İşyerinde internet aracılığıyla müstehcen sitelere girilmesi durumunda fesih işlemi nasıl yapılmalıdır?

CEVAP 122: Yargıtay uygulamalarına göre işyerinde internet aracılığıyla müstehcen sitelere girilmesi işveren tarafından haklı fesih sebebidir. Ancak bu nedenle değil başka bir neden gerekçe gösterilerek sözleşmenin feshi veya işçinin istifaya zorlanması durumlarında konu farklı olarak değerlendirilebilmektedir.

T.C. YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİ E. 2009/17465 K. 2011/18258 T. 16.6.2011 tarihli kararının ilgili bölümü aşağıdaki gibidir:

Davacı vekili, davacı işçinin 21.09.2001 tarihinde davalı işyerinde gece bekçisi olarak çalışmaya başladığını, 450.00 YTL aylık net ücret, 25.05.2005 tarihinde davalının ihbar önellerine uymaksızın davacının iş sözleşmesini sona erdirdiğini, akşam 17.00- sabah 08.00 saatleri arası aralıksız çalışmakta iken 25.01.2005 tarihinde verilen talimat üzerine bakımcı olarak sabah 08.00- akşam 19.00 saatleri arasında çalıştığını belirterek tazminat ve işçilik alacaklarının tahsili talebinde bulunmuştur.
Davalı işveren vekili, davacının 2003 yılı Mart, Nisan ayları davalı işyerinde çalışmaya başladığını, takip eden ay sonunda çok yüksek telefon faturası gelmesi üzerine yaptığı araştırma sonucu davacının gece internet aracılığıyla müstehcen sitelere girerek film izlediğini tespit ettiklerini, davacının da bu durumu kabul ettiğini, faturaları ödeyeceğini söylediğini, ancak ödememesi üzerine kendisinden istemeleri üzerine işi bıraktığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı tarafından iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiği kanıtlanamadığından iş sözleşmesini feshinin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
1- ) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- ) İşçiye işyerinde çalıştığı sırada ara dinlenmesi verilip verilmediği ve süresi konularında taraflar arasında uyuşmazlık söz konusudur.
İşçinin günlük iş süresi içinde kesintisiz olarak hiç ara vermeden çalışması beklenemez. Gün içinde işçinin yemek, çay, sigara gibi ihtiyaçlar sebebiyle ya da dinlenmek için belli bir zamana ihtiyacı vardır.
Ara dinlenmesi 4857 Sayılı İş Kanununun 68 inci maddesinde düzenlenmiştir. Anılan hükümde ara dinlenme süresi, günlük çalışma süresine göre kademeli bir şekilde belirlenmiştir. Buna göre dört saat veya daha kısa süreli günlük çalışmalarda ara dinlenmesi en az onbeş dakika, dört saatten fazla ve yedibuçuk saatten az çalışmalar için en az yarım saat ve günlük yedibuçuk saati aşan çalışmalar bakımından ise en az bir saat ara dinlenmesi verilmelidir. Uygulamada yedibuçuk saatlik çalışma süresinin çok fazla aşıldığı günlük çalışma sürelerine de rastlanılmaktadır. 4857 Sayılı İş Kanununun 63 üncü maddesi hükmüne göre günlük çalışma süresi 11 saati aşamayacağından, 68 inci maddenin belirlediği yedibuçuk saati aşan çalışmalar yönünden en az bir saatlik ara dinlenmesi süresinin, günlük en çok 11 saate kadar olan çalışmalarla ilgili olduğu kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla günde 11 saate kadar olan çalışmalar için ara dinlenmesi en az bir saat, onbir saat ve daha fazla çalışmalarda ise en az birbuçuk saat olarak verilmelidir.
İşçi, ara dinlenme saatinde tamamen serbesttir. Bu süreyi işyeri içinde ya da dışında geçirebilir. İşyerinde geçirmesi halinde bu süre içinde çalışmaya devam etmesi durumunda ara dinlenmesi verilmemiş sayılır. Ancak işçi işyerinde kalsa bile, ara dinlenmesi süresini serbestçe kullanabilir, bu süre içinde çalışmaya zorlanamaz.
Ara dinlenmesi için ücret ödenmesi gerekmez. Ancak, bu süre işçiye dinlenme zamanı olarak tanınmamışsa, işçinin normal ücretinin ödenmesi gerekir. Bu sürenin haftalık 45 saati aşan kısmını oluşturması halinde ise, zamlı ücret ödenmelidir.
Ara dinlenme süreleri kural olarak aralıksız olarak kullandırılır. Ara dinlenmesinin kullandırılması zorunlu ise de, bunun kullanılacağı zamanı belirlemek işverenin yönetim hakkıyla ilgilidir. İşçilerin tamamı aynı anda ara dinlenme zamanını kullanılabileceği gibi, belli bir plan dahilinde sırayla kullanmaları da mümkündür. Ancak ara dinlenme süresinin, işe, ara dinlenme süresi kadar geç başlama veya aynı süreyle erken bırakma şeklinde kullandırılması doğru olmaz. Ara dinlenme süresinin günlük çalışma içinde belli bir zamanda amaca uygun kullandırılması gerekir ( Yargıtay 9. H.D. 17.11.2008 gün 2007/ 35281 E, 2008/ 30985 K. ).
İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliğinin 3 üncü maddesinin 2 nci fıkrasında, ara dinlenmelerinin ilkim, mevsim, yöredeki gelenekler ve işin niteliğine göre yirmidört saat içinde kesintisiz oniki saat dinlenme süresi dikkate alınarak verileceği hükme bağlanmıştır. Adı geçen yönetmeliğin 3 üncü maddesinin 1 inci fıkrasında da ara dinlenme süresinin çalışma süresinden sayılmayacağı açıklanmıştır.
Somut olayda davacı akşam 17.00- sabah 08.00 saatleri arası aralıksız çalışmakta iken 25.01.2005 tarihinde verilen talimat üzerine bakımcı olarak sabah 08.00- akşam 19.00 saatleri arasında çalıştığını belirterek fazla çalışma ücret alacağı isteğinde bulunmuş davalı işveren ise davacı işçinin fazla mesai yapmadığını savunmuştur.
Hükme esas alınan hesap bilirkişisi raporunda davacı tanıklarının beyanlarına göre günde akşam 17.00- sabah 08.00 saatleri arası 13 saat çalıştığı ve 1 saat ara dinlenme süresi düşülerek haftada 27 saat fazla çalışma süresi için hesaplanan fazla çalışma ücret alacağından % 25 oranda hakkaniyet indirimi yapılarak hüküm altına alınmıştır.
Günde 13 saat çalışma süresi için en az 1,5 saat ara dinlenme süresi düşülmesi gerekirken 1 saat ara dinlenme süresi düşülmek suretiyle yapılan hesaplamaya itibarla yazılı şekilde fazla çalışma ücret alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenmesi halinde ilgiliye iadesine, 16.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.