bu toplantılarda yapılacak konuşmalar, 56 ncı madde hükmü saklı kalmak üzere, hoparlörle yayınlanabilir.
 
         Kapalı yer toplantılarına, toplantıyı idare eden heyetin isteği veya yetkili seçim kurullarının kararı dışında, zabıta amir ve memurları, muhtar veya ihtiyar meclisleri, hiçbir suretle müdahale edemezler.
 
Mabetlerde, okullarda, kışla, karargah, ordugah gibi askeri bina ve tesislerle askeri mahfillerde ve kamu hizmeti görülen diğer yerlerde, kapalı yer toplantısı yapılamaz.

3.4      Genel nitelikteki seçim yasakları düzenlemeleri

298 Sayılı yasanın  60 ıncı maddesiyle, duvar ilanı, afiş, flama, bayrak ve sabit reklam panoları (Bilboardlar) siyasi partilerin ve varsa bağımsız adayların yararlanma sırasını belirleme ve 61 inci madde ile de; oy verme gününden önceki yirminci günden önce asılan, yapıştırılan bayrak, afiş ve flamalarla ilanların kaldırılma görevi yine ilçe seçim kuruluna verilmiştir.
 
 
298 sayılı Kanunun 63 üncü maddesinde; Seçim süresince yapılamayacak işler, 64 üncü maddesinde; Törenlere ait yasaklar, 65 inci maddesinde; Başbakan ve bakanlara ilişkin yasaklar ve 66 ncı maddesinde ise; Memurların gezilere katılma yasağı getirilmiştir.
 
Bu yasal dayanaklar ışığından Yüksek Seçim Kurulu her seçim öncesinde konuya ilişkin olarak kararlar almakta ve bu kararlar Resmi Gazetede yayınlanmaktadır. 22 Temmuz 2007 tarihinde yapılacak Milletvekili Genel Seçimi için YSK bugüne kadar konumuzla yakından ilgisi bulunan üç karar yayınlamıştır. Bu kararlar 04.05.2007 tarihli 224 karar sayılı, 08.05.2007 tarihli 246 karar sayılı ve 26.06.2006 tarihli 600 karar sayılı kararlardır.
 
 
 

4       PROPAGANDA ÇEŞİTLERİ

4.1.1   Duvar İlanı ve Afişle Propaganda

 
298 Sayılı yasanın 60.maddesi gereğince propaganda için afiş ve duvar ilanları ile her boyda parti flamaları, propaganda bayrakları ve benzerleri şehir, kasaba ve beldelerde ilçe seçim kurullarınca gösterilecek yerlere asılır.
 
Parti genel merkezlerinde, il, ilçe, belde merkez binaları ile kapalı yerlerde ve parti taşıtlarında, adayların özel taşıtlarında, konvoylarda, mitinglerde, miting alanlarında, kapalı salon toplantılarında, miting ve toplantı günü kullanılan afiş, bayrak, flama ve benzerleri bu hüküm dışındadır.
 
 
O sahadaki yerlerin sırası şehir ve kasabalarda ilçe seçim kurulunca, o çevrede seçime katılan siyasi partilere, birleşik oy pusulasındaki sıralamaya göre, bağımsız adaylarda ise ad çekme sonucuna göre tespit edilir. Bağımsız adaylar için yapılacak ad çekme, başvuran adayların veya temsilcilerinin önünde, oy verme gününden önceki yirminci gün akşamına kadar yapılır. Hiçbir siyasi parti veya bağımsız adayca bu tarihten önce duvar ilanı, flama veya bayrak asılamaz.
 
 

4.1.2      Başka Yerlere Asma, Kamuoyu Yoklamaları

 
298 Sayılı yasanın 61.maddesi gereğince 60.madde gereğince gösterilen yerlerden başka herhangi bir yerde parti bayrağı, afiş ve propaganda flamaları ile ilan asılması, yapıştırılması veya teşhiri yasaktır.
 
         Bu suretle asılan, yapıştırılan veya teşhir edilen bayrak, afiş ve flamalarla ilanlar, ilçe seçim kurulu kararı ile kaldırılır, kaldırma için yapılan masraflar, bu bayrak ve flamalarla ilanların ait olduğu partiler veya bağımsız adaylarca ödenir.
 
Milletvekili genel seçimlerinde, seçimin başlangıç tarihinden itibaren yazılı, sözlü ve görsel basın ve yayın araçları ile kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi ve iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla bir siyasi partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek biçimde yayın yapılması ve herhangi bir surette dağıtımı, partilerin ve adayların kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtmaları, dağıttırmaları veya bunların üçüncü şahıslar ya da kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağıtılması yasaktır. Başka kanunların bu fıkraya aykırı hükümleri uygulanamaz.
 
 

4.1.3   HOPORLÖRLE PROPAGANDA

 
 
298 Sayılı yasanın 56.maddesi gereğince Hoparlörle propaganda, halkın huzur ve rahatını bozmamak ve 50 nci maddenin son fıkrası hükümlerine uymak şartıyla serbesttir. Şu kadar ki, başka bir parti veya bağımsız aday adına açık veya kapalı yer toplantısı yapılan saatlerde, bu toplantıların yapıldığı yer veya binalardan işitilecek ve bu toplantıları rahatsız edecek biçimde hoparlörlerle propaganda yapılamaz.
 
İlçe seçim kurulları, kendiliğinden veya siyasi partilerin istekleri üzerinde mahallin özelliklerini göz önünde tutarak hoparlörle yayının yerini, zamanını, süresini ve diğer şartlarını tespite yetkilidir.
 
Siyasi partiler isterlerse ilçe seçim kurulunun düzenleyeceği programa göre varsa belediye hoparlörlerinden bedeli karşılığında eşit surette faydalanabilirler.
 
 
 
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulunun 08.05.2007 tarihli 246 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 2. maddesinde SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİNDEN İTİBAREN (04/05/2007) ; Hoparlörle propagandanın 12 Temmuz 2007 Perşembe gününe kadar halkın huzur ve rahatını bozmamak ve 298 sayılı Kanun’un 50 nci maddesinde belirlenen koşullara uymak suretiyle serbest olduğuna karar verilmiştir.
 
 
 

4.1.4   ELEKTRONİK POSTA ve ELEKTRONİK POSTA GRUPLARI

298 sayılı yasanın 57 maddesi uyarınca seçimlere katılan siyasi partiler, bağımsız adaylar, el ilanı ve her türlü matbua dağıtmakta serbesttir. Ancak, oy verme gününden önceki günün saat 18.00’den sonra ilan, beyanname, genelge, açık mektup ve her çeşit propaganda mahiyeti taşıyan matbuanın dağıtılması, yapıştırılması, asılması ve satılması yasaktır. Oy pusulası her zaman dağıtılabilir.
 
Ayrıca Yüksek Seçim Kurulunun 08.05.2007 tarihli 246 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 4. ve 5.maddelerinde SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİNDEN İTİBAREN (04/05/2007) ; Partilerin ve adayların kendilerini tanıtıcı nitelikte broşür ve el ilanları dışında herhangi bir hediye ve eşantiyon dağıtmaları, dağıttırmaları veya bunların üçüncü şahıslar ya da kurum ve kuruluşlar aracılığı ile dağıtılmasının yasak olduğuna, El ilanı mahiyetindeki matbuaları dağıtacak kimselerin seçme yeterliğini haiz olmaları gerektiğine, genel ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri, belediyelerle bunlara bağlı daire ve müesseseler, iktisadi devlet teşekkülleri ve bunların kurdukları müesseseler ve ortaklıkları ile diğer kamu tüzel kişiliklerinde memur ve hizmetli olarak çalışanların ilan dağıtamayacaklarına, karar verilmiştir.
 
 
Her ne kadar bu kararlar el ilanları ve her tülü matbua için geçerli olsa da kanımca  elektronik postalar açısından da uygulanabilirliği vardır. Ancak bu hususun Yüksek Seçim Kurulu kararlarında yer almaması düşündürücüdür. Günün gelişen teknolojileri doğrultusunda elektronik posta ve elektronik posta gruplarından da Yüksek Seçim Kurulu kararlarında bahsedilmesi gerekmektedir.

4.1.5   İNTERNET SİTELERİ

İnternet siteleri ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa internet yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Neredeyse tüm milletvekili adaylarının internet sitesi vardır. Sorun bu internet sitelerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu internet siteleri yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini bulan ne açık yerlerde propaganda ne de kapalı yerlerde propaganda kapsamına girmemektedir. Radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili hükümlerin de internet siteleri ile ilgili olarak genişletilemeyeceğini düşünüyorum. Ancak internet üzerinden yayın yapan bazı tv ve  radyolar var ki onları da ilgili başlık altında işlemeye çalışacağım.
 

4.1.6   SOHBET PROGRAMLARI – MSN REKLAM ALANLARI

Günümüzde internet kullanıcılarının neredeyse tamamına yakını birbirleriyle sohbet programları aracılığıyla görüşmektedirler. İnternetin yeni yeni kullnılmaya başlandığı dönemlerde ülkemizde kullanılan sohbet programlarından en popüleri ICQ sohbet programıydı.
 
İnternette anında mesajlaşmaya yaran bu ICQ programı günümüzde popülerliğini yitirmiş olup  yerini günümüzde MSN sohbet programı almıştır. MSN Messenger, arkadaşlarınıza ifade simgeleri içeren anlık iletiler, resimler ve dosyalar göndermenizi, bilgisayarınızdan dünyanın herhangi bir yerini telefonla aramanızı, birisinin size ileti yazmakta olduğunu görmenizi, kişilerin cep telefonlarına ileti gönderebilmenizi ve daha pek çok kolaylık sağlayan bir anlık ileti programıdır. MSN Messenger, arkadaşlarınızın ne zaman çevrimiçi olduğunu görebilmenize, onlara ileti gönderip alabilmenize olanak sağlar. Bu ücretsiz program telefon görüşmeleri yapmak, çağrı cihazına ileti göndermek, arkadaşlarınızla resim ve müzik alışverişi yapmak ve diğer pek çok amaç için kullanabilmektedir.[1]
 
Sohbet programları genellikle ücretsiz olup program üreticileri gelirlerinin büyük bir kısmını sohbet programı ekranlarındaki reklam alanlarından sağlamaktadırlar. 2007 Genel Seçimleri öncesinde de özellikle msn sohbet programının bu alanları bazı adaylar tarafından sıklıkla kullanılmıştır.
 
Sohbet programları ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa sohbet programlarının reklam bölümlerine konulan bannerlar aracılığıyla siyasi propaganda yapma yöntemi siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından keşfedilmeye başlanmış yeni bilişim yöntemlerinden biridir. Sorun bu sohbet programlarının örneğin msn Messenger programındaki reklamların Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu husus yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini bulan  sabit yerlerde (billboard, pano) ile propaganda kapsamına sokulabilir. Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında sms teknolojisinden ayrıca bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür.
 

4.1.7   Canlı söyleşi – chat yapmak

Sohbet programları aracılığıyla canlı söyleşi-chat yapmak ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Bu yöntem özellikle bağımsız adaylar tarafından tercih edilmektedir. Ancak ileride toplu sohbet odalarında adeta bir miting havasına dönüştürülebileceği unutulmamalıdır. Mitingler için gereken yasal prosedürler sohbet odaları için de gerekecek midir? Hukuki anlamda bir denetleme ve ön izin müessesi kurulsa dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olacağı açıktır.
 

4.1.8   İLAN VE REKLAM YERLERİ (BİLBOARD-PANO VS)

 
Bu konu Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararında çok açık bir şekilde düzenlenmeye çalışılmıştır.
 
Zira halkın bir konuda bilgilendirilmesi, bir ürün ve bir hizmetin halka duyurulması, bir etkinliğe kamuoyunun ilgi ve dikkatinin çekilmesi amacıyla kullanılan ilan ve reklam yerleri (Bilboard, Pano v.s.) kamuoyunun yaşantısında önemli bir yer tutmaktadır.
 
Söz konusu yerlerin (Bilboard, Pano v.s.) seçim dönemlerinde siyasi propaganda amacına yönelik olarak kullanılmaları durumunda, kamuoyunun dikkat ve ilgisini daha fazla çekmesi ve bir takım eleştirilere konu olması da kaçınılmazdır.
 
Bu nedenle, Belediye Başkanlıklarının izni ile özel kişi ve kuruluşlarca kurulan; Belediye Başkanlıklarına ait olup da özel kişi ve kuruluşlara kiraya verilen veya belediyelerce doğrudan kullanılan ilan ve reklam yerlerinin (Bilboard, Pano v.s.), seçimlerin eşitlik, tarafsızlık ve dürüstlük ilkelerine uygun biçimde yapılıp sonuçlandırılabilmesi için, seçim dönemi içerisinde seçim propagandalarında kullanımı özel önem arz etmekte ve yasalarda seçim dönemlerinde buralardan siyasi partilerin yararlanamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu yerlerin seçim propagandalarında kullanılabilmesi için uyulması gereken ilkelerin belirlenmesi gerekmektedir.
Seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adaylara eşit sayı ve eşit ücret karşılığında olmak kaydıyla, ilan ve reklam yerlerinin (Bilboard, Pano v.s.) tahsisine yasal bir engel bulunmadığından seçimlerde propaganda aracı olarak kullanılması da yasaklanamaz.
 
Belediye başkanlıklarına ait ilan ve reklam yerlerinin (bilboard, pano v.s.) kullanımının kira akdiyle özel kişi ve kuruluşlara verilmiş olması halinde bu yerlerin özel amaçla kullanımı esastır. Ancak, söz konusu yerlerden seçim dönemlerinde siyasi partilerin ve bağımsız adayların da yararlanmak istemeleri ve bu yerlerin siyasi propaganda amacıyla kullanılmasına izin verilmesi halinde, bu isteklerin ilçe seçim kurulu başkanlığına yapılması ve ilçe seçim kurulunca da tüm siyasi partilere ve bağımsız adaylara duyuru yapılarak söz konusu yerlerden yararlanmak isteyip istemediklerinin sorulması ve yararlanmak isteyenlere eşit yer ve zaman ayrılarak eşit ücretle kullandırılması yoluna gidilmesi gerekmektedir.
 
Yapılan bildirim üzerine seçime katılan siyasi partiler ve bağımsız adayların tümünün istekte bulunmaması halinde, istekli sayısına göre tahsisin yapılması yoluna gidilmelidir.
 
Yukarıda belirlenen usul ve esaslara aykırı davranış, seçimlerin tarafsızlık ve eşitlik içerisinde yapılması ilkesine aykırılık oluşturur. İlçe seçim kurullarınca, bu tür tahsis işlemleri derhal durdurulmalı ve ilan ve reklam yerlerindeki afişlerin kaldırılarak yukarıda belirlenen usul ve esaslara uygun duyuru yapılarak kullanımının sağlanması gerekir.
 
Belediye Meclis ve Encümen kararları ile sabit reklam panolarının (bilboard) uzun bir süre ile (örneğin 10 yıl) kullanım hakkına sahip olan özel ve tüzel kişiler de seçim dönemlerinde yukarıda belirlenen kurallara uymak zorundadırlar.[2]

4.1.9   REKLAM MONİTÖRLERİ

 
Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararında belirtildiği üzere belediyelerin gözetim ve denetiminde kullanılmakta olan raylı araçların ve bu araçların bulunduğu yer altı ve üstü merkezlerinin ve raylı araçların içerisinde bulunan reklam monitörleri gibi yer ve araçların kamu malı olması nedeniyle siyasi propaganda aracı olarak kullanılamaz.
 

4.1.10                    TOPLU ULAŞIM ARAÇLARINDAKİ MONİTÖRLER

 
Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararında belirtildiği üzere 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkındaki Kanun’un kamu araçları için uygulanan yasaklayıcı hükümlerinin, seçim dönemlerine özgü olarak, kamu hizmeti yapan özel halk otobüsleri ve benzeri toplu ulaşım araçları hakkında da uygulanması kaçınılmazdır. Bu nedenle, seçim dönemlerinde söz konusu araçlarda siyasi propaganda içeren afiş, flama ve posterlerin asılması ve taşınması yasaktır.
 

4.1.11                    SMS – CEP TELEFONLARI

 
Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 12.maddesinde – SEÇİMİN BAŞLANGIÇ TARİHİNDEN İTİBAREN (04/05/2007) Cep telefonları ile belli bir merkezden yönlendirilmek suretiyle seçim propagandası yapılamayacağına, yapıldığı takdirde hukuki ve cezai açıdan ilgili imtiyaz şirketlerinin sorumlu olacaklarına karar verilmiştir.
 
Benzer bir karar Yüksek Seçim Kurulu’nun 03.01.2004 tarihli ve 17 karar sayılı kararının sonuç bölümünün 11.maddesinde de yer alıyordu. Ancak o dönemde de çeşitli siyasi partiler tarafından toplu olarak sms atılmış, Yüksek Seçim Kuruluna ve Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurulmasına rağmen kesin bir sonuç alınamamıştır. Seçimlerinde sona ermesi nedeniyle konunun üzerine fazlasıyla gidilememişti.

4.1.12                             CEP TELEFONLARI, PDALAR İLE BLUETOOTH UYGULAMALARI

Bilindiği üzere BLUETOOTH İngilizce kökenli bir kelime olup kısaca endüstri standardı kablosuz WPAN olarak tanımlanmaktadır. (Wireless Personal Area Network).
 
Bluetooth ismi eski Danimarka kralı Harald Blatand’ın adından esinlenerek konulmuş bir isimdir ve mavi diş anlamına gelir.
 
Bluetooth cep telefonu, bilgisayar , PDA ve Dijital Kamera gibi birçok elektronik cihazı kısa dalga radyo sinyalleri kullanarak birbirine bağlar. Kablo bağlantısını ortada kaldıran kısa mesafe radyo frekansı(RF) teknolojisinin adıdır. Bluetooth bilgisayar, çevre birimleri, ve diğer cihazların birbirleri ile kablo bağlantısı olmadan görüş doğrultusu dışında bile olsalar haberleşmelerine olanak sağlar.
 
Bluetooth teknolojisi 2.4 ghz ISM frekans bandında çalışmakta olup, ses ve veri iletimi yapabilmektedir. 721 kbps’a kadar veri aktarabilen bluetooth destekli cihazların etkin olduğu mesafe yaklaşık 10 ile 100 metredir. Araba kullanırken rahat konusmanın yanında güvenli sürüş imkanıda sağlayan araç kitleri ile yolculuk yaparken konforlu bir şekilde iletişim kurulabilmektedir. Örneğin Bluetooth Araç kiti ile telefona hiç dokunmadan konuşma imkanı sağlanmaktadır.
 
PDA, açılımı ‘Personal Digital Assistant’ olan bir kısaltmadır. Avuç içi bilgisayar olarak özetlenebilir. Günümüzde cep telefonları yavaş yavaş küçük bilgisayar özelliğine kavuşmaktadır. Bluetooth ve kızılötesi ile kablosuz aktarımın yanı sıra kablosuz ağ desteği de sunan avuç içi bilgisayarlar (PDA), aynı zamanda cep telefonu olarak da kullanılabiliyor. Eğer çalıştığınız bölgede kablosuz bir ağ varsa, PDA ile bu ağa girebilir ve bu ağdaki interneti paylaşabilirsiniz.[3]
 
Somut bir örnek verilirse büyük bir alışveriş merkezinde yemek reyonunda o anda yemek yiyen yaklaşık 1000 kişi bulunmaktadır. 1000 kişinin neredeyse tamamına yakınında cep telefonu ve/veya pda bulunmaktadır. Tüm kullanıcılar bluetooth özelliklerini açarlarsa kendilerine kısa mesaj, fotoğraf gönderilebilir hatta sohbet ortamına da geçilebilir.
 
Bu tür tanıtım çalışmaları ve girişimler  ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa bluetooth aracılığıyla büyük alışveriş merkezi ve benzeri yerlerde siyasi propaganda yapma yöntemi siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından keşfedilmeye açık yeni ve sıra dışı bilişim yöntemlerinden biridir. Günümüzde daha çok bağımsız adayın katıldığı bir seçimde belli bir yörede birebir temas stratejisi ile şekillenen bir seçim stratejisi için en etkili olabilecek yöntemlerden biridir. Sorun bu tip girişimlerin örneğin bluetooth aracılığıyla bir alışveriş merkezinde bulunanların cep telefonlarına gönderilen görüntülü bir mesajın Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu husus yasal dayanak açısından Yüksek Seçim Kurulu kararlarında yerini bulan  sms ile propaganda kapsamına sokulabilir. Görüntülü mesaj gönderilmesi durumunda bu elektronik posta, afiş, broşür olarak da değerlendirilebilir. Sesli mesaj gönderilmesi durumunda hoparlörlerle ilgili yasaklar akla gelebilir. Her somut olayda çok dikkatli ve titiz bir inceleme yapılarak somut eylemin niteliği belirlenmelidir. Bu yöntem şu an için çok bilinip kullanılmasa da bundan sonraki seçimlerden önce alınacak Yüksek Seçim Kurulu kararlarında özel bir madde olarak bahsedilebilecek türden etkili olabilecek bir uygulamadır.

4.1.13                    GÖRÜNTÜ PAYLAŞIM SİTELERİ – YOUTUBE.COM

Görüntü paylaşım siteleri ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa görüntü paylaşım siteleri (Ör.youtube.com secimvideo.com) yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Neredeyse tüm siyasi partilerin bu sitelerde yüzlerce görüntü kaydı bulunmaktadır. Sorun bu tarzdaki internet sitelerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Uygulamada bu hususun yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini radyo ve televizyon yasakları kapsamına sokulması gerektiği yönünde bir eğilim vardır. Ancak kanımca bu husus çok tartışmalıdır. Youtube.com daki yayınların hukuki anlamda TV yayını olduğunu kabul etmek zor gözükse de teknik anlamda elbette ki bir çok benzerlik bulunmaktadır. Hatta youtube.com ve benzeri siteleri için geleceğin televizyonları bile diyebiliriz. Bu tür sitelerin; IPTV diye de tabir edilen internet televizyon kanalları ile internet siteleri üzerinden yayın yapan televizyon kanallarından en önemli farkı şüphesiz kullanıcılar tarafından oluşturulan görüntülerin belli bir yayın alkışına bağlı kalınmadan yayın yapması gösterilebilir.   Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında radyo ve televizyon yoluyla yapılan yayınlardan ayrıca bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür. Zira bu yöntemler günümüzde neredeyse ulusal yayın yapan TV kanallarından bile daha etkili olabilmektedir.
 
 
 

4.1.14                    IPTV uygulamaları

Bilindiği üzere IPTV (Internet Protocol Television) Televizyon/ve veya görüntü sinyallerinin geniş bant (kablo internet/DSL) kullanıcısı aboneler veya izleyicilere internet protokolü üzerinden dağıtıldığı sistemlere denmektedir. Bu sistem genel olarak geniş bant işletmecisi tarafından sağlanan internet bağlantısına paralel olarak aynı altyapı üzerinde tahsis edilen bir bant genişliğiyle sağlanır. IPTV kendi başına bir protokol değildir. Halen tüm dünyada 100 milyondan fazla evde geniş bant internet bağlantısının kurulu olduğu bilindiğinden IPTV’nin önümüzdeki yıllarda çok büyük bir hızla gelişme göstermesi beklenmektedir.

Görüntü yayınının bant genişliği gereksinimlerinden dolayı IPTV bağlantılarının dağıtılması gereklidir. IPTV hem canlı tv yayınını (multicasting) hem de banttan yayını (VOD, Video on Demand) içerir. Bu yayınları izleyebilmek için televizyona bağlı bir set üstü alıcı cihaz ya da bilgisayar gerekmektedir. IPTV için genellikle canlı TV yayınları için IGMP version 2 (kanal değiştirme işaretleşmesi) ve kayıttan izlemeler (VOD- iste ve izle) için ise RTSP protokolleri kullanılmaktadır. Canlı TV yayınlarının dağıtılmasında peer-to-peer (P2P, kullanıcıdan kullanıcıya) teknolojisinin kullanıldığı protokoller de yeni yeni ortaya çıkmaktadır. Bunun geleneksel dağıtım modellerine göre esas avantajı veri dağıtım yükünün kullanıcılar arasında paylaştırılabilmesi suretiyle dağıtıcının işletim giderlerini büyük ölçüde indirebilmesinde yatmaktadır. IPTV için kullanılan görüntü sıkıştırma formatları arasında MPEG-2, H.264, WMV (Windows Media Video 9 ve VC1), XviD, DivX, ve Ogg bulunmaktadır.
IPTV’nin geleneksel TV sistemlerine göre en önemli avantajları her kullanıcının ayrı bir yayını izleyebilmesi ve iki yönlü iletişim yeteneğinin olmasıdır. Bu sayede kullanıcının dizi üzerinde denetim (durdurma, ileri, geri sarma v.b.) ve dar bantlı kuzeni web uygulamalarında olduğu gibi izleyeceği şeyi özgürce seçebilme olanakları bulunmaktadır. Servis işletmecileri tüketicinin görüntü, data ve telefon iletişimini ayni paket içinden alabildiği bu uygulamaya “Tripleplay” demektedirler. Bir genişbant (KabloTV/KabloNet veya ADSL) hattından tüketiciye “tripleplay” sunabilmek için işletmecinin hem IPTV hem de IP Telephony (VoIP, Voice over IP) teknolojisini kullanması gerekmektedir.
Halen IPTV ‘nin alternatifi geleneksel uydu, kablo ve yersel yayın dağıtım teknolojileridir. Ancak, kablo şebekesi kolayca geliştirilerek uyumlu hale getirilebilmektedir. Diğerleri de geri dönüş yolunu geniş bant, telefon veya cep şebekeleri üzerinden tamamlayarak iki yönlü etkileşimli TV(iTV) haline getirilebilmektedirler.
ABD’de iste ve izle (VOD) yayınları genellikle kablo TV şebekesinden DVB protokolü kullanılarak veriliyor ve adına IPTV denilmemektedir. Ancak, İtalya’da Fastweb, İspanya’da Telefonica’nın işlettiği Imagenio bulunmaktadır. Japonya’da Yahoo BB /Softbank, Hong Kong’da NOW Broadband TV, yeni açılan SuperSun halen IPTV alanında faaliyet gösteren önemli işletmeci kuruluşlardır.
Şu anda IPTV tüm dünyadaki yayıncıların, telekomcuların ve kablocuların en gözde konusudur. Bu sistem ucuz ve son derece elverişlidir. Kullanıcısı da gün geçtikçe çok büyük bir oranda artmaktadır. Yakın gelecekte gerçek yayın kalitesinde ses ve görüntüler indirilebilen IPTV halinde ise endüstriyel olarak eski dengelerin tümünün değişeceği kesindir. Zira TV endüstrisi artık içeriği yayıncının müşteriye ittiği modelden, tüketicinin istediği içeriği kendine çektiği modele doğru geçmekte, eski düzen tersine dönmektedir. Bu bir devrim olarak tanımlanabilir.[4]
 
IPTV uygulamaları ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa IPTV uygulamaları yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Sorun bu tarzdaki internet sitelerinin Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Uygulamada bu hususun yasal dayanak açısından kanun maddelerinde yerini radyo ve televizyon yasakları kapsamına sokulması gerektiği yönünde bir eğilim vardır. Ancak kanımca bu husus çok tartışmalıdır. IPTVlerde hem yasalara göre kurulmuş televizyon kanallarının yayınları yapılabilmekte hem de bu yasalara göre kurulmamış televizyon kanallarının yayınları yapılabilmektedir. Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında radyo ve televizyon yoluyla yapılan yayınlardan ayrıca bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür.

4.1.15                    İNTERNET SİTELERİNDEKİ BANNERLAR – REKLAM ALANLARI

Banner ingilizce kökenli bir kelime olup web sitelerinin içine yerleştirilen reklam panoları olarak özetlenebilir. İnternet sitesine giren bir ziyaretçi ilgili reklamın üzerine tıkladığından reklamı yapılan internet sitesine yönlendirilir. Aynı zamanda bu reklama tıklayan kişilerin sayısı da ölçülebilir. Böylelikle hem reklam yapılmış olur hem de bu internet sitesi aracılığıyla kaç ziyaretçinin reklam veren internet sitesine yönlendirildiği tespit eidleiblir.
 
Artık standart haline gelmiş denilebilecek türden banner  ölçüleri ;
Jenerik banner hazırlama: 468×60 400×50 400×40 125×125 120×240 120×60 88×31; Billboard banner hazırlama: 416×128..şeklindedir.
 
Cover Banner, Leaderboard Banner, Tower Banner, Micro Banner 5) 120 x 240 Banner (GIF, JPG max. 25 KB), 120 x 240 Banner (GIF, JPG max. 25 KB), 300 x 200 Pop Up / Pop Under (Pop Up Örnek), Fullscreen Pop Up / Pop Under (Pop under Örnek), Sticky-Ad (max. 200 x 200 Pixel) Interstitial / RichMediaAD / FlothingAD gibi çeşitleri vardır.[5]
 
İnternet sitelerindeki bannerlar-reklam alanları ile ilgili olarak gerek 298 sayılı kanunda gerekse Yüksek Seçim Kurulu kararlarında açık ve kesin bir düzenleme yer almamaktadır. Genel hükümler ve kararları doğrultusunda bir denetleme yapılabileceği düşünülebilir. Oysa lnternet sitelerindeki bannerlar-reklam alanları internet yoluyla siyasi propaganda yöntemi artık siyasi parti yöneticileri ve adayları açısından en fazla kullanılmaya başlanan yöntemlerden biridir. Neredeyse tüm milletvekili adaylarının internet sitesi vardır. Bu internet sitelerine yönlendirmenin yapılabileceği en etkili yol ise şüphesiz banner yöntemidir. Sorun bu bannerların Yüksek Seçim Kurulu tarafından denetlenip denetlenemeyeceği hususunda toplanmaktadır. Hukuki anlamda bir denetleme kabul edilse dahi teknik anlamda bir denetlemenin de çok zor olduğu açıktır. Kanımca bu husus yasal dayanak açısından kanun maddelerinde ve Yüksek Seçim Kurulu kararlarında yerini bulan  sabit yerlerde (billboard, pano) ile propaganda kapsamına sokulabilir. Ancak güncel Yüksek Seçim Kurulu kararlarında billboard, pano vb. yöntemlerden ayrıca ve açıkça bahsedilmesine rağmen bu hususların düzenleme kapsamına alınmaması düşündürücüdür.
 
 

4.1.16                    RADYO – TELEVİZYON YAYINLARI

 
 

4.2      Yasal düzenlemeler

Kamuyu etkileyip, yönlendirebilmeleri nedeniyle radyo ve televizyon yayınları, seçim döneminde daha ayrıntılı ve özenle uygulanması gereken usul ve esaslara tabi tutulmuştur. 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyon Yayınlarının Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun, seçim dönemindeki radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili düzenlemeler içermektedir.
 

4.2.1   298 Sayılı Kanundaki düzenlemeler

 
Radyo ve Televizyonla Propaganda:
 
 
         MADDE 52- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) (Değişik: 10.6.1983 – 2839/46 Md.) Özel kanunlarındaki hükümler saklı kalmak üzere, seçime katılan siyasi partiler, oy verme gününden önceki 7 nci günden itibaren oy verme gününden önceki gün saat 18.00’e kadar radyo ve televizyonda propaganda yapabilirler.
 
(Değişik: 23.5.1987 – 3367/3 Md.) Seçime katılan;
 
a) Siyasi partilere ilk gün 10, son gün 10 dakikayı geçmemek üzere, programlarını ve yapacakları işleri anlatan iki konuşma,
 
b) Mecliste grubu bulunan siyasi partilerin her birine ilaveten 10’ar dakikalık propaganda,
 
c) (Değişik: 27.10.1995 – 4125/4 Md.) İktidar partisine veya iktidar partilerinden büyük olanına 20 dakikalık, iktidar partilerinden diğerlerine 15’er dakikalık ilave propaganda,
 
d) Ana muhalefet partisine ilaveten 10 dakikalık propaganda,
 
Hakkı verilir. Bu propaganda sürelerinin yarısını aşmamak üzere siyasi partiler bu propagandalarını görüntülü olarak da verebilirler. Görüntülü propagandalar TRT dışında hazırlatılır. Görüntülü propagandalarda siyasi partiler yaptıkları ve yapacakları icraatı anlatırlar. Bu propagandalarda suç teşkil edecek görüntülere yer verilemez. Siyasi partilerin bu propagandaları bir defada iki dakikadan az olmayacağı gibi bir günde toplam süresi on dakikayı geçemez. Siyasi partiler propaganda haklarını TRT’nin birden fazla kanalına dağıtabilirler. Yüksek Seçim Kurulu, TRT imkanlarına göre bu görüntülerin hangi süre içinde TRT’ye teslim edileceğini ve TRT’deki gösterilme zamanlarını tanzim eder. Bu görüntülerde suç teşkil eden bir husus bulunduğu takdirde Yüksek Seçim Kurulu bunların yayımına izin vermez.
 
Siyasi partiler radyo ve televizyonla ilk konuşmalarında seçim beyannamelerini izah ederler.
 
Radyo ve televizyon konuşmaları Türkiye’deki bütün radyo ve televizyon postaları ile aynı zamanda yayınlanır.
 
Radyo ve televizyonda, yayınlanacak propaganda konuşmalarının her gün hangi saatte, hangi parti adına yapılacağı, Türkiye Radyo ve Televizyonları tarafından haber yayınları sırasında önceden duyurulur.
 
(Değişik: 10.6.1983 – 2839/46 Md.) Radyo ve televizyonda yapılacak propaganda yayınlarının, tam bir tarafsızlık ve eşitlik içinde yapılması, Yüksek Seçim Kurulu ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından sağlanır.
 
(Değişik: 28.3.1986 – 3270/22 Md.) Televizyonda seçime katılan siyasi partiler adına…[6] Yukarıdaki fıkralar gereğince yayınlanacak propaganda konuşmalarında Türk Bayrağı ile Yüksek Seçim Kurulunun tespit edeceği yere asılacak olan bu Kurulun belirlediği büyüklükteki parti bayrağı ve konuşmayı yapan kişi dışında hiçbir görüntüye yer verilmez. Konuşmacılar, ceket giyme ve kravat takmak zorundadırlar; bayanlar tayyör giyerler.
 
(Mülga: 10.9.1987 – 3403/2 Md.)
 
         (Ek: 27.10.1995 – 4125/4 Md.) Özel radyo ve televizyonlarda siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT’de uygulanan usul ve esaslara göre yapılır. Bu yayınlar ulusal nitelikte olanlarda Yüksek Seçim Kurulunca, yerel nitelikte olanlarda İl Seçim Kurullarınca tanzim ve denetlenir. Bu hüküm dışında propagandaya ilişkin yayın yapılamaz. Bu hükme aykırı davrananlar hakkında 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 151/2 hükmü uygulanır.
 
Müracaat:
 
         MADDE 53- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) Seçimlere katılan siyasi partilerin genel merkezleri radyo ve televizyonda propaganda yapmak istediklerini oy verme gününden önceki yirmi birinci gün akşamına kadar Yüksek Seçim Kuruluna yazılı olarak bildirirler.
 
Yayın Zamanının Tespiti:
 
         MADDE 54- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) Yüksek Seçim Kurulu, radyo ve televizyonda yayın için başvuran partiler arasında, bunların birer temsilcisiyle Türkiye Radyo Televizyon Kurumu temsilcilerinin önünde ad çekerek yayın zaman ve sıralarını tayin eder. Bu ad çekme, oy verme gününden en az yirmi gün önce yapılır. Radyo ve televizyon yayınlarının başlangıç saati, partilerin sayısı ve en uygun dinleme imkanları göz önüne alınarak Yüksek Seçim Kurulu’nca kararlaştırılır. Radyo ve Televizyon yayınları en geç saat 22.00’ye kadar devam eder.
 
Radyo ve Televizyon Konuşmalarının Tespiti:
 
         MADDE 55- (Değişik: 17.5.1979 – 2234/1 Md.) Siyasi partiler adına radyo ve televizyon ile yapılacak konuşmalar, Yüksek Seçim Kurulu’nun görevlendireceği bir kurul üyesi huzurunda adına konuşma yapılacak siyasi partinin isteğine uygun olarak yayından önce veya yayın sırasında ses ve görüntü alma cihazı ile tespit edilir. Konuşmanın hangi parti adına ve kimin tarafından yapıldığına dair görevli kurul üyesiyle radyo ve televizyon idaresinde görevli en az iki kişi tarafından tutanak düzenlenir. Konuşmaları tespit eden bant ve sair tespit araçları Yüksek Seçim Kurulu tarafından saklanır.
 
Konuşmalar bir dava konusu yapıldığı ve istenildiği takdirde merciine verilir.
 
Suç teşkil eden konuşmaları yapanlar hakkında kanunen belli olan cezalar bir mislinden iki misline kadar artırılarak hükmolunur.
 
Özel Radyo ve Televizyonlarla Yayın:
 
         MADDE 55/A- (Ek: 28.12.1993 – 3959/2 Md.) (Değişik: 15.7.2003 – 4928/3 Md.) Seçimlerin başlangıç tarihinden oy verme gününün bitimine kadar özel radyo ve televizyon kuruluşları,  yapacakları yayınlarda 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5, 20, 22 ve 23 üncü maddeleri ile 31 inci maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine tabidir.
 
Yukarıdaki fıkra hükümlerine göre özel radyo ve televizyonların yayın ilkelerinin belirlenmesinde, Yüksek Seçim Kurulu görevli ve yetkilidir. Yapılacak yayınların yukarıdaki esaslara uygunluğunun gözetim, denetim ve değerlendirilmesinde ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için Yüksek Seçim Kurulu; bunun dışında yayın yapan özel radyo ve televizyonlar için yayının yapıldığı yer ilçe seçim kurulları görevli ve yetkilidir.
 
İlçe seçim kurullarının verdiği kararlara karşı, yirmidört saat içinde il seçim kurullarına itiraz edilebilir. İl seçim kurulu kararları kesindir.
 
Ülke çapında yayın yapan özel radyo ve televizyonların hangileri olduğunu belirlemeye Yüksek Seçim Kurulu yetkilidir. Yüksek Seçim Kurulunun buna ilişkin kararı Resmi Gazete’de yayımlanır.
 
 

4.2.2   3984 sayılı yasadaki düzenlemeler;

 
 
Seçimlerde Siyasi Partilerin Yayınları
Yayın İlkeleri
Madde 4 – (Değişik: 15/5/2002-4756/2 md.)
Radyo, televizyon ve veri yayınları, hukukun üstünlüğüne, Anayasanın genel ilkelerine, temel hak ve özgürlüklere, millî güvenliğe ve genel ahlâka uygun olarak kamu hizmeti anlayışı çerçevesinde yapılır. Yayınların Türkçe yapılması esastır. Ancak, evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasına katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya  bu dillerde  müzik   veya  haber  iletilmesi  amacıyla  da yayın yapılabilir. (Değişik dördüncü cümle: 15/7/2003-4928/14 md.) Ayrıca, kamu ve özel radyo ve televizyon kuruluşlarınca Türk vatandaşlarının günlük yaşamlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde de yayın yapılabilir. (Ek hükümler: 3/8/2002-4771/8 md.) Bu yayınlar, Cumhuriyetin Anayasada belirtilen temel niteliklerine, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne aykırı olamaz. Bu yayınların yapılmasına ve denetimine ilişkin usul ve esaslar, Üst Kurulca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Radyo, televizyon ve veri yayınlarında uyulması gereken yayın ilkeleri şunlardır:
a) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılmaması.
b) Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi.
c) Yayıncılığın, gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dahil olmak üzere üçüncü dereceye kadar kan ve sıhrî hısımları veya bir başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaması.
d) İnsanların dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri nedenlerle hiçbir şekilde kınanmaması ve aşağılanmaması.
e) Yayınların toplumun millî ve manevî değerlerine ve Türk aile yapısına aykırı olmaması.
f) (Değişik: 3/8/2002-4771/8 md.) Özel hayatın gizliliğine saygılı olunması.
g) Türk millî eğitiminin genel amaçlarının, temel ilkelerinin ve millî kültürün geliştirilmesi.
h) Türkçenin; özellikleri ve kuralları bozulmadan konuşma dili olarak kullanılması; millî birlik ve bütünlüğün temel unsurlarından biri olarak çağdaş kültür, eğitim ve bilim dili halinde gelişmesinin sağlanması.
ı) Kişilerin manevî şahsiyetlerine eleştiri sınırları ötesinde saldırıda bulunulmaması, cevap ve düzeltme haklarına saygılı olunması, soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberlerin soruşturulmaksızın veya doğruluğuna emin olunmaksızın yayınlanmaması, saklı kalması kaydıyla verilen bilgilerin kamu yararı ciddî bir biçimde gerektirmedikçe yayınlanmaması.
j) Yayıncılığın haksız bir amaç ve çıkara alet edilmemesi ve haksız rekabete yol açılmaması, ilân ve reklam niteliğindeki yayınların bu niteliklerinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde açıklanması, bir basın organının özel çabalarla yarattığı ürünün kendi ürünüymüş gibi sunulmaması, ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesine özen gösterilmesi.
k) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimsenin suçlu ilân edilmemesi veya suçluymuş gibi gösterilmemesi; kişileri suç işlemeye yönlendirecek veya korku salacak yayın yapılmaması.
l) Haberlerin yayınlanmasında tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine bağlı olunması; özgürce kanaat oluşumunun engellenmemesi; haber kaynaklarının kamuoyunun yanıltılmasının amaçlandığı haller dışında gizliliğinin korunması.
m) Halkı aldatacak, yanıltacak veya haksız rekabete yol açacak reklam yayınlarına yer verilmemesi.
n) Siyasî partiler ve demokratik gruplar arasında fırsat eşitliği sağlanması; tek yönlü, taraf tutan yayın yapılmaması; seçim dönemlerinde belirlenen seçim yasaklarıyla ilgili ilkelere aykırı davranılmaması.
o) (Değişik:3/3/2004 – 5101/5 md.)  Yayınlarda, eser ve bağlantılı hak sahiplerine 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile tanınan hakların ihlâl edilmemesi.
p) Bilgi iletişim telefonları yoluyla yarışma ve benzeri yöntemlere başvurulmaması ve bunların sonucunda dinleyici ve seyircilere ikramiye verilmemesi veya ikramiye verilmesine aracılık edilmemesi, lotarya yapılmaması, bilgi iletişim telefonları yoluyla yapılacak anket ve kamuoyu yoklamalarının, hazırlık aşamasından sonuçlarının ilânına kadar noter nezaretinde gerçekleştirilmesi.
             r) Televizyonda bölünür ekran yoluyla ana program ile ilgili veya ilgisiz bilgiler veren konuları işleyen yayınların yapılmaması, çerçeveler veya alt yazı tekniği kullanılarak sürekli yayın yapılmaması, haberde konu ile ilgili olmayan görüntülerin verilmemesi, haberle benzerlik arz eden görüntülerin arşiv niteliğinin belirtilmesi.[7]
s) Program hizmetlerinin bütün unsurlarının insan onuruna ve temel insan haklarına saygılı olması.
t) Yayınların müstehcen olmaması.
u) (Değişik: 1/7/2005-5378/37 md.) Kadınlara, güçsüzlere, özürlülere ve çocuklara karşı şiddetin ve ayrımcılığın teşvik edilmemesi.
v) (Değişik: 3/8/2002-4771/8 md.) Yayınların şiddet kullanımını özendirici veya ırkçı nefret duygularını kışkırtıcı nitelikte olmaması.
y) Suç örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerinin yansıtılmaması.
z) Gençlerin ve çocukların fiziksel, zihinsel ve ahlakî gelişimini zedeleyecek türden programların, bunların seyredebileceği zaman ve saatlerde yayınlanmaması.
 
Madde 27 – Seçim dönemlerindeki yayınlar, kanunla Yüksek Seçim Kuruluna verilen yetkiler çerçevesinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.
Üst Kurul, seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda denetler.
Seçim dönemlerinde yayınlar
Madde 32 – (Değişik: 15/5/2002-4756/15 md.)
             Seçim dönemlerindeki yayınlara ilişkin usul ve esaslar kanunla Yüksek Seçim Kuruluna verilen yetkiler çerçevesinde Yüksek Seçim Kurulu tarafından düzenlenir.
Üst Kurul, radyo ve televizyon yayın kuruluşlarının seçim dönemlerindeki yayınlarını Yüksek Seçim Kurulunun kararları doğrultusunda izler, denetler ve değerlendirir.
             Seçimlerde oy verme gününden önceki yirmi dört saat içinde her türlü haber, röportaj gibi programlar veya reklamlar yoluyla kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla siyasî bir partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek yayınlarda bulunulmasına izin verilemez. Bu yasaklara uymayanlar yayın ilkelerini ihlâl etmiş sayılırlar.[8]
             298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 149/A maddesinde düzenlenen hükümler, Yüksek Seçim Kurulu kararlarını müteakip Üst Kurulca yerine getirilir.
Görüldüğü üzere,  anılan yasa hükümleriyle radyo ve televizyon yayınlarının tabi tutulduğu usul ve esaslar, seçim döneminin son yirmi dört saatlik bölümü ve diğer bölümü için ayrı ayrı düzenlenmiştir.
 
2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanununun 5 nci maddesi ve 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunun 4 üncü maddesi, radyo ve televizyon kuruluşlarının uymakla yükümlü oldukları yayın ilkelerini ayrıntılı biçimde saptamıştır. Söz konusu yayın ilkeleri, seçim hukukunun temel ilkeleri olan eşitlik, serbestlik, dürüstlük ilkelerini de kapsamakta; titizlikle uygulanmaları halinde, radyo ve televizyon yayınlarının demokratik seçim ortamını olumsuz biçimde etkilemesini engelleyecek nitelikte bulunmaktadır.
 
3984 sayılı Yasayla radyo ve televizyon yayınlarıyla ilgili girişim özgürlüğünün sınırlandırılması karşısında, siyasi parti reklamlarının yayınlanması konusunun radyo ve televizyon kuruluşlarının kamu hizmeti anlayışıyla yerine getirmeleri gereken işlevleri, tarafsızlık, fırsat eşitliğini sağlama yükümlülükleri göz ardı edilerek, salt girişim özgürlüğü çerçevesinde değerlendirilemeyeceği; böyle bir değerlendirmenin demokratik toplum düzenini zedeleyeceği ortadadır. Dolayısıyla siyasi parti reklamlarının yayınlanması konusunun yasayla düzenlenmesi; siyasi parti reklam yayınlarında radyo ve televizyon kuruluşlarının işlevlerini ve yükümlülüklerini yerine getirmelerini güvence altına alan, ayrıntılı bir yasal düzenleme yapılması gerekmektedir.[9]
 
298 sayılı Yasanın siyasi partilerin radyo ve televizyonla doğrudan propaganda yapması konusunu düzenleyen 52. maddesi ise, getirdiği düzenleme dışında bir propaganda türü olduğunda kuşku bulunmayan siyasi parti reklamlarının yayınına olanak tanımamaktadır.
 
Yüksek Seçim Kurulunun 04.05.2007 tarihli 224 karar sayılı kararı gereğince;
 
1- Radyo ve Televizyon Kuruluşları, tek yönlü, taraf tutan yayınlar yapamazlar. Bu kuruluşlar yayınlarında demokratik kurallar çerçevesinde, kamunun siyasal beklentilerine cevap verecek şekilde siyasi partiler arasında fırsat eşitliğini sağlamak zorundadırlar.
 
2- Yayınlarında adalet ve tarafsızlığa, yasalara uygun davranmakla yükümlü olan kuruluşlar, ırk, cinsiyet, sosyal sınıf veya dini inançları esas alarak yayın yapamazlar.
 
3– Sözü edilen kuruluşlar, 298 sayılı Yasanın 52 nci maddesi hükmü çerçevesinde siyasi parti propaganda konuşmaları dışında, propagandaya ilişkin yayın yapamazlar.
 
4- Radyo ve Televizyon Kuruluşları, seçim döneminde siyasi parti ve adayların reklamlarını yayınlayamazlar.
 
Radyo ve televizyon yayınları yönünden oy verme gününden önceki yirmi dört saat içinde ise;
3984 sayılı Yasanın 32. maddesinin üçüncü fıkrasında, “Seçimlerde oy verme gününden önceki yirmi dört saat içinde her türlü haber, röportaj gibi programlar veya reklamlar yoluyla kamuoyu araştırmaları, anketler, tahminler, bilgi iletişim telefonları yoluyla mini referandum gibi adlarla siyasî bir partinin veya adayın lehinde veya aleyhinde veya vatandaşın oyunu etkileyecek yayınlarda bulunulmasına izin verilemez. Bu yasaklara uymayanlar yayın ilkelerini ihlâl etmiş sayılırlar.” kuralı uygulanacaktır.
298 sayılı Kanunun 54 üncü maddesine göre radyo ve televizyonda propaganda için başvuran partilerin yayın zaman ve sıraları, bunların birer temsilcisi ile TRT temsilcilerinin önünde Yüksek Seçim Kurulunca ad çekme suretiyle saptanacaktır.
 
Seçim Takvimine göre, seçime katılan siyasi partilerden radyo ve televizyonda propaganda yapmak isteyenlerin bu hususu en geç 08 Temmuz 2007 Pazar günü saat: 17.00’da kadar Yüksek Seçim Kuruluna bildirmeleri ve ad çekme işleminin de 10 Temmuz 2007 Salı günü saat: 15.00’da yapılması gerekmektedir.
 
298 sayılı Kanunun 52. maddesinde görüntülerde suç teşkil eden bir husus bulunduğu takdirde Yüksek Seçim Kurulunca bunların yayınına izin verilmeyeceği hükme bağlanmış, 55. maddesinde; “Siyasi partiler adına radyo ve televizyon ile yapılacak konuşmalar, Yüksek Seçim Kurulunun görevlendireceği bir kurul üyesi huzurunda adına konuşma yapılacak siyasi partinin isteğine uygun olarak yayından önce ses ve görüntü alma cihazı ile tespit edilir.  Konuşmanın hangi parti adına ve kimin tarafından yapıldığına dair görevli kurul üyesiyle radyo ve televizyon idaresinde görevli en az iki kişi tarafından tutanak düzenlenir. Konuşmaları tespit eden bant ve sair tespit araçları Yüksek Seçim Kurulu tarafından saklanır.
 
Konuşmalar bir dava konusu yapıldığı ve istenildiği takdirde merciine verilir.
 
Suç teşkil eden konuşmaları yapanlar hakkında kanunen belli olan cezalar bir mislinden iki misline kadar artırılarak hükmolunur.” hükmüne yer verilmiştir.
 
Ayrıca, radyo ve televizyonla yapılacak konuşma ve görüntülü propaganda ile ilgili uygulamaya ilişkin diğer esasların ise ad çekmeden sonra belirlenmesi kararlaştırılmıştır.
 
 
 

5          seçim yasakları SONUÇ

 
Sonuç olarak değerlendirmek gerekirse ülkemizde seçimlerin önemi tartışılmazdır. Ülke yönetimine ortak olabilmek için de siyasi partilerin seçim çalışmalarına verdiği önem ortadadır. Bu çalışmalar için devlet tarafından özel ödenekler dahi aktarılmaktadır. Bu ödeneklerin gelişen teknolojiyle birlikte daha verimli ve etkin olarak bilişim araçlarıyla kullanılabileceği ortadadır. Bilişim araçlarını kullanmak bir nevi seçim ekonomisi olarak da değerlendirilebilir.
 
Günümüzde artık elektronik postayla gönderilen bir ekran sunumu; bir televizyon konuşmasından daha etkili olabilmektedir. Miting alanına o siyasi partinin taraftarlarının geleceği o siyasi partiye uzak olan vatandaşların ise ilgi göstermeyeceği açıktır. Oysa sms ile tüm seçmen kitlelerine bir anda ulaşılıp mesaj verilebilmektedir.
 
Ülkemizde seçim yasakları var gibi gözükse de kanımca bu yasaklar çok sıkı olarak uygulanmamaktadır. Bu seçim yasakları çoğu zaman delinmekte ve faili meçhul olarak kalabilmektedir. Örneğin smsle propaganda yasağı çeşitli yöntemlerle delinmektedir. Bazı adaylar akşam televizyon programına çıkacağını bildirmekte bazı adaylar ise kendi meslek gruplarındaki üyelere mesaj gönderebilmektedirler. Bayram ve benzeri tüm kutlamaların artık smsle yapılmaya başlandığı gözetildiğinde smsle propagandanın yasaklanmasının pek etkili olamayacağı ortadadır. BU tür eylemler faili meçhul olarak da kalabilmekte, siyasi parti adına atılan bir sms aslında partiyi temsile yetkili bir kişi tarafından değil bir siyasi parti taraftarı vatandaş tarafından da atılabilmektedir.
 
Seçim yasakları kanımca iki boyutta değerlendirilmelidir. Birincisi siyasi partiler ve adaylar tarafından yapılan seçim çalışmaları. İkincisi siyasi parti taraftarı vatandaşlar tarafından yapılan seçim çalışmaları. Youtube.com internet sitesindeki görüntülerin, çoğu mail gruplardaki yönlendirici, yorumlayıcı, etkilemeye çalışır nitelikteki mesajların neredeyse tamamına yakını siyasi parti taraftarı vatandaşlar tarafından yapılmaktadır. Seçim yasakları birinci grup için devam etse de demokratikleşme ve daha sağlıklı bir kamuoyu oluşturulabilmesi adına ikinci gruptaki kişilerin daha esnek seçim yasaklarına tabi olması gerektiğini düşünüyorum. Zira artık insanlar tüm görüşlerini, hayata bakış açılarını, yorumlarını elektronik posta, blog, forum alanları, internet siteleri gibi bilişim ortamları üzerinde diğer kullanıcılarla paylaşmaktadırlar. Elbette ki bu görüşler genel hukuk kuralları sınırları içerisinde yer almalıdır ve başkalarının hak ve özgürlüklerine müdahale ettiği ölçüde denetlenebilmeli ve engellenebilmelidir.
 
Av.Özgür Eralp
www.ozgureralp.av.tr
Temmuz 2007 – Ankara
 


 


[2] Yüksek Seçim Kurulu’nun 08.05.2007 tarihli ve 246 karar sayılı kararı
[6] (Bu fıkradaki “2 nci fıkranın (d) bendi dışında” ibaresi Anayasa Mahkemesinin 22/5/1987 tarih ve E. 1987/3, K. 1987/13 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.
[7] Anayasa Mahkemesinin 21/9/2004 tarihli ve E.:2002/100, K.:2004/109 sayılı Kararı ile; bu bentte yer alan “… ana   program   ile …”   ibaresinden sonra gelen “ …  ilgili …” ve bundan sonra gelen “…veya…”  sözcükleri  iptal edilmiş olup, iptal hükmünün Resmi Gazete’de yayım tarihi olan 4/8/2006 ‘dan başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.
[8] (1)15/7/2003 tarihli ve 4928 sayılı Kanunun 16 ncı maddesiyle bu fıkrada geçen “yedinci günden itibaren” ibaresi, “yirmidört saat içinde” olarak değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
[9] Yüksek Seçim Kurulunun 04.05.2007 tarihli 224 karar sayılı kararı