DAVA : Dolandırıcılıktan sanık Çağatay hakkında yapılan duruşma sonunda mahkumiyetine dair ( İstanbul Birinci Ağır Ceza Mahkemesi )nden verilen 28.10.1998 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi yerel C.Savcısı ile duruşmalı olarak sanık müdafii tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından bozma isteyen 10.6.2000 tarihli tebliğname ile 16.6.2000 tarihinde daireye gönderilmekle tayin edilen günde sanık ile müdafiinin duruşma gününden usulen haberdar edildikleri halde duruşmaya gelmedikleri ve bir mazeret de bildirmedikleri anlaşıldığından duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : C.Savcısının ve sanık vekilinin sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın, komşuları bulunan Aysun ve Uğur’a bankalardan gelen hesap bildirim cetvellerini ele geçirerek bu belgelerdeki bilgilerden yararlanıp evinde bulunan encodem cihazı ile kendisine ait kredi kartının manyetik şeridini yeniden kotlatmak sureti ile ve internet yoluyla yurt dışındaki şirketlerden mal siparişinde bulunduğu ileri sürüldüğüne göre:
Öncelikle, İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi, Elektronik Yüksek Mühendisi ve Banka ve Kredi Kartları Merkezinde bu işlerde bilgi ve uzmanlığı bulunan üç kişilik bir bilirkişi kurulu oluşturularak sanığın eyleminde:
TCY.nın 525/a ve b. bentlerinde gösterilen;
a- Bilgileri otomatik olarak işleme tabi tutmuş bir sistemden, programları, verileri veya diğer herhangi bir unsuru hukuka aykırı olarak ele geçirmek,
b- Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemde yer alan bir programın, verileri veya diğer herhangi bir unsuru başkasına zarar vermek üzere kullanmak,
c- Başkasına zarar vermek veya kendisine veya başkasına yarar sağlamak maksadıyle, bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi veya verileri veya diğer herhangi bir unsuru kısmen veya tamamen tahrip etmek veya değiştirmek veya silmek veya sistemin işlemesine engel olmak veya yanlış biçimde işlemesini sağlamak,
d- Bilgileri otomatik işleme tabi tutmuş bir sistemi kullanarak kendisi veya başkası lehine hukuka aykırı yarar sağlamak,
Durumlarından herhangi birinin veya birkaçının bulunup bulunmadığı kesinlikle tesbit edildikten sonra sanığın hukuki durumunun sonucuna göre takdiri gerekli iken, uzman olmayan bilirkişinin beyanına dayanılarak eylemin dolandırıcılığa kalkışma olarak kabulü ile, TCY.nın 71, 504/3, 61, 522. maddeleri ile uygulama yapılması,
2- Kabule göre de:
Değerin suç tarihindeki ekonomik koşullara ve paranın satın alma gücüne göre pek fahiş olduğunun gözetilmemesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı, C.Savcısı ile sanık müdafiinin temyiz itirazları ile tebliğnamedeki düşünce bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün ( BOZULMASINA ) 29.11.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.