DAVA : Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine,incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafisinin bir sebebe dayanmayan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:

KARAR : 1-Şikayetçi ile eşinin internet ortamında MSN’de iletişim yaptıkları sırada müştekinin eşine ait elektronik posta adresine ait şifreyi bir şekilde elde edip şikayetçi ile sanki eşiymiş gibi görüşmeye devam ederek onu kandırıp cep telefonu için kontör isteyip şikayetçinin MSN’den gönderdiği kontörleri satmak suretiyle haksız yarar sağlayan sanığın eyleminin bilişim sisteminin araç olarak kullanılması suretiyle 5237 sayılı TCK’nın 158/1-f maddesindeki dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,

2-Ceza Genel Kurulu’nun 27.05.2008 gün ve 2008/11-127-147 sayılı kararında açıklandığı üzere 5237 sayılı Yasanın 168. maddesi “pişmanlıktan kaynaklanan iade ve tazmini” esas aldığından, şikayetçinin zararının kontörleri satın alan tanık tarafından giderilmesi nedeniyle etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanma koşulları oluşmadığı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı,

3- Hükümden sonra, 08.02.2008 günlü 26781 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5728 sayılı Yasanın 562. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK. nun 231 ve TCK.nun 7/2 maddeleri gereğince, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” kararı verilip verilmeyeceği hususunun tartışılmasında zorunluluk bulunması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321 nci maddesi uyarınca BOZULMASINA, kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 18.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.