CEVAP 164 :
CMR (Convention Marchandise Routier) Uluslararası karayolu taşımacılığında kOşulları standardize ederek taşıyıcının sorumluluklarını belirleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşme 1978 yılında Cenevre’de yazılmış ve 1979 yılında Birleşmiş Milletler tarafından imzalanması için Dünya devletlerine gönderilmiştir. Türkiye 1995 yılında bu sözleşmeyi imzalayarak Uluslarası Karayolu nakliyesini bu sözleşmenin yükümlülükleri altında gerçekleştirmeye başlamıştır.
Resmi Gazetede yayınlanan sözleşmeye ulaşmak için tıklayınız.
Sözleşmeye ulaşmak için tıklayınız.
T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2012/11-68 K. 2012/244 T. 28.3.2012 tarihli kararı aşağıdaki gibidir;
DAVA : Taraflar arasındaki “ rücuan tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 3. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 21.3.2006 gün ve 2004/345 E.,2006/221 K.sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 9.7.2007 gün ve 2006/7808 E., 2007/ 10599 K.sayılı ilamı ile;
( … Davacı vekili, müvekkili şirkete taşıma emtia abonman poliçesi ile sigortalı cam emtiasının sigortalısınca Türkiye` den Rusya` ya sevki için davalılardan D… Nak. A.Ş. ile anlaşma yapıldığını, varma yerinde 9 adet camın sefer sırasında kırıldığının belirlendiğini, diğer davalının CMR sigortacısı olduğunu ileri sürerek, müvekkilince ödenen 8.583.000.000 TL` nın faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini ayrı ayrı istemişlerdir.
Mahkemece, dosya kapsamına, toplanan kanıtlara göre, hamule senedinin18 numaralı bölümünde, ” yükleme ve istifleme gönderen tarafından yapılmış olup, istiften kaynaklanan zararlardan nakliyecinin sorumlu olmadığını taraflar kabul ederler ” hükmüne ve ayrıca 19/20 özel şartlar bölümünde ” nakliyeci tarafından sadece dış palet ambalajı kontrol edilebilmiş, paletin içindeki emtiaların ambalajlarının uygunluğu kontrol edilememiştir ” hükmüne yer verildiği; taşıyıcının CMR Konvansiyonu`ndan doğan sorumluluklarını peşinen kaldıran sözleşmeler geçersiz ise de, CMR 17/4-b ve c maddeleri ambalajlama, yükleme, istif hatalarında taşıyıcının sorumlu olmayacağını açıkça belirttiğine göre, sözleşmede taşıyıcının bunlardan sorumlu olmayacağına dair çekincelerin ve tarafların bunu benimsemelerinin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, taşıyıcının yüklemeye MK` nun 2. maddesi gereğince özen göstermesi gerekir ise de, somut olaydaki tarafların benimsemeleri karşısında, MK` nun 2.maddesine aykırı bir davaranışdan veya özen borcunu ihlalden söz edilemeyeceği, davalının hasardan sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taşıma sigorta poliçesine dayalı tazminat alacağının taşımacı ve onun CMR sorumluluk sigortacısından rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Taşıma,CMR Konvansiyonu` na tabi olup, yükleme ve istiflemelerin gönderene ait olduğu taşıma sözleşmesinin taraflarınca kararlaştırılmıştır.
Hasar tespit tutanağına, bilirkişi kurulunun asıl ve ek raporuna göre, cam emtiasında, meydana gelen hasarın nedeninin, malların yüklemesi, istiflenmesi ve ambalajlanmasında taşımanın ve yol koşullarının dikkate alınmaması olduğu tespit edilmiş olup, mahkemece de böyle kabul edilmiş, hasar nedeni bakımından hükme esas alınıp, müterafik kusur noktasında ilke olarak hükme esas alınmayan bilirkişi kurulu raporunda ise davalılardan taşımacı olan D… Nakliyat A.Ş.`ne yüklemeye, ambalajlamaya ve istiflemeye nezaret görevi sebebiyle % 25 oranında müterafik kusurlu olduğu, taşıma senedine konulan şerhlerin varlığının, müterafik kusuru kaldırmayacağı görüşü bildirilmiştir. Mahkemece, yazılı gerekçelerle, anılan şerhler sebebiyle taşımacının müterafik kusurluluğunun taraflarca kaldırıldığı, taşıyıcının CMR Konvansiyonu` ndan doğan sorumluluğunu peşinen kaldıran sözleşmelerin geçersiz oluşuna rağmen, tarafların iradelerinin önemli olduğu, sonuçta davalılardan taşımacının kusurlu olmadığı sonucuna varılarak, dava her iki davalı bakımından reddedilmiştir.
Oysa, mahkemece davalılardan sigortacı hakkında bir gerekçe ortaya konmamış, diğer davalı taşımacı ile ilgili gerekçelerle dava, her iki davalı bakımından reddedilmiştir. Öncelikle, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
Diğer yandan, taşımacının sorumluluğunu hafifleten sözleşme koşulları, CMR Konvansiyonu` nun “Sözleşmeye Aykırı Koşulların Hükümsüzlüğü” başlıklı 41.maddesi karşısında, gönderen-taşıtan ile taşımacı arasındaki hukuki ilişki bakımından hükümsüzdür. Bu hüküm, emredici bir hüküm olup, buna benzer hükümler, yurt içi taşıma bakımından TTK` nun 766. hava yolu ile uluslararası taşıma bakımından Varşova Sözleşmesi`nin 32. maddesinde de yer almıştır. CMR Konvansiyonu` nun 41.maddesinde, 40. madde hükümleri saklı tutulmuş olup, 40.madde ile taşımacıların kendi arasında yapacakları sözleşme bakımından, 37 ve 38. maddelerdeki haller dışında tam bir serbesti getirilmiştir. Diğer anlatımla, gönderen taşıtan ile taşımacı arasındaki taşıma sözleşmesi bakımından CMR Konvansiyonu, sözleşme serbestisi getirmemiş, konvansiyonun hükümlerini doğrudan doğruya veya dolayısıyla ihlal eden her türlü koşul, anlaşma, kayıt hükümsüz sayılmıştır.
Bu itibarla, davacının selefi ile davalılardan taşımacı konumundaki …Nakliyat A.Ş. arasındaki taşıma ilişkisi bakımından, tarafların beraberce, taşımacının müterafik kusurunu kaldırmaları ve bunu aralarında kararlaştırıp, benimsemeleri, konvansiyonun anılan emredici hükmüne aykırı ve hükümsüz olup, bunu esasen mahkemenin re`sen gözetmesi de gerekmektedir.
Bu durumda, mahkemece,taşımacı olan davalının müterafik kusurlu olduğunun ilke olarak benimsenmesi suretiyle davanın ele alınması, buna göre diğer davalı sorumluluk sigortacısının hukuki durumunun da tartışılması sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır… ),
Gerekçesiyle davacı yararına bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
H.G.K.nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, taşıma sigorta poliçesine dayalı tazminat alacağının taşıyıcı ve onun CMR sorumluluk sigortacısından rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, sigortalısı D… A.Ş olan “Nakliyat Emtia Abonman Sigorta Poliçesi” ile her türlü taşıma risklerine karşı sigortalanan “cam” emtiasının sigortalı şirket tarafından Türkiye`den Rusya`ya sevkinin istendiğini, yükleme ve istifleme sorumluluğu da taşıyıcıya ait olmak şartıyla sağlam ve tam olarak teslim edilen 9 adet cam emtiasının sefer esnasında kırılarak alıcısına teslim edildiğini, oluşan zararın tazmin edildiğini, davalı sigortanın CMR sigortacısı olduğundan hasardan sorumlu tutulacağını ileri sürerek 8.583.000.000 TL rücuan tazminat alacağının sigortalıya ödeme yapılan 15.8.2003 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı … Uluslararası Nakliyat A.Ş., davacının aktif dava husumeti bulunmadığını, CMR Konvansiyonu’nun 17.4.b ve 9/2 maddesi gereğince ambalaj ile ilgili hamule senedine şerh verilmiş olup uygun şekilde ambalaj yapılmaması ve hatalı istifleme sebebiyle oluşan hasardan sorumlu tutulamayacaklarını, kabul görmemesi halinde müterafik kusurun esas alınmasını, 11 paket içinde toplam 70 adet cam emtiası taşındığını, 9 adedinin kırıldığını, hasar miktarının fahiş hesaplandığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı İsviçre Sigorta ( Ergo İsviçre ) A.Ş., davalı D… Nak. A.Ş`nin taşınmasını taahhüt ettiği mallara gelebilecek zararlar sebebiyle CMR Konvansiyonu uyarınca taşıyıcıya düşebilecek mesuliyetin CMR Sigorta Poliçesi ile temin edildiğini, mal bedelinin göndericiye ödenmesi halinde taşıyıcıya karşı dava ve talep hakkı bulunmayacağından satıcının halefi sıfatıyla dava açılamayacağını, ekspertiz raporunda hasarın istifleme hatasından kaynaklandığının tespit edildiğini, hamule senedinin 18 ve CMR Umumi Hükümleri 3/v. maddesi gereğince müvekkili şirketin hasardan ve %10 kar marjından sorumlu tutulamayacağını, tazminatın fahiş belirlendiğini, faiz talep edilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, kural olarak taşıyıcının CMR Konvansiyonundan doğan sorumluluklarını peşinen kaldıran sözleşmeler geçersiz ise de CMR Konvansiyonu’nun 17/4 b ve c. maddeleri gereğince, ambalajlama, yükleme ve istif hatalarından taşıyıcının sorumlu olmayacağı açıkça belirtildiğine göre sözleşmeye taşıyıcının bunlardan sorumlu olmayacağına dair konan çekincelerin de geçerli olduğunu, yine bu açık şerh ve tarafların kabulü uyarınca meydana gelen hasardan taşıyıcının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş;
davacı vekilinin temyizi üzerine karar Özel Dairece, yukarda balık bölümünde açıklanan sebeplerle bozulmuştur.
Mahkemece, önceki gerekçeler açıklanıp genişletilerek ve değerlendirmenin taşıyıcının sorumluluk sigortacısı açısından da yapıldığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiş; hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
1- ) Davalı taşıyıcı D… Nakliyat A.Ş` nin sorumluluğu yönünden:
Öncelikle davalı taşıyıcı D… Nakliyat A.Ş` nin sorumluluğunun tartışılması gerekir.
Mahkemece de kabul edildiği üzere, uyuşmazlığa uygulanması gereken ülkemizin de 2.12.1994 gün ve 94/6322 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile katıldığı 4.1.1995 gün ve 22161 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Karayolu ve Milletlerarası Mal Nakliyatı Mukavelesi İle İlgili Anlaşma ( CMR )’nin 17/1. maddesi uyarınca kural olarak taşıyıcı malları teslim aldığı andan teslim edilinceye kadar, bunların tamamen veya kısmen kaybından ve vukubulacak hasardan sorumlu ise de, aynı Konvansiyon`un 17/4-b bendinde malların hatalı ambalajlanmış olması, “c” bendinde ise malların gönderici, alıcı veya bunlar adına hareket eden şahıslar tarafından taşınması, yüklenmesi, istif edilmesi veya boşaltılması, hallerinde oluşan hasarlardan taşıyıcının sorumlu olmayacağı hükme bağlanmıştır.
Ancak ambalajın hatalı olması veya yükleme ve boşaltmanın hatalı yapılması hallerinde bile taşıyıcının, malın emniyetle taşınmasını sağlamak üzere gereken her türlü tedbiri alması, anılan işlemlere nezaret etmesi, varsa hatalı ambalaja, yüklemeye ve boşaltmaya karşı çıkması, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun dürüstlük kuralına işaret eden 2. maddesi gereği olduğu gibi 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 20. maddesi gereğince, basiretli bir taşıyıcıdan beklenen davranışı göstermeli ve durumu gönderene veya alıcıya bildirerek gereken uyarıda bulunmalıdır.
Dolayısıyla bu uyarının yapılmadığı hallerde zararın ambalaj, yükleme ve boşaltmadan sorumlu bulunan kimseler ile taşıyıcı arasında 818 Sayılı B.K.’nun 44. maddesi uyarınca paylaştırılması gerekir.
Somut olaya gelince; gönderici … İnşaat Mim.Müş. A.Ş tarafından, İstanbul’dan nakliyeci, D… Uluslararası Nakliyat A.Ş aracılığıyla ve konşimentonun 18 numaralı bölümünde “Yükleme ve istifleme gönderen tarafından yapılmış olup, istiften kaynaklanan zararlardan nakliyecinin sorumlu olmadığını taraflar kabul ederler” ve ayrıca 19/20 özel şartlar bölümünde “Nakliyeci tarafından sadece dış palet ambalajı kontrol edilebilmiş, paletin içindeki emtiaların ambalajlarının uygunluğu kontrol edilememiştir” açıklamasına yer verilmek suretiyle, 06 AB …-06 YTS … plakalı araçla Rusya Federasyonu’na cam ve sair inşaat malzemesinin taşınacağı kararlaştırılmıştır.
12.6.2003 tarihli tutanak ile; … A.Ş tarafından taahhüt altına alınan Volgograd-Audi Showroom şantiyesine Türkiye`den malzeme sevkıyatı yapan D… Nakliyat A.Ş’ye ait 06 AB … plakalı aracın 12.6.2003 tarihinde şantiyeye ulaştığı, araçtaki malzemelerden 9 numaralı sandıkta bulunan cam emtiasının zarar gördüğü araç sürücüsü ve şantiye görevlisi tarafından tutanak altına alınmıştır.
Hasarın oluşmasından sonra düzenlenen Nakliyat Sigortası Ekspertiz Raporu’nda; muhtelif cins ve miktarda inşaat malzemesi ve cam cinsi emtianın, sigortalı firmanın 29.5.2003 tarih ve 12206-12210 numaralı faturalar ile Profil Plus adlı alıcı firmaya satıldığı, 29.5.2003 tarih ve 01041 numaralı CMR ile D… Nakliyat A.Ş. adlı nakliyeci firma sorumluluğunda nakledilmek üzere 06 AB …-06 YTS … plakalı kamyona tam ve sağlam olarak yüklendiği, İstanbul’dan Volgograd`a yapılan nakliye sonrası yapılan kontrolde 9 adet büyük camın kırılmış olduğunun tespit edildiği, çift katlı mağaza vitrin camı olduğu, V9 sandık numaralı üçgen biçimindeki tahta sehpaya istiflendiği, camların arasında çeşitli noktalara düğme şeklinde lastik bantlar yerleştirildiği, camların tabanına 0,5 cm ebadında lastik takozlar konulduğu, sehpanın ise polyester kayışlarla kamyon kasasının arka bölümüne bağlanarak emniyete alındığı, bu yöntemin, cam emtiasının taşınmasında kullanılmakta olup uygun bulunduğu, emtianın geri kalanını içeren tahta sandıkların ise kamyon kasasının ön bölümlerine istiflendiği, araç şoförünün sözlü beyanından kamyon kasasında camların sarsıntılar sonucu kayarak sehpa üzerine düştüğü ve istifli camların kırılarak hasarlanmasına sebep olduğunun belirtildiği, bu durumda, hasarın istifleme hatasından kaynaklandığı ve yapılan istiflemenin de nakliyeci firma sorumluluğunda olduğu kanaati bildirilmiştir.
Yargılama aşamasında mahkemece alınan bilirkişi kurulu raporunda; değişik cins ve ebattaki malzemelerin taşımayı yapacak araca yüklendiği, meydana gelen hasarın nedeninin yol, güzergah ve sevkıyat sırasındaki iklim koşullarına bağlı olarak oluşan nakliye muhataralarından ( rizikolardan ) kaynaklanmış olabileceği, bu anlamda da davalı taşıyıcının malların yüklenmesi, istiflenmesi ve ambalajlanması ile taşımanın yol ve sevkiyat koşullarına uygun yapılıp yapılmadığına dair nezaret yükümlülüğü bulunduğundan müterafik kusur bağlamında zarardan %25 oranında sorumlu olabileceği tespit edilmiştir.
Şu hale göre; yüklemenin sorumluluğu gönderene ait olsa bile tüm malların sevkıyat sırasında yol,güzergah ve iklim koşullarını düşünerek taşıyıcının da ambalajlama ve istifleme aşamasında gözetim görevi bulunduğu, taşıyıcının, malın emniyetle taşınmasını sağlamak üzere gereken her türlü tedbiri alması, varsa hatalı ambalaja, istiflemeye, yüklemeye ve boşaltmaya karşı çıkması, basiretli bir taşıyıcıdan beklenen davranışta bulunması ve durumu gönderene veya alıcıya bildirerek gereken uyarıda bulunması gerekmekte olup, bu uyarının yapılmadığı hallerde zararın ambalaj, istif, yükleme ve boşaltmadan sorumlu bulunan kimseler ile taşıyıcı arasında 818 Sayılı B.K.’nun 44. maddesi uyarınca paylaştırılması gerekir.
Bu nedenle, taşıyıcının sorumlu tutulamayacağına dair mahkeme gerekçesi yerinde değildir.
Yukarıda açıklanan bu değişik sebeplerle direnme kararı davalı D… Nakliyat A.Ş. yönünden olmak üzere davacı yararına bozulmalıdır.
2- ) Davalı taşıyıcı şirketin CMR sigortacısı İsviçre Sigorta A.Ş` nin sorumluluğuna gelince;
Davalı sigortalı taşıma şirketi ile davalı sigorta şirketi arasında “Taşıyıcının Mesuliyeti CMR Sigorta Poliçesi” gereğince, 1.1.2003 – 1.1.2004 tarihleri arasında hususi şartlar ve ilişik CMR Umumi hükümleri ile Eşyaların Karayolundan Ülkelerarası Nakliyatı için Mukavele Sözleşmesi hükümleri gereğince akdedilmiş olan sigorta poliçesi ile sigortalının Türkiye’den eski SSCB ülkelerine ve bu ülkelerden Türkiye`ye yapacağı taşımaların temin edileceği kararlaştırılmış olup; poliçeye ekli CMR Umumi Hükümleri’nin 3/v.maddesi gereği “Nakil aracının brandasının yırtık ve delik olması ve/veya su geçirmezlik niteliğini kaybetmesinden dolayı taşınan emtiada meydana gelebilecek ıslanma hasarlarına dair talepler, emtianın yetersiz ve uygun olmayan ambalajlama veya hazırlanmasının sebep olduğu ziya ve hasarlar ile birbirini etkileme özelliği olan emtianın yanlış yükleme ve/veya istiflenmesi sonucu oluşan hasarlara dayalı talepler, sahte plaka, motor, şasi numaralı araçlarla yapılan taşımalarda meydana gelen her türlü hasarlara ait talepler sigorta teminatı dışındadır.” hükmü taraflar arasında kabul edilmiştir.
Sigortalı ve sigorta şirketinin sorumlulukları farklı hukuki düzenlemelere tabi olup, sigorta şirketi tarafından yanlış istiflenme sebebiyle oluşan hasarlar sigorta poliçesine eklenen CMR Umumi Hükümleri’nin 3/v. maddesi gereği teminat dışı bırakılmıştır. Hasar tespit tutanağına, bilirkişi kurulunun asıl ve ek raporu ile sigorta ekspertiz raporuna göre, cam emtiasında meydana gelen hasarın nedeninin, malların yüklemesi, istiflenmesi ve ambalajlanmasında taşımanın ve yol koşullarının dikkate alınmaması olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda hatalı istifleme sonucu meydana gelen hasar bedeli taşıyıcının CMR sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden talep edilemez.
O halde, direnme kararı yukarda açıklanan değişik gerekçelerle sonucu itibariyle usul ve yasaya uygun olup; onanması gerekir.
SONUÇ : 1- )Davacı vekilinin davalı taşıyıcı D… Nakliyat A.Ş` nin sorumluluğu yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarda ( 1. ) bentte gösterilen değişik nedenlerden dolayı BOZULMASINA,
2- )Davacı vekilinin davalı taşıyıcı şirketin CMR sigortacısı İsviçre Sigorta A.Ş` nin sorumluluğu yönünden kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarda ( 2. ) bentte açıklanan şekilde gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, 28.3.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
T.C.YARGITAY HUKUK GENEL KURULU E. 2008/11-52 K. 2008/119 T. 13.2.2008 tarihli kararı:
DAVA : Taraflar arasındaki “itirazın iptali-alacak” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye Üçüncü Ticaret Mahkemesi’nce itirazın iptaline ilişkin asıl davanın kısmen kabulüne, alacak istemine ilişkin karşı davanın reddine dair verilen 07.12.2004 gün ve 2000/1137-2004/948 sayılı kararın incelenmesi davalı-karşı davacı E. … Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.03.2007 gün ve 2007/1699-3949 sayılı ilamı ile;
( … Davacı vekili, müvekkili ile davalının cari hesap sözleşmesine dayalı olarak iş yaptıklarını, kendisi de bir nakliyat şirketi olan davalının taahhüt ettiği gönderileri kendi araçları ile karşılayamadığı zaman müvekkilinden araç kiraladığını, yapılan iş karşılığı fatura kesilerek fatura bedellerini dönemsel olarak ödediğini, ancak davalının 8.147.520.650 TL tutarındaki borcunu ödemediğini, tahsiline yönelik başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, dava dışı K… Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkili arasında taşıma sözleşmesi yapıldığını, davacının alt taşıyan konumunda olduğunu, davacının taşıtan şirket tarafından Fransa’ya gönderilen malları davalının alıcısına 20 gün gecikmeli olarak teslim ettiğini, bu gecikme nedeni ile gönderici şirketin müvekkiline taşıma ücretini ödemediğini, bu tutarın 8.100.316.800 TL olduğunu, davacının kendi kusurundan kaynaklanan zararına katlanması gerektiğini, taraflar arasındaki sözleşme gereğince gecikilen her bir gün için kararlaştırılan 200 DM cezai şartın davacı tarafından ödenmesi gerektiğini savunarak, davanın yetki ve esas yönünden reddini savunmuş, karşı davada ise, 8.100.316.800 TL’nin ve cezai şartın davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda, karşı dava yönünden olayda CMR hükümlerinin uygulanması gerektiği, karşı davacının iddiasının yüklerin geç taşınmasına ilişkin bulunduğu, ancak CMR’nin 30/3. maddesinde öngörülen şartın davalı tarafından yerine getirilmediği, yüklerin 24.11.1999 tarihinde teslim edildiği, dava dışı yükün alıcısının ihtirazi kaydının bulunmadığı, gerek dava dışı göndericinin karşı davacıya gönderdiği, gerekse karşı davacının karşı davalıya gönderdiği ihtarnamelerin anılan hükümde öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra gönderilmesi nedeni ile karşı davacının tazminat isteme hakkının düştüğü gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, navlun bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali, karşı dava ise, alt taşıyan olan davacı-karşı davalı tarafından Denizli’den Fransa’ya taşınan emtianın geç teslim edilmesinden dolayı gönderenin asıl taşıyan olan davalı-karşı davacıya ödeme yapmadığı miktarın tahsili istemlerine ilişkindir.
Mahkemece, benimsenip hükme esas alınan bilirkişi kurulunun raporu doğrultusunda, yazılı gerekçelerle karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Oysa, davalı-karşı davacı karşı davasında, dava dışı K… Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkili arasında taşıma sözleşmesi yapıldığını, davacı-karşı davalının alt taşıyan konumunda olduğunu, alt taşıyıcı şirket tarafından Fransa’ya gönderilen malların alıcısına 20 gün gecikmeli olarak teslim edildiğini, bu gecikme nedeni ile gönderici şirketin müvekkiline taşıma ücretini ödemediğini iddia etmiş, davacı-karşı davalı ise, karşı davaya konu taşımaya ilişkin olarak müvekkiline herhangi bir süre kısıtlaması getirilmediğini, taşımanın koşulların elverdiği en kısa süre içerisinde gerçekleştirildiğini, kaldı ki bu taşımanın tüm safhalarından karşı davacının haberdar edildiğini savunmuş olup, mahkemece, karşı davaya ilişkin olarak iddia ve savunmaların tartışılması, kararlaştırılmamış olsa bile mutad taşıma süresinin belirlenmesi, davalı-karşı davacının karşı davaya konu ettiği taşımaya ilişkin olarak geç taşıma iddiasının ve nedenlerinin araştırılması, iddianın sabit olması halinde geç taşıma nedeni ile üst taşıyıcı olan davalı-karşı davacının alt taşıyan olan davacı-karşı davalının kusuru nedeni ile bir zarara uğrayıp uğramadığı, dava dışı gönderene bu nedenle bir ödeme bulunup bulunmadığının gerektiğinde ilgili kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle karar yerinde denetime elverişli bir şekilde araştırılıp, tartışılıp değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, işbu davada taraflar arasında uygulama yeri olmayan CMR’nin 30/3. maddesi hükmüne dayalı olarak, yerinde görülmeyen yazılı gerekçelerle karşı davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir… ),
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu’nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Asıl dava, navlun bedelinin tahsili istemiyle yapılan icra takibinde borca itirazın iptali; karşı dava ise, alt taşıyan durumundaki karşı davanın davalısı tarafından taşınan emtianın dava dışı alıcısına geç teslim edilmesinden dolayı, dava dışı gönderenin, asıl taşıyan durumundaki karşı davacıya ödemediği tutarın tahsili istemlerine ilişkindir.
Davacı A. … Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.Ş. vekili, taraflar arasında cari hesap sözleşmesine dayalı olarak iş ilişkisi bulunduğunu, kendisi de bir nakliyat firması olan davalı şirketin, taahhüt ettiği gönderileri kendi araçları ile karşılayamadığı zaman, davacı firmadan araç kiralayarak taahhütlerini yerine getirmekte olduğunu, yapılan iş karşılığında davacı tarafından davalıya fatura kesildiğini, fatura bedellerinin dönemsel olarak ödendiğini, ancak, davalının toplam 8.147.520.650 TL tutarındaki borcunu, müşterilerinden biri ile kendisi arasında çıkan bir sorunu gerekçe göstererek davacıya ödemediğini, davalının bahane ettiği olayda davacının bir kusuru bulunmadığı gibi, alacak miktarı ile olay arasında illiyet rabıtasının da mevcut olmadığını, anılan alacağın tahsili için davalı hakkında icra takibi yapıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, asgari %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı E. .. Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş. vekili, müvekkili ile dava dışı K… Tekstil san. ve Tic. A.Ş. arasında taşıma sözleşmesi yapıldığını, o taşımada davacı şirketin davalının alt taşıyıcısı durumunda bulunduğunu, K… Tekstil san. ve Tic. A.Ş. tarafından Fransa-Marc Laurent’e gönderilen malların 03.11.1999 tarihinde davacı tarafından yüklendiğini ve alıcısına 20 gün gecikmeli olarak 24.11.1999 tarihinde teslim edildiğini, bu gecikme sebebiyle gönderici firma tarafından müvekkiline ödenecek olan taşıma ücretinin TTK’nın 779. ve 780. maddeleri gereğince ödenmediğini; Fransa’daki alıcı firmanın, gecikme nedeniyle mal bedelinden kesinti yaparak bunu gönderici K… A.Ş’den tahsil ettiğini, K… A.Ş.’nin de bu kesintiyi davalı şirkete yansıttığını, bunun tutarının 8.100.316.800 TL olduğunu, davalı şirket ile K… A.Ş. arasındaki cari hesap sözleşmesi gereğince mahsup yoluyla tahsil edildiğini, fiilen uğranılan bu zarara davacı alt taşıyıcının neden olduğunu; taşıyıcının, TTK m. 784 gereğince taşınan eşyanın gönderilene teslimine kadar kendi yerine geçen tüm ( bütün ) taşıyıcıların ve eşyanın taşınmasını kendine bıraktığı kimselerin fiil ve kusurlarından sorumlu tutulmasından dolayı, alt taşıyıcı durumundaki davacı şirketten kaynaklanan gecikme nedeniyle asıl taşıyıcı konumundaki müvekkilinin navlun ücretine hak kazanamadığını, davacının kendi kusurundan kaynaklanan sonuçlara katlanması gerektiğini, dolayısıyla davalı nezdinde doğmuş ve doğacak herhangi bir alacağı bulunmadığını, TTK m. 780 gereğince gecikme müddetinin mukavele ile kararlaştırılan müddetin iki mislini geçmesi halinde taşıma ücretinin tamamen düştüğünü; 779. maddede taşıma süresinin ticari teamül ve bunların yokluğu halinde halin icabına göre belirleneceğinin hüküm altına alındığını; Denizli’den Fransa’ya yapılan taşımalarda münasip sürenin Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nden müvekkilince sorulduğunu ve sonuçta gecikme müddetinin münasip taşıma süresinin iki mislini geçtiğinin saptandığını, bu durumda kanun gereğince taşıma ücreti tamamen düştüğü için, göndericinin davalıya herhangi bir ödeme yapmadığını; alt taşıyıcı davacı ile yapılan sözleşme uyarınca aracın 7 günde varış gümrüğünde olmak zorunda bulunduğunu, gecikmeye neden olan davacı şirketin kendi kusurunun sonuçlarına katlanması gerektiğini cevaben bildirmiş; karşı davasında ise, dava dışı K… A.Ş. tarafından davalıdan tahsil olunan 8.100.316.800 TL’nin davacı-karşı davalıdan tahsilini, ayrıca, cezai şart nedeniyle doğan karşı alacağın da hüküm altına alınmasını, haksız ve kötüniyetli icra takibi nedeniyle asgari %40 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Yerel mahkeme, Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin yazı cevaplarında, taşıma sözleşmelerinin faks teatileriyle yapılmasının teamül olarak kabulü gerektiği, taşıma süresinin 5-7 gün olduğu bildirilmiştir. Davacı-karşı davalı A… şirketinin, faks yoluyla davalı-karşı davacı şirketle imzaladığı sözleşmede taşıma süresi yedi gün olarak belirlenmiştir. Bilirkişi raporunda, asıl dava bakımından davacının iddialarının muhtelif tarihli altı adet faturaya dayandığı, bunların açık fatura olduğu ve davalı defterlerine göre davacının davalıdan 8.678.179.550 TL alacaklı bulunduğu, keza, davacı defterlerine göre de, aynı miktarda alacağın mevcut olduğu belirtilmiştir. Bilirkişiler, karşı dava yönünden, olayda CMR hükümlerinin uygulanması gerektiğini, karşı davacının iddiasının yüklerin geç taşınmasına ilişkin olduğunu, ancak CMR’nin 30/3. maddesinde “Yük alıcısının kullanımına verildiği ( teslim edildiği ) tarihten sonra 21 gün içinde durumun yazılı olarak taşımacıya bildirilmemesi halinde, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez” hükmü bulunduğunu, bu ön şartın davalı tarafından yerine getirilmediğini, zira CMR hamule senetlerine göre yüklerin 24.11.1999 tarihinde teslim edildiğini, dava dışı yükün alıcısının herhangi bir ihtirazi kaydının bulunmadığını, yükün göndericisi K… A.Ş.’nin 22.09.1999 tarihli ihtarnamesi ile karşı davacıya durumun bildirildiğini, karşı davacının da 20.01.2000 tarihinde A. … A.Ş.’ye durumu bildirdiğini, her iki ihtarnamenin CMR’nin 30/3. maddesindeki hak düşürücü süre geçtikten sonra gönderilmesi nedeniyle karşı davacının tazminat talebinin düştüğünü bildirmişler; mahkememiz de bilirkişilerin bu tespitlerine katılarak, gerçekten CMR m. 30/3 uyarınca karşı davacının tazminat isteme taleplerinin düştüğü sonuç ve kanısına varmıştır. Takipten önce temerrüt gerçekleşmediği için işlemiş faiz talebi yerinde görülmemiştir ) gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulüne, itirazın kısmen iptaline, takibin 8.147.521.650 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren 4489 sayılı Kanun’un 1/2. maddesindeki faiz oranı uygulanmak suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, hüküm altına alınan miktar üzerinden %40 oranında 3.259.008.260 TL icra inkar tazminatının tahsiline, karşı davanın reddine karar vermiş; Özel Daire, bu kararı, metni yukarıda bulunan ilamla bozmuş; yerel mahkeme gerekçesini tekrarlayıp genişleterek ve özellikle, CMR m. 30/3 uyarınca, yükün alıcının kullanımına verildiği tarihten itibaren 21 günlük süre içinde, alıcı Fransız şirketinin veya üst taşıyıcı olan davalı-karşı davacı şirketin, davacı-karşı davalıya herhangi bir ihbarda bulunmamış olması nedeniyle tazminat hakkının doğmadığını vurgulayarak, önceki kararında direnmiştir.
Davalı-karşı davacı E… Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş. ile dava dışı K… Tekstil San. ve Tic. A.Ş. ( gönderen ) arasında taşıma sözleşmesi bulunduğu, davacı-karşı davalı A. .. Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’nin alt taşıyıcı olarak, muhtelif tekstil malzemelerinden ibaret malları Villetaneuse/Fransa’ya götürmek üzere Denizli’de 04.11.1999 tarihinde teslim alıp, üç adet konteynıra yüklediği ve Fransa’daki alıcısına 24.11.1999 tarihinde teslim ettiği; alıcı firmanın dava dışı K… Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’ye ödemesi gereken mal bedelinden gecikmeden dolayı %7 oranında ( 98.544 Fransız Frangı tutarında ) kesinti yaptığı, dava dışı K… Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin, davalı-karşı davacı E… Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş.’ye gönderdiği 27.12.1999 günlü ihtarnamede bu durumu açıklayarak, alıcı firmanın kendisinden kestiği tutar için 23.12.1999 tarihli faturayı düzenleyip, ihtarname ekinde tebliğ ettiği; davalı-karşı davacı E. … Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş. vekilinin, hem ihtarnameyi gönderen dava dışı K… Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’yi ve hem de davacı-karşı davalı A… şirketini birlikte muhatap alan 20.01.2000 tarihli cevabi ihtarnamesiyle, yapılan kesintinin haksız olduğunu, gecikmede ihmal ve kusuru bulunduğu takdirde, bu tutarın alt taşıyan durumundaki A… Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’ye rücu edileceğini bildirdiği; davacı-karşı davalı A… Petrol Ürünleri San. ve Tic. A.Ş.’nin anılan taşımalar nedeniyle davalı-karşı davacı adına düzenlediği fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine, asıl davanın dayanağını oluşturan icra takibini yaptığı, itiraz üzerine eldeki asıl davanın açıldığı; davalı-karşı davacı E. … Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş.’nin de karşı dava yoluyla, alıcı firma tarafından kesilip kendisine ödenmeyen tutarın tahsilini istediği, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Maddi olgunun, yerel mahkemenin bozulan kararının, bozma ve direnme kararlarının içerik ve kapsamlarına göre direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; karşı davadaki alacak istemi bakımından, taşımada vaki gecikme yüzünden dava dışı gönderenin taşıma ücretini ödemediği yönündeki iddia ile ilgili olarak gerekli ve yeterli incelemenin yapılıp yapılmadığı; özellikle de, uyuşmazlıkta CMR m. 30/3 hükmünün uygulama yerinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Asıl dava yönünden Hukuk Genel Kurulu önüne gelen bir uyuşmazlık mevcut değildir.
Bu noktada, uyuşmazlığın üzerinde toplandığı yön itibariyle 04.01.1995 tarih ve 22161 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan CMR Konvansiyonu’nun ( Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi ) konuya ilişkin hükümleri hakkında kısa ve genel bir açıklama yapılmasında yarar bulunmaktadır.
CMR Konvansiyonu’nun ı. maddesinde, yükleme ve teslim yerlerinin iki ayrı ülkede bulunması ve bu ülkelerden en az birinin akit ülke olması halinde; tarafların ikametgahına ve milliyetine bakılmaksızın, ücret karşılığında yüklerin karadan taşınmasına ilişkin bütün sözleşmelere CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. 3. madde, “Bu sözleşmenin uygulanması bakımından taşımacı çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacaktır.” hükmünü taşımaktadır. 19. madde, hangi hallerde teslimde gecikmenin varlığından söz edilebileceğini “Yük kararlaştırılan zaman limiti içinde teslim edilmemiş ise veya kararlaştırılmış zaman limiti olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, gayretli bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyorsa teslimde gecikme var demektir.” şeklinde açıklamıştır. 23/5. maddede, “Gecikme halinde hak sahibi zarar ve ziyanın bundan ileri geldiğini kanıtlarsa, taşımacı bu zarar ve ziyan için taşıma ücretini geçmemek üzere tazminat öder.” hükmüne yer verilmiş; “İstem ve Davalar” başlıklı 30. maddenin 3. fıkrasında ise “Yük alıcının kullanımına verildiği tarihten sonraki 21 gün içinde durum yazılı olarak taşımacıya bildirilmemiş ise, teslimdeki gecikmeler için tazminat ödenmez.” hükmü getirilmiştir.
Somut olayda taşıma karadan yapılmakla, yükleme ve teslim yerleri Türkiye ve Fransa olup, her iki ülke de akit durumunda bulunmakla, 1. madde uyarınca, uyuşmazlık CMR Konvansiyonu hükümleri kapsamındadır. Dolayısıyla uyuşmazlığa, Türk Ticaret Kanunu’nun konuya ilişkin hükümleri değil, CMR hükümlerinin uygulanması gerekir.
CMR Konvansiyonu’nun 3. maddesi uyarınca, taşıyıcı durumundaki davalı-karşı davacı, kendisinin alt taşıyıcısı olan davacı-karşı davalının taşımada vaki gecikmesinin doğuracağı sonuçlardan, gecikmeyi bizzat yapmış gibi sorumlu olacaktır. Somut olayda normal taşıma süresinin beş-yedi gün civarında olması gerektiğinin dosya kapsamıyla sabit bulunması ve taşımanın 20 günde tamamlanmış olması karşısında, CMR Konvansiyonu’nun az yukarıda değinilen 19. maddesinin düzenlediği anlamda taşımada gecikme bulunduğunun kabulü gerekir. CMR Konvansiyonu madde 23/5 uyarınca, taşıyıcı durumundaki davalı-karşı davacının, bu gecikme nedeniyle dava dışı alıcıya karşı, taşıma ücretini geçmemek kaydıyla tazminat ödeme yükümlülüğü gündeme gelebilecek ve bir ödeme yaptığı takdirde, bunu alt taşıyıcısına rücu edebilecektir.
Ne var ki; somut olayda, Fransa’daki dava dışı alıcının CMR Konvansiyonu’nun 30/3. maddesindeki hükme uygun olarak, 24.11.1999 teslim tarihinden itibaren 21 günlük süre içerisinde, gecikmeyi yazılı biçimde taşımacıya bildirdiğine ya da teslim sırasında bu yönde bir ihtirazi kayıt koyduğuna dair bir iddiada bulunulmamış, bu yönde herhangi bir delil de sunulmamıştır. Dava dışı göndericinin davalı-karşı davacıya keşide ettiği 27.12.1999 tarihli ihtarname ile, davalı-karşı davacının, davacı-karşı davalıya gönderdiği 20.01.2000 tarihli ihtarnameler de, CMR Konvansiyonu’nun 30/3. maddesi anlamında yazılı bildirimin varlığını ortaya koyar nitelikte değildir.
Bu durumda; gerek gecikmeyi CMR Konvansiyonu’nun 30/3. maddesi hükmüne uygun olarak yazılı şekilde ve 21 günlük süre içerisinde taşımacıya ( davalı-karşı davacıya ) bildirmemiş olan dava dışı alıcının gecikmeyi gerekçe göstererek mal bedelinden kesinti yapması ve gerekse, dava dışı gönderenin kendisinden yapılan bu kesintiyi, davalı-karşı davacı durumundaki taşımacıya yansıtması, hukuka aykırıdır. Bu hukuka aykırılığın, davalı-karşı davacı tarafından dava dışı gönderene, gönderen tarafından da dava dışı alıcıya karşı ileri sürülebileceği açıktır. Davalı-karşı davacının, kendisine yansıtılan kesinti tutarıyla ilgili talebini, bu kesintinin haksızlığını gerekçe göstererek, kesintiyi yapan dava dışı gönderene yöneltmesi gerekirken, bu tutarın kendi alt taşıyıcısından tahsili istemiyle karşı dava açmasının herhangi bir hukuki dayanağı bulunmamaktadır. Bu durumda karşı davanın reddi gerekir.
Yerel mahkemenin aynı gerekçeye dayalı direnme kararı yerinde olup, onanmalıdır.
SONUÇ : Davalı-karşı davacı E. … Uluslararası Nakliyat ve Tic. A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ( ONANMASINA ), 13.02.2008 gününde oybirliği ile karar verildi.
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2011/15774 K. 2013/69 T. 7.1.2013 tarihli kararı
DAVA : Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 31.5.2011 tarih ve 2006/848-2011/390 Sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili şirkete nakliyat emtia sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın taşınması sırasında, 27.4.2006 tarihinde Şanlıurfa İli yakınlarında, davalının hatalı sollama yaparak taşımayı yapan kamyona çarpması sonucunda, kamyonun devrildiği ve sigortalı elma emtiasının hasarlandığını, tespit edilen 17.100 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalının kazanın oluşumunda tamamen kusurlu olduğunu ileri sürerek, ödenen bedelin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin olayda kusuru olmadığını, kaza tarihi ile aynı gün emtia sigorta poliçesinin düzenlendiğini, talep edilen hasar miktarının fazla olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, kazanın oluşumunda, davalı sürücü S. Ç.’ın %100 oranında tamamen kusurlu olduğu, sigorta sözleşmesinin riziko anında geçerli ve yürürlükte bulunduğu, emtiada meydana gelen hasarın sigorta teminatı dahilinde bulunduğu, davacı şirket tarafından 30.6.2006 tarihinde 17.100,00 TL hasar bedelinin dava dışı sigortalıya ödendiği, davacı sigorta şirketinin halefiyet hakkının ve davalıya karşı rücuen tazminat talep hakkının doğduğu gerekçesiyle, davanın kabulüyle 17.100,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- ) Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- ) Dava, nakliyat sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir. Uyuşmazlığa “Eşyaların Karayolundan Uluslararası Nakliyatı İçin Mukavele Sözleşmesi” ( CMR ) hükümlerinin uygulanacağı tartışmasızdır. CMR’nin 23. maddesine göre, “Bu sözleşmenin hükümleri gereğince bir taşıyıcı, yükün kısmen veya tamamen kaybından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat yükün taşınmak üzere kabul edildiği yer ve zamandaki kıymetine göre hesaplanır. Malın kıymeti, ticaret borsası fiyatına göre saptanır. Eğer böyle bir fiyat yoksa geçerli piyasa fiyatlarına göre, eğer ne ticaret borsası fiyatı ne de geçerli piyasa fiyatı mevcut değilse tespit, aynı cins ve kalitedeki malların piyasa rayicine göre belirlenir. Bununla beraber, CMR 23. maddesi uyarınca taşıyıcının sorumluluğu zayi olan ve hasar gören yükün brüt ağırlığının kilogram başına 8.33 SDR tutarı ile sınırlıdır.” Taşıma sırasında hasar gördüğü iddia edilen emtia Antakya’dan Irak’a taşınmakta iken, Şanlıurfa yakınlarında kaza meydana gelmiştir. Mahkemece 20.7.2010 hakim havale tarihli bilirkişi raporunda belirlenen hasar miktarı üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, tazminat tutarının belirlenmesi bakımından yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli bulunmamaktadır. Taraflardan taşınan malın cinsi ve kalitesi ile ilgili delilleri sorularak, saptanan tür elmanın değerinin tespiti ile hasar bedelinin yukarda anılan CMR hükümleri uyarınca hesaplanması, ayrıca malın tamamen hasarlanmadığına dair savunma üzerinde durulup buna dair taraf delilleri de değerlendirilmek suretiyle, öncelikle gerçek zarar miktarının tespiti ve yine anılan CMR Sözleşmesi hükmü uyarınca, taşıyıcının sınırlı sorumlu olduğu dikkate alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, hasar miktarının ne şekilde ve emtianın neredeki fiyatına göre hesaplandığı anlaşılamayan, CMR hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı belirlenemeyen eksik ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün anılan taraf yararına BOZULMASINA, ödenen temyiz peşin harcın istemi halinde temyiz edene iadesine, 07.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.