Çalışanların Kamera İle İzlenmesi ve İşveren Tarafından Takibi

Çalışanların kamera ile izlenmesi yöntemlerine İşverenler, denetim ve gözetim yükümlülüğü,  işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut  şartlarının iyileştirilmesi gibi nedenlerle  başvurmaktadır.

Çalışanların kamera ile izlenmesi yöntemlerinin hangi şartlarla ve ne gibi durumlarda kullanılabileceğine ilişkin yasal ve ulusal düzenlemeler yazımızda değerlendirilecektir.

  • Çalışanların Kamera İle İzlenmesi Hakkında Türk Hukukunda Yer Alan Düzenlemeler 

  •  4857 Sayılı İş Kanunu Göre Çalışanların Kamera ile  İzlenmesi

İş Kanununda çalışanların güvenlik kameralarıyla izlenmesi için özel bir hüküm yer almamaktadır. Ancak “İşverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri” başlıklı 77. maddesinde “İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler.” hükmü yer almaktadır. 

Bu maddeye göre işveren işin gereği gibi yürümesini sağlamak için işçilerin ve iş yerlerinin güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu kapsamda kamera ile izleme yöntemlerinin kullanılması söz konusu olmaktadır. Bu faaliyetlerin yerine getirilmesi sırasında yazımızda yer verilecek diğer ilgili mevzuattaki yükümlülüklerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

  • Çalışanların Kamera ile  İzlenmesinin İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu Kapsamında Değerlendirilmesi

İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanunu 4. maddesine göre “İşveren, çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olup bu çerçevede; 

b) İşyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını izler, denetler ve uygunsuzlukların giderilmesini sağlar.” Bu maddeye göre de işveren çalışanların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür. Bu yükümlülük hem işçinin kişisel haklarının ihlalini önlemek ve korumak hem de çalışanların güvenliği dahil olmak üzere işyerindeki işleyiş ve düzeni sağlamak yükümlülüğü olduğu şeklinde yorumlanmalıdır.

  • Kişisel Verilerin Korunması Kanuna Göre Çalışanların Kamera ile  İzlenmesi 

Çalışanların izlenmesi kapsamında İşveren tarafından yapılacak tüm kayıtlar veri işleme sayılacağından izleme, öncelikle Kişisel Verilerin Korunması Kanunun 4. maddesinde veri işleme için belirlenen genel ilkelere uygun olmak zorundadır. Bu ilkeler doğrultusunda veri işlemenin dürüstlük kuralına ve hukuka uygun olması, işlendiği amaçla sınırlı olarak ölçülü olması, işlemenin belirli, açık ve meşru amaçlara dayanması gerekmektedir. 

Kanunun 5.maddesinin 2. fıkrasının (f) bendine göre, ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması durumunda veri sahibinin açık rızası elde edilmeksizin kişisel verilerin işlenebileceği düzenlenmiştir. 

Kişisel Verilerin Korunması Kanunun 5/1 maddesinde veri işlemenin yalnızca ilgili kişinin açık rızasıyla olabileceği belirtilmiştir. Ancak 5/2 maddesinde öngörülen şartlardan birinin varlığı halinde veri işlemenin açık rıza olmaksızın mümkün olabileceği öngörülmektedir. Kanunun 5/2 f bendinde yer alan  İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması.” düzenlemesi işverenin denetim ve gözetim yükümlülüğü kapsamında açık rıza olmadan işyeri ve çalışanlarının güvenliğini sağlamak bu hükmün kapsamına girebilir. Ancak işverenin meşru menfaati için zorunlu olması aydınlatma yükümlülüğünü ortadan kaldırmamaktadır. 

Veri sorumlusunun meşru menfaat şartına dayanması durumunda bu şartın varlığını tespit etmek için gözetilmesi gereken hususlar; 

  • Meşru menfaat sahibinin “veri sorumlusu” olması gerektiği düzenlenmiştir. Bu kapsamda, veri sorumlusu dışında üçüncü bir kişinin menfaatinin söz konusu olması hali veri işleme şartının kapsamı dışında kalmaktadır.
  • Veri işleme şartının varlığından bahsedebilmek için veri sorumlusunun menfaatinin mevcut olması yeterli değildir. Söz konusu menfaatin meşru olması gerekmektedir. Menfaatin ileride doğma ihtimali üzerine, veri sahiplerinin kişisel verilerinin elde edilmesi mümkün değildir. İlgili madde kapsamında kabul edilen meşru menfaat kavramı, halihazırda mevcut olan bir menfaati ifade etmektedir.
  • Veri işleme şartının varlığından söz edebilmek için veri sorumlusunun meşru menfaatinin veri sahibinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemesi gerekmektedir. Bu durumun tespiti için denge testi uygulanması gerekmektedir.
  • Denge Testi Nedir?

Denge testi iki aşamalı bir testtir. Bu kapsamda yapılacak olan ilk değerlendirmede veri sorumlusunun meşru menfaati olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. 

Buna ek olarak, veri sorumlusunun meşru menfaatinin olmasının yanı sıra, ikinci değerlendirmede ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerinin tehlikeye atılmaması ve bu bağlamda ilgili kişi tarafından kişisel verilerin işlenmesinin beklenen bir durum olması gerekmektedir. Dolayısıyla, veri sorumlusunun meşru menfaati olup olmadığı belirlendikten sonra, yapılacak ikinci değerlendirmede kişisel verisi işlenecek olan ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerinin neler olduğu tespit edilmeli ve belirtilen hak ve menfaatler değerlendirilerek hangisinin üstün geldiğine karar verilmelidir.

Kurum rehberine göre, kamera kaydı alınan bir işyerinde, ilgili kişi bir kamera ikonu ile kamera kaydı yöntemiyle kişisel verilerinin elde edildiği konusunda bilgilendirilmelidir. Kamera kayıtlarının hangi amaç, hangi hukuki sebep ve yöntem ile elde edildiği, ilgili kişinin hakları gibi detaylar ilgili kişinin bu kamera ikonu vasıtasıyla yönlendirildiği bir dokümanda (kişisel verilerin korunması ve işlenmesine ilişkin politika, kamera kayıtlarına ilişkin aydınlatma metni) detaylandırılabilir.  

Sonuç olarak Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında değerlendirildiğinde; işverenin çalışanları izlemesi için yapılacak işleme, veri sorumlusunun meşru menfaati hukuki sebebi altında  değerlendirilebilecektir.  Ancak bunun için meşru amaç, izleme ve işçinin kişisel verileri arasında denge testinin dikkatle yapılması, ilkelere uyulması, özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmemesi için aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi zorunludur.

  • Türk Borçlar Kanununa Göre Çalışanların Kamera ile İzlenmesi

Türk Borçlar Kanunda yer alan “Kişisel verilerin kullanılması” başlıklı 419. maddesine göre,  İşveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir. Burada belirtildiği üzere iş sözleşmesi kapsamında yapılan işlemler gereklilik ve orantılılık ölçütüne uygun olmalıdır. Her ne kadar işverenin çalışanın kişisel verisi sayılacağı için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu  hükümlerinin çizdiği sınırlar burada da geçerli olacaktır.

  • Çalışanların Kamera İle İzlenmesi Hakkında Yargıtay 22. Hukuk Dairesi  2015/28830 E. sayılı kararı

“İşyerinde haklı bir nedenin varlığı halinde işçilerin izlenmesi ve gözetlenmesi suretiyle kişilik hakları sınırlandırılabilir. Hangi durumların haklı neden teşkil edip etmediği somut olayın özelliklerine göre belirlenir. İşyerinin imajının korunabilmesi, üretim işleyişinin, güvenlik bakımından önem teşkil eden alet ve bölümlerin gözetlenmesi gibi sebepler izleme için haklı neden teşkil edebilir. Ancak burada önemli olan işçilerde haklı bir mahremiyet beklentisinin doğmamış olmasıdır. (ERDOĞAN, age, s.116-117). İşçilerin konuşmalarının dinlenmesi için haklı bir nedenden söz edilemez. Ayrıca dosya kapsamına göre davacının konuşmalarının dinlendiğinden önceden haberdar olmadığı gibi bu konuda rızası da alınmış değildir. İşyerinin niteliği ve işçilerin önceden haberdar edilmemiş olmaları dikkate alındığında konuşmalarının dinlenmediği konusunda davacıda haklı bir mahretmiyet beklentisinin doğduğu açıktır. Buna göre davalı işveren hukuka aykırı şekilde davacının konuşmalarını dinleyerek kişilik haklarını ihlal etmiştir.”

  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Kamera İle İzleme Hakkında Görüşleri 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çalışanların iş hayatını da özel hayatın bir parçası olarak kabul ettiğine şüphe yoktur. Bu nedenle kamera ile izlenmesi hakkında yapılmış çalışan başvuruları İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin ‘Özel Hayata ve Aile Hayatına Saygı” başlıklı  8. maddesi altında değerlenmektedir.  

Mahkeme esasen çalışanları izlemenin tamamen hukuka aykırı olduğunu düşünmemektedir. Çalışanların özel hayatının gizliliği ve işverenin yararı arasındaki denge ise somut olaya göre mahkemece  yorumlanmaktadır.

Bărbulescu v. Romania davasında  Mahkeme  izlemenin  hukuki sebebe dayanarak , izlemenin gerçekleştiği her durumda ve yerde mutlaka bu hukuki sebep belirtilerek bilgilendirme yapılmasına önem vermektedir.  Özel hayata saygı çerçevesinde önlemler alıp sınırlayarak yapılması gerektiğini de ayrıca vurgulamaktadır. Mahkeme, sınırlı olarak yapılan izlemeyi, işveren tarafından yapılan bilgilendirmeyi, hukuki sebebi ve izleme ile  alınmak istenen sonuç  arasındaki  ölçülülük/orantılılık, gereklilik/zorunluluk başlıkları altında her durumda özel olarak değerlendirilmektedir. 

Öyleki Antovic and Mirkoviç v. Montenegro davasında izlemenin kamusal alanda gerçekleşmesine rağmen hukuki sebep belirtilmemiş olmasını ihlal kabul etmiştir. 

Buna karşılık  Köpke v. Germany davasında çalışanın gizlice izlenmesinin mümkün olması için, makul suç şüphesinin varlığı ve izlemenin başka bir yöntem ile yapılmasının  sonuçsuz kalacağına ilişkin bir kanaat oluşması kriterlerini sağlaması gerekmektedir.

Lopez and Ribalda V. Spain davasında bir süpermarketin çalışanlarının hukuka aykırı izleme yoluyla toplanan verilere dayanarak işten çıkarıldıkları iddiası ile  yaptıkları başvuruda; market sahibi hesap defterlerindeki yüksek miktarlardaki tutarsızlıklar sebebiyle hırsızlıktan şüphelenerek kamera kayıtlarını gizlice tuttuğunu, incelediğini ve  bunun üzerine kanıt topladığını, çalışanları yakaladığını ve kovduğunu söylemiştir. Kameraların paraların bulunduğu kasayı ve müşterileri gösteren şekilde kurulmuş olduğunu, şüpheli market çalışanlarının ve  izlenmesi için yeterli ve sınırlı şekilde yapıldığını; son olarak da çalışanların çalıp çalmadıklarının tespitinin yalnızca kasanın yanındaki izlemeyle ve haberleri olmadan yapılırsa tespit edebileceğini söyleyerek market sahibinin hukuki sebebini yeterli ve izlemeyi orantılı  bulmuştur.  

  • GDPR’a göre Çalışanların Kamera ile İzlenmesi

Veri sorumluları, CCTV sistemleri tarafından yakalanan kimliği belirlenebilir kişileri içeren görüntülerin, GDPR amaçları doğrultusunda korunan kişisel verilerden olduğunu bilmelidir.

CCTV sistemi kurmadan önce, potansiyel veri denetleyicileri aşağıdaki hususları dikkate almalıdır.

  • İşleneceği amaçla uygunluk
  • Kanuna uygunluk
  • Gereklilik 
  • Orantılılık
  • Veri Güvenliği
  • Veri Depolama
  • Açıklık

E-postaların izlenmesinde de olduğu gibi burada da açıklık ilkesi uygulanmaktadır. İşverenin aydınlatma yükümlülüğü hukuki sebep açısından da bir zorunluluktur. Bu durumun istisnası olarak suç oluşturan bir fiili tespit etmek açısından izlemenin gizlice yapılması gerektiği hallerde işçinin rızasının alınması gerekliliği değişebilmektedir. 

Orantılılık, kişisel verilerin herhangi bir şekilde işlenmesinin, amaçları açısından ölçülü ve makul olması gerektiği anlamına gelir.

  • Çalışanların Kamera İle İzlenmesi Hakkında Çeşitli Veri Otoritelerinin  Görüşleri 

İngiltere’de çalışanın aydınlatma  olmadan gizlice izlemenin ancak suç şüphesinin varlığı ve kötü uygulama  durumlarında  mümkün olduğu söylenmiştir. 

İtalyan Yüksek mahkemesi, çalışanların CCTV ile izlenebilmesi için aydınlatma yükümlülüğü gerektiğini aksi takdirde özel hayatın gizliliği ihlali  sayılması gerektiğine karar vermiştir.

Veri sorumlusunun izleme verilerini toplama amacının belirli ve kameraların bu amaca ulaşmasındaki etkisinin izlemeye konu olacak çalışan üzerindeki etkisi ile  orantılı olması gerekmektedir. Çalışanlara izlemenin neden ve nerede yapılacağı hakkında açık bildirim yapılması zorunludur. İzleme özel hukuki sebebe dayanıyorsa (güvenlik, sağlık etc.) işçilere bildirilenden başka bir amaç dışında bu verilerin kullanılması uygun değildir. Örneğin, izleme güvenlik veya sağlık için yapılıyorsa, çalışanların performansını denetlemek için kullanılamaz. 

İrlanda Veri Koruma Otoritesine göre, çalışanların kamera ile izlenebilmesi için orantılılığa bir örnek, insan gözleminin mümkün olmadığı yerler olarak gösterilebilir

Çalışanların kamera ile izlenmesi genel olarak bildirim yapılması gerekmesine rağmen, gizlice izlemenin özel durumlarda suçu önleme, tespit etmek ve  araştırmak amacıyla  mümkün olabileceği öngörülmüştür.

Kişisel veriler ne olur ne olmaz diyerek kayıt altına alınamaz veya toplanamazlar. Mutlaka hangi amaç doğrultusunda hareket edildiği veri sorumlu tarafından  bildirilmelidir.  Kamera kayıtları görüntüye giren insanların kişisel verilerini içerdiğinden açık rızalarının alınması yapılan kaydı hukuka uygun hale getirmektedir ancak ne var ki kaydedilen herkesin rızasının alınabilmesi CCTV sistemleri için çok da mümkün değildir. 

Çalışanların kamera ile izlenmesi için bildirim yapılması gerekmekle birlikte  suçu önleme, tespit etmek ve araştırmak amacıyla gizli izlemenin mümkün olabileceği özel durumlarda öngörülmüştür. Toplanan bilgİlerin suç delili oluşturması durumunda üçüncü kişiler ile  paylaşılabileceği öngörülmüştür.

Görüntülü takip sistemleri ile çalışanların izlenmesi için çalışanların bilgilendirilmesi suç teşkil edebilecek istisnai durumlar haricinde şarttır. Görüntülerin toplanması, işlenmesi ve saklanması da veri sorumlusu olarak işverenin sorumluluğundadır. 

  • Özetle;

  • İşçinin özel hayatını ihlal etmediği ölçüde işveren çeşitli yöntemlerle denetim ve gözetim yükümlülüğünü kullanarak, bazı kısıtlama ve ilkelere uymak koşulu ile ortak alanlarda kamera ile izleme yapabilir. 
  • İşverenin kamera ile izlemenin içeriğinin kapsamı ve yöntemi konusunda işçiyi aydınlatma yükümlülüğünü yerine getirmelidir. Hukuki sebep belirlemek ve işçiye yapılan aydınlatmadaki amaca aykırı hareket etmemek zorunluluğu bulunmaktadır. 
  • İşverenin, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ile işyerinin korunmasında amacı ile ve denetim ve gözetim yükümlülüğünün yerine getirilmesi kapsamında ve bu amaçlarla sınırlı olarak  güvenlik kamerası kullanımı yasal olarak kabul edilmektedir. İzlemenin açıklık, şeffaflık, orantılılık, ölçülülük, meşru amaç ve gereklilik ilkelerine uygun şekilde yapılması gerekir.  Ancak aksi bir amaçla yapılan düzenlemeler hem özel hayatın gizliliğine hem de Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na ihlal niteliği taşır.  Örneğin, işin denetim yükümlülüğünü aşar şekilde izleme yapılmamalıdır. İşverenin çalışanların günlük ihtiyaçları için cep telefonundan yaptığı özel görüşmelerini de kaydeden bir kamera kaydı yapması ölçülülük ve dürüstlük kurallarına uygunluk olarak değerlendirilmeyecektir.
  • KVKK ve GDPR gereğince, toplanan veriler kişisel veri nitelikleri gereği veri sorumlusunun yükümlülükleri kapsamında toplanır, saklanır ve işlenir. Bu kapsamda Kişisel Verilerin Korunması Kanunun’nun 12. maddesinde belirtilen teknik ve idari tedbirler alınmak zorundadır.


  • İşverenler Tarafından Yapılması Gerekenler

  • İşverenlerin; denetim ve gözetim yükümlülüğü ve iş sağlığı güvenliğini sağlama kuralları kapsamında, çalışanlarını kamera  sistemleri ile izleyebilmeleri için mutlaka bu konuda çalışanlarını açıkça bilgilendirilmelidirler. Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında aydınlatma yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir.
  • Aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi için açık anlaşılır bir bildirimin yapılmalıdır. Çalışanların ne zaman ne şekilde izleme yapıldığı ile ilgili bir tereddütü olmaması gerekmektedir. 
  • Ortak alanlarda çalışanların izlenebilmesi, diğer kurallara uymak kaydıyla, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 5/2 maddesindeki “veri sorumlusunun meşru menfaati” kapsamında açık rıza alınmasına gerek olmayan haller kapsamında değerlendirilebilir.
  • Kişilerin mahrem alanları sayılabilecek yerlerde ve ortak alan sayılmayan alanlarda kamera ile izleme yapılmamalıdır. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 4. maddesinde yazılı ilkelere aykırılık teşkil edeceğinden, çalışanlardan açık rıza alınması dahi bu işleme faaliyetini hukuka uygun hale getirmeyecektir.
  • İzleme ortak alanlarda yapılabilir. Ayrıca izleme yapılan yerler izlemenin amacıyla bağlantılı kalmalıdır. İşyerindeki soyunma, emzirme odası, wc vb. özel alanlarda kayıt yapılması kabul edilmemektedir bu husus özel hayatın gizliliğine ihlal niteliği taşıyacaktır. İzleme yapılamayan alanlarda güvenliğin sağlanması için alternatif yöntemler kullanılabilir.  Örneğin soyunma odalarında hırsızlık hadiseleri meydana geliyorsa da işveren, bu sorunu direkt kamera denetimi ile değil, öncelikle şifreli veya kilitli dolap gibi tedbirler ile çözmeye çalışılabilir.  
  • Çalışanlara mahremiyetlerinin olmadığı ve her an izlendikleri baskısı yaratılmamalıdır.
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin Kararlarına Dayanarak Çalışanların Kamera İle İzlenebilmesi İçin Gerekli Şartların Kontrol Edilebileceği Sorular

    • Çalışanlarınızı izlenebileceklerine karşı bilgilendirdiniz mi? 
  • HAYIR. İzleme yapamazsınız. 
  • EVET. 
    • Çalışanları izlemekte meşru menfaatiniz var mı?
  • HAYIR. İzleme yapamazsınız. 
  • EVET.
    • Çalışanları izleme meşru menfaatiniz, çalışanların temel hak ve özgürlüklerine müdahaleniz ile tutarlı ve dengeli mi? 
  • HAYIR. İzleme yapamazsınız.  
  • EVET.

Tüm bu sorulara cevabınız EVET ise yukarıda anlatılan koşullar çerçevesinde güvenlik kameraları kullanarak izleme yapabilirsiniz.

“Kamera İle İzleme Hakkında İtalyan Veri Koruma Otoritesinin Yayınladığı Görüş” hakkında yazımızı okumak için; https://www.eralp.av.tr/kamera-ile-izleme/ 

Konu hakkında Kişisel Verileri Korum Kurumunun görüşlerini daha detaylı inceleyebilmek için;  6698 SAYILI KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASI KANUNUNUN UYGULANMASINA YÖNELİK SORU VE CEVAPLAR.pdf (kvkk.gov.tr)

Bu yazı Beyza AKTAŞ ve Gonca ALANBAY tarafından hazırlanmıştır.