Bilginin değerini iyi bilen ve bunu pazarlayan bilişim şirketleri için yeni bir alan açılmış durumda.Çoğumuzun ‘eğlence’ olarak gördüğü Facebook, Twitter ve Linkedin gibi sosyal medya sitelerinden bahsediyoruz ki sürekli güncellenen bilgiler barındırıyorlar.

 Bilişim şirketleri; birbirinden bağımsız sitelerde, farklı formatlarda yer almalarından dolayı bu bilgilere ‘düzensiz veri’ diyor. İşte bu düzensiz veriyi düzenli hâle getirerek ‘Büyük Veri’ adı altında şirketlere sunan markalardan EMC, yakın zamanda bankalardan sağlık ve eğitim kurumlarına kadar birçok sektörde bu bilgilerin çok önemli olacağını ve kullanılacağını düşünüyor.

Büyük Veri’yi toplayıp iş ortaklarıyla birlikte yorumlayıp kullanıma sunmak için kolları sıvayan EMC’nin Türkiye Genel Müdürü Önder Sönmez’e göre, bankalar kredi verirken, şirketler eleman alırken sosyal medyadaki bilgilerden yararlanacak. Çünkü şirketler artık personel seçerken yalnızca öz geçmişlere bakmıyor. Adayın sosyal medyadaki durumu işe alınmada belirleyici unsurlardan biri oluyor. Kimlerle arkadaşlık yapıyor, neler konuşuyor, neler paylaşıyor, tarzı, çevresi gibi birçok bilgi işe kabulde etkili oluyor.

Facebook, Twitter ve Linkedin gibi siteler birbirinden bağımsız olduğu için asıl iş, buralarda yer alan düzensiz bilgileri bir araya getirip şirketlere sunmak. Bir kişi için birçok siteye ulaşmak, araştırma yapmak zor. EMC gibi şirketler ise özel yazılım ve çalışmaları ile şirketlere tek ekran üzerinden Büyük Veri’ye ulaşma imkânı sunmaya hazırlanıyor.

Büyük Veri’yi kullanacak sektörlerden biri de bankacılık. Şimdilerde kredi isteyenlerin araştırmasını elektrik, su gibi faturalar, kredi ve kredi kartı ödemeleri gibi klasik bilgiler üzerinden yapan bankalar, sosyal medyadaki düzensiz verilere de bakıp doğru kişiye kredi vermeye çalışacak. EMC tarafından Amerikan bankalarına sunulmak üzere olduğu belirtilen çalışmaya, sosyal medyadaki verilerin işin ehline sunulması durumunda, çok daha hızlı kredi neticelendirmesi yapılabileceğini gösteriyor. Bu uygulamanın hayata geçmesiyle, sevincini ve üzüntüsünü sosyal medyaya yansıtan kullanıcılar, belki de bankacıların eline kendilerine kredi verilmemesi için koz vermiş olacak. Teknolojinin gittiği yön, akla, “Sosyal medya kullanıcısı olmayanlar kredi alamayacak mı?” sorusunu da getiriyor.

Sosyal medyadaki verileri kullanması beklenen sektörlerden biri de sağlık. Doktorların hastalarla ilgili teşhis aşamasında veri toplaması zor olabiliyor. Bilgiler hastanın verdiği bilgilerle sınırlı kalabiliyor. Özellikle Türkiye’de devlet hastanelerinde bir hastanın tahlil sonuçları, röntgen filmleri, MR görüntüleri gibi geçmişine dönük bilgiler doktorlara sunulamıyor. Hastanın, sağlık durumuyla ilgili olarak Facebook’ta yazdıklarından, Twitter’daki yorumlarından ve Youtube’daki paylaşımlarından yola çıkılarak hazırlanacak bilgiler doktorlara sunulabilecek. Böylece doktorların hızlı karar vermesine yardımcı olunacak.