CEVAP : 175
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2003/3630 K. 2003/10303 T. 3.11.2003 tarihli kararının ilgili bölümü aşağıdaki gibidir;
“Davacı, davasını sahibi bulunduğu bilgisayar yazılım programının formüllerini ve kalıplarını oluşturan ve müşterilere verilmeyen kaynak kodlarını davalıların elde ederek başka bir yazılım programı oluşturdukları nedenine dayandırmıştır.Davacı taraf vekili, delil listesine ilişkin dilekçesinde ve bu dilekçedeki delillerin açıklamasını içeren 22.03.1999 ve 05.10.2001 havale tarihli dilekçelerinde, özellikle delil tesbit bilirkişisinin raporuna ve bilirkişinin tesbite konu hastanenin bilgisayarlarından oluşturduğu tesbitleri topladığı iki diskete, Asliye Ceza Mahkemesi emanetine alınmış her iki tarafın orijinal program disketlerine, davalıların oluşturduğu programın piyasaya tanıtımına ilişkin broşürlere, davacının daha önce çalışanı olan davalılardan İbrahim’in ve davacının ayrı ayrı noterlerde korumaya aldırdığı orijinal programların ve bunların kaynak kodlarının saklama belgelerine dayanmıştır. Davalılar vekili ise, her iki tarafın programlarına ilişkin kaynak kodlarını içeren disketlere ve hastanede kullanılan yazılım programına dayanmıştır.Çekişmenin, her iki tarafın piyasadaki programlarının, her iki tarafın korumaya aldırdığı ve piyasaya sunulmayan orijinal kaynak kodları ile karşılaştırılması yapılarak, davalıların, davacının orijinal kaynak kodlarını ele geçirerek, yeni bir program oluşturup oluşturmadıklarının ortaya konulması ile saptanabileceği, delil tesbit bilirkişi raporunda ve de savcılık hazırlık soruşturması ile asliye ceza yargılaması sırasında alınan uzman bilirkişi kurulu raporlarında hep dile getirilmiş, ancak bilirkişi raporunda bu karşılaştırma yapılmamıştır.Hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, 2, 3, 4 ve 5 nolu disketlerin bozuk olması nedeniyle okunamadığı belirtilmiş, mahkemece de, her iki program arasında illiyet bağı kurulamadığı gerekçesiyle, davanın kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır. Oysa, her iki tarafın dayandığı disketler sayı olarak daha fazla olduğu gibi, bilirkişi kurulunun, dayanılan disketlerden hangilerini incelediği anlaşılamamıştır. Her iki tarafın piyasaya sundukları programlarının başka orijinalleri ve kaynak kodları tarafların ellerinde olduğu gibi, adı geçen noterlerde de saklanmakta olduğundan, bunların birbirleriyle karşılaştırılması olanağı her zaman mevcuttur. Taraflara ibraz ettirilerek veya adı geçen noterlerde inceleme yaptırılarak, sonuca gidilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle, davacıya ibraz olanağı verilmemesi ve ibraz isteğinin reddi doğru olmamıştır. Kaldı ki, davalılar vekili de davacı vekilinin dayandığı delillere dayandığından, davalılar vekili de ibraza hazır demektir.Bu durumda, mahkemece, ikisi bilgisayar programlarından anlayan, biri fikir ve sanat eserleri konusunda da uzmanlığı bulunan bir hukukçudan oluşacak bilirkişi kurulundan, tarafların dayandıkları tüm delilleri irdeleyen, tartışan ve denetime elverişli bulunan bir rapor alınarak, iddia ve savunmanın değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm tesisi, doğru olmamıştır.SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yargıtay emsal kararında da açıkça belirtildiği üzere bu tür davaların açıklığa kavuşturulması için Mahkemenin, ikisi bilgisayar programlarından anlayan, biri fikir ve sanat eserleri konusunda da uzmanlığı bulunan bir hukukçudan oluşacak bilirkişi kurulundan, Çekişmenin, her iki tarafın piyasadaki programlarının, her iki tarafın korumaya aldırdığı ve piyasaya sunulmayan orijinal kaynak kodları ile karşılaştırılması yapılarak çözümlenmesi gerekmektedir.